29 Mart 2024 Cuma
MENÜ
SON YAZILAR

RÛM SÛRESİ

 

30/84 RÛM SÛRESİ

(Sûre adını, (ehl-i kitap olan) Rûm’ların (Bizans’lıların), (ateşperest olan) Pers’lere mağlup olmalarından almıştır. Dönemin iki güçlü devleti arasında birkaç yıl içinde yapılacak olan ikinci savaşta, ilk savaşın mağlubu olan Rûm’ların (Bizans’lıların), Pers’leri yeneceklerini mucizevî bir şekilde önceden haber verilmesi son derece önemli ve dikkate şayandır. Mekke döneminin sonlarında nazil olmuştur, Mushaf’da 30ncu sırada, inişte ise 84üncü sırada olup 60 âyettir.)

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla. 

1.Elif-Lâm-Mîm!

2.Rûm’lar yenilgiye uğradılar.

3.(Üstelik) yakın bir yerde; ama onlar bu yenilginin ardından galip gelecekler.

4.(Hem de) birkaç yıl (üç ila dokuz yıl) içinde. Önünde-sonunda Allah’ın dediği olur. O gün müminler sevineceklerdir.

5.Allah’ın yardımı sayesinde. O dilediğine (hak edene) yardım eder, kudret ve merhamet sahibidir.

6.Bu Allah’ın vaadidir. Allah vaadinden asla dönmez, ancak insanların çoğu bunu bilmezler.

7.Onlar sadece bu dünya hayatının görünen yüzünü tanırlar, âhiret hakkında ise gaflet içindedirler.

8.Allah’ın; göklerde, yerde ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yarattığını onlar hiç düşünmezler mi? Fakat, insanların birçoğu, sonunda Rablerinin huzuruna çıkacaklarını halâ inkâr etmektedirler.

9.Onlar, yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden önce yaşamış olan (inkârcıların) sonunun ne olduğunu görmediler mi? Öncekiler, kendilerinden çok daha kudretliydiler. Toprağı işlemişler, yeryüzünü bunlardan daha fazla imar etmişlerdi. Rasuller, onlara da açık belgeler getirmişlerdi. Allah onlara zulmetmedi, fakat asıl onlar (şirk koşarak) kendi-kendilerine zulmettiler. 

10.Sonunda, Allah’ın âyetlerini yalanlayanların ve onları alaya alarak kötülük yapanların âkıbeti çok kötü oldu.

11.Allah insanı yoktan var ettiği gibi, sonra ona yeniden can verecektir. Sonunda hepiniz yine O’na döndürüleceksiniz. 

12.Son saat (Kıyamet vakti) geldiğinde günahkârlar bütün umutlarını yitireceklerdir.

13.Allah’a ortak koştukları varlıkların hiçbirinden şefaat göremeyeceklerdir. Halbuki, onlar ortak koştukları varlıklar yüzünden kâfir olmuşlardı.

14.Son Saat (Kıyamet vakti) gelip-çattığında, saflar (müminler ile kâfirler) birbirlerinden ayrılacaktır.

15.İman edip salih amel işleyen kimseler, bir mutluluk ve esenlik bahçesinde (cennette) ağırlanacaklardır.

16.İnkâr edip, âyetlerimizi ve ahiretin varlığını yalanlayan kimselere gelince, onlar da (yaptıkları sebebiyle) azabın içine atılacaklardır.

17.Öyleyse, akşam vaktine girdiğinizde (akşam ve yatsıda) ve sabah vaktine vardığınızda (sabahta) Allah’ın sınırsız şanını yüceltin (namaz kılın).

18.Göklerde ve yerde her türlü övgü O’na mahsustur. İkindi vaktinde de, öğleye girdiğiniz vakitte de (öğle ile ikindi namazlarını kılarak Allah’ı tesbih edin). 

19.O, ölüden diriyi, diriden de ölüyü meydana getirir. Ölü toprağa can veren O’dur. İşte siz de (ölümden hayata) böyle çıkarılacaksınız. 

20.Sizi topraktan yaratmış olması Allah’ın âyetlerinden (delillerinden) biridir. Sonra siz, beşer olarak gelişip kişilik kazandınız.

21.Onlarla huzur bulasınız diye kendi türünüzden eşler yaratması, aranıza sevgi ve merhamet yerleştirmesi de O’nun âyetlerinden (delillerinden) biridir. Düşünen bir topluluk için bütün bunlarda alınacak dersler vardır.

22.Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun âyetlerindendir (delillerindendir). Bunda bilenler için alınacak dersler vardır.

23.Geceleyin uyumanız, gündüzleri O’nun lütfundan rızkınızı aramanız da O’nun âyetlerinden (delillerinden) biridir. Bunda dinleyip (anlamak isteyenler) için dersler vardır.

24.Size korku ve ümit arasında şimşeği göstermesi, gökten yağmur indirip onunla ölü toprağa hayat vermesi de O’nun âyetlerindendir. Aklını kullanan kimseler için bunlardan alınacak dersler vardır.

25.Göklerin ve yerin O’nun buyruğuyla (koyduğu kanunlarla) ayakta durması da O’nun âyetlerindendir. En sonunda sizi bir kez çağırdığında, hep birden yerden ortaya çıkacaksınız. 

26.Göklerde ve yerde olan her varlık O’na aittir, hepsi de O’na boyun eğmektedir.

27.Yaratmayı başlatan, sonra da (yaratılışı) tekrarlayacak olan sadece O’dur. Bu O’nun için çok kolaydır, zira göklerde ve yerde olan en yüce sıfatlar O’nundur.     

28.Allah size, kendinizden bir örnek veriyor; hakimiyetiniz altında bulunanları (esirleri) size verdiğimiz rızıklara sizinle eşit oranda ortak olarak görüyor musunuz? Kendinizi efendi saydığınız gibi onları da efendi sayıyor musunuz? Akleden bir topluluk için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.

29.Gel gör ki, zulme saplanmış olanlar hiçbir bilgiye dayanmadan kendi arzu ve heveslerinin peşinden girmektedirler. Allah’ın sapık saydığı kimseyi kim doğru yolda sayabilir? Onlara yardım edecek hiç kimse de yoktur.

30.O halde sen yüzünü dosdoğru bu dine, Allah’ın insanları yarattığı fıtrata çevir. Allah’ın yarattığının yerini tutacak hiçbir şey yoktur. İşte dosdoğru din budur. Ama insanların çoğu bunu bilmezler.

31.(Batıl olan her şeyden yüz çevirip) yalnız O’na yönelin! O’na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! Namazı düzgün ve sürekli kılın. O’ndan başkasına asla ilahlık yakıştırmayın!

32.(Ayrıca) inançlarının bütünlüğünü bozarak parçalara bölünen ve her grubun yalnız kendi sahip olduğuyla övündüğü kimselerden olmayın!

33.İnsanların başına bir sıkıntı geldiğinde yalnız Rablerine yönelerek O’na yalvarırlar. Sonra Rableri onlara bir rahmet tattırınca içlerinden bir kısmı Rablerine ortak koşarlar.

34.Kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler bakalım. Bir süre safa sürün, ama (ortak koşmanın cezasını) yakında öğreneceksiniz.

35.Yoksa Biz onlara bir kanıt indirdik de, Allah’a şirk koşmalarını o mu onaylıyor?

36.İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman O’na güvenirler. Fakat kendi işledikleri (günahlar) yüzünden başlarına bir kötülük gelse, o zaman (Allah’ı unutup) ümitsizliğe düşerler. 

37.Görmezler mi ki Allah dilediğine rızkı bol veriyor, dilediğininkini de kısıyor. Kuşkusuz bunda iman eden kimseler için ibretler vardır.

38.O halde; akrabaya da, yoksula da, yolda kalmışa da hakkını ver. Allah’ın hoşnutluğunu isteyenler için bu en iyisidir. Kurtuluşa erenler de onlardır.

39.İnsanların malları içinde artsın diye verdiğiniz faizli borç, Allah katında size artış sağlamaz. Allah’ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte mallarını kat-kat artıranlar zekât verenlerdir.

40.Allah sizi yaratan ve rızık verendir. Sonra O, hayatınızı sona erdirecek ve size tekrar can verecektir. Sizin Allah’a ortak koştuklarınız arasında bunlardan herhangi birini yapabilecek olan var mı? Allah, ortak koştuklarınızdan münezzehtir, yüceler yücesidir.

41.İnsanların kendi elleriyle yaptıkları (kötülükler) yüzünden karada ve denizde bozulmalar başladı. Allah, onlara yaptıklarından bir kısmının cezasını tattıracaktır. Umulur ki (yol yakınken) geri dönerler.

42.De ki: “Yeryüzünde dolaşın da (yaptıkları yüzünden) öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bakıp-inceleyin. Çünkü onların çoğu Allah’a ortak koşan kimselerdi.”

43.O halde, Allah tarafından, geri dönüşü mümkün olmayan bir gün gelmeden önce sen yüzünü dosdoğru dine (İslam’a) çevir. O gün, insanlar hak ettikleri yere göre ayrılacaklardır.

44.Kim inkâr ederse, inkârcılığı kendi aleyhine olacaktır. Salih amel işleyenler ise, kendileri için (cennetteki) yerlerini hazırlamış olurlar.

45.Zira Allah, iman edip salih amel işleyenleri kendi lütfuyla ödüllendirecektir. Şüphesiz O, inkârcıları sevmez.

46.Rüzgârları (yağmurun) müjdecisi olarak göndermesi Allah’ın âyetlerindendir. Bu sayede size rahmetini tattırmakta, yasası sayesinde gemileri yüzdürmekte ve O’nun rahmetinden pay almaktasınız. Umulur ki şükredersiniz.

47.Senden önceki kavimlere de kendi içlerinden Rasuller göndermiştik ve onlar hakikatın apaçık delillerini getirmişlerdi. Sonunda suç ve günahta direnenlere hak ettikleri cezayı verdik. İnananlara yardım etmek Bizim vaadimizdir.

48.Rüzgârları gönderip bulutları yürüten, sonra onları gökte dilediği gibi yayan ve kümelenmiş yığınlar haline getiren Allah’tır. Onların arasından yağmur damlalarının çıktığını görürsün. Kullarından dilediği kimselere rahmetini indirince o kullar sevince boğulurlar.

49.Oysa onlar, yağmur yağdırılmadan az önce bütün ümitlerini yitirmiş ve şaşkın bir haldeydiler.

50.Allah’ın rahmetinin sonuçlarına bir baksana: Ölü toprağa nasıl da can veriyor! İşte ölüleri de diriltecek olan O’dur. O’nun her şeye gücü yeter.

51.Bir rüzgâr göndersek ve ekinlerinin sarardığını görseler, hemen nankörlük etmeye başlarlar.

52.Bil ki sen ölülere işittiremezsin. Arkasını dönüp giderek davete sağır kesilenlere de duyuramazsın.

53.Yine sen, (kalbi) kör olanları yanlış yoldan çevirip doğru yola yöneltemezsin. Sen âyetlerimizi ancak inananlara duyurabilirsin, onlar da hemen teslim olurlar.

54.Başlangıçta sizi güçten yoksun olarak yaratan, bunun ardından sizi güçlü-kuvvetli kılan, bu dönemin ardından sizi (tekrar) zayıflığa ve ak saçlılığa (ihtiyarlığa) düçar eden Allah’tır. O istediğini yaratan, her şeyi bilen ve mutlak kudret sahibi olandır.

55.Kıyamet koptuğu gün suçlular dünyada bir saatten fazla kalmadıklarına yemin edecekler. Böylece onlar kendilerine (bile) yalan söylemiş olacaklar. 

56.Dünyadayken ilim ve iman sahibi olanlar ise onlara şöyle diyecekler: “Doğrusu siz Allah’ın yasası uyarınca (tercih yapacak kadar dünyada) kaldınız, nihayet diriliş günü de gelip-çattı. Fakat siz vaktiyle buna inanmamakta ısrar ettiniz.”   

57.O Gün, müşriklerin mazeretlerinin bir faydası olmayacak ve onlara ikinci bir fırsat da verilmeyecektir.

58.Andolsun ki Biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü örneği verdik. Şayet sen onlara bir mucize getirecek olsan, inkâr edenler mutlaka şöyle diyecekler: “Siz sadece boş işlerle uğraşıyorsunuz” diyecekler.

59.Allah, hakikati görmek istemeyenlerin kalplerini işte böyle mühürler.

60.”Sen şimdi sabret. Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. İman etmeyenler sakın seni yanlış yapmaya sevk etmesin!”

 

X