19 Nisan 2024 Cuma
MENÜ
SON YAZILAR

SECDE SÛRESİ

 

32/75 SECDE SÛRESİ

(Sûre adını, müminlerin Allah’a derin bir teslimiyetle “boyun bükdüklerini/secde ettiklerini” ifade eden 15nci âyetinden almaktadır. Mushaf’ta 32nci, inişte ise 75nci sırada olup, 30 âyetten meydana gelmektedir.)

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla. 

1.Elif-Lâm-Mîm.

2.Bu Kitab’ın, âlemlerin Rabbi tarafından indirildiğine hiç şüphe yoktur.

3.Buna rağmen, “O’nu kendisi uydurdu” diyorlar, öyle mi? Hayır! O, senin Rabbin tarafından indirilen bir hakikattır. Senden önce (uzunca bir süre) kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir topluluğu uyarman için sana vahyedilmiştir. Umulur ki doğru yola gelirler. 

4.Gökleri, yeri ve bunların arasında bulunanları altı evrede yaratan ve yarattıkları her şeyi bir kanuna bağlayan Allah’tır. O’ndan başka sizin ne bir dostunuz ne de bir şefaatçınız vardır. Halâ düşünüp ders almaz mısınız? 

5.O, gökle yer arasındaki bütün işleri düzenleyip-yönetir. Sonra (bütün işler) sizin hesabınızla bin yıl tutan bir günde O’nun katına çıkar.

6.İşte O, idrak edilemeyenleri de, idrak edilebilenleri de bilendir, her şeye gücü yeten ve merhametli olandır.

7.O, yarattığı her şeyi güzel yaratan ve insanı yaratmaya çamurdan başlayandır.

8.Sonra onun neslini, basit ve değersiz bir sıvı özünden yaratmıştır.

9.Daha sonra, yaratılış amacına uygun nitelikler vererek Kendi ruhundan üflemiştir. Sizi; işitme ve görme yetenekleriyle, düşünme ve duygu (hissetme) melekeleriyle donatmıştır. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!

10.Onlar: “Biz toprağın altında kaybolup gittikten sonra yeniden yaratılacak mıyız?” derler. Aslında onlar, Rablerinin huzuruna çıkıp (hesap vermeyi) inkâr eden kâfirlerdir.

11.De ki: “Sizin için görevlendirilen ölüm meleği sizi vefat ettirecek, sonra Rabbinizin huzuruna çıkarılacaksınız.

12.Günahkârların, Rablerinin huzurunda başlarını öne eğmiş olarak, “Rabbimiz! Gördük ve işittik, şimdi bizi geri gönder de salih amel işleyelim. Çünkü biz (hesap gününe) kesin olarak inandık” dediklerini bir görsen!

13.Eğer Biz isteseydik herkesi (zorla) doğru yola sokardık, fakat (bunu istemedik) ki, (iyiler kötülerden ayrılsın da) vermiş olduğumuz; “Cehennemi cinlerin ve insanların (kötüleriyle) dolduracağım” sözü gerçekleşsin.

14.Onlara: “Yüzleşme (hesap) gününü umursamadığınızın karşılığını görün, Biz de sizi umursamıyoruz. Yaptıklarınıza karşılık olarak ebedî azabı tadın” denilecek.

15.Âyetlerimize iman edenler öyle kimselerdir ki; kendilerine tebliğ edildiği zaman büyüklük taslamadan derin bir saygıyla boyun bükerler/secde ederler ve Rablerini hamd ile tesbih ederler.” (7.206*13.15*16.48,49*17.107*19.58*32.15)

16.Bunlar (gece namazı için) yataklarından kalkarlar, korku ve ümit içinde Rablerine yalvarırlar ve verdiğimiz rızıklardan infak ederler.

17.Yaptıklarına karşılık mükafat olarak, onlar için (cennette) göz kamaştıran ne güzelliklerin beklediğini hiç kimse bilemez.

18.İman etmiş kimse günaha batmış kimse gibi olur mu hiç? Bunlar birbirlerine denk değildirler.  

19.İman edip salih amel işleyen kimseleri, yaptıklarına karşılık konuk olarak yerleşecekleri cennetler beklemektedir.

20.Fasıklık yapmış olanlara gelince, onların konaklayacakları yer ise ateş olacak, oradan çıkmak istedikleri zaman onlara, “Yalanlayıp durduğunuz o ateşin azabını tadın” denilerek yeniden o ateşin içine atılırlar.

21.Onlara o büyük azaptan önce daha yakın (dünya) azabını elbette tattıracağız, umulur ki (yol yakınken) dönerler. 

22.Rabbinin âyetleri kendisine anlatıldıktan sonra, onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Biz, günahkârlara hak ettikleri cezayı mutlaka çektireceğiz.

23.Andolsun Biz Musa’ya Kitab’ı vermiştik. Onun kavuşması hakkında sakın şüphen olmasın. Onu İsrailoğulları için kılavuz (rehber) yapmıştık.

24.Zorluklara sabrederek, âyetlerimize kesin olarak iman ettikleri zaman, onların içinden buyruğumuzla doğru yolu gösteren önderler çıkarmıştık.

25.Muhakkak ki Rabbin, şimdi ihtilaf ettikleri konularda Kıyamet Günü hükmünü verecektir.

26.Şimdi kalıntılarında gezip-dolaştıkları, kendilerinden önceki nice nesilleri yok etmiş olmamız, onlara yol gösterici olmadı mı? Bunda alınacak dersler var, hâlâ dinlemezler mi?

27.Kupkuru topraklara suyu (yağmuru) gönderip, onunla gerek hayvanlarının gerekse kendilerinin yediği bitkileri çıkardığımızı görmezler mi? Artık (yeniden dirilme gerçeğini) daha da anlamayacaklar mı?

28.”Eğer söylediğiniz doğruysa, bu hüküm ne zaman verilecek?” diye soruyorlar.

29.De ki: “İnkâr edenlere, Hüküm Günü inanmaları fayda vermeyecek ve kendilerine mühlet de tanınmayacaktır.”

30.Artık onları kendi hallerine bırak ve olacakları bekle. Onlar da bekleyedursunlar.

 

 

X