20 Nisan 2024 Cumartesi
MENÜ
SON YAZILAR

ŞÛRÂ SÛRESİ

42/62 ŞÛRÂ SÛRESİ

(Kamu yönetimlerinin temel ilkesi olan ve danışma, istişare anlamlarına gelen adını 38. âyette geçen “şûrâ“ kelimesinden almaktadır. Mushaf’da 42nci, inişte ise 62nci sıradadır ve 53 âyetten oluşmaktadır.)

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla.

1.Hâ-Mim!

2.Ayn-Sîn-Kaf!

3.(Rasulüm!) Her işi mükemmel ve her hükmünde tam doğru olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahy etmektedir.

4.Göklerde ve yerde olan her şey O’nundur. Yüce ve büyük olan yalnız O’dur. (2.255)

5.Gökler neredeyse üstlerinden yarılacaklar. Melekler ise Rablerinin yüceliğini hamd ile tespih ederler ve yeryüzündekiler için O’ndan bağışlanma dilerler. İyi bilin ki Allah, çok bağışlayan ve rahmeti bol olandır. (19.88-90*40.7*42.9)

6.Kendisinden başkalarını evliya (yakın dost) edinenleri Allah devamlı gözetlemektedir. Ama sen onların üzerine vekil (sorumlu) değilsin. (6.66*39.3)

7.İşte böyle; Anakent (Mekke) halkını ve çevresindekileri kendisinde hiç şüphe bulunmayan Mahşer Günü ile uyarman için sana Arapça (okunan) bir Kur’an vahyettik. O Gün, insanların bir kısmı cennette, bir kısmı da cehennemde olacaktır. (6.92.11.105*12.2*20.108*78.38)

8.Eğer Allah dileseydi insanların hepsini (doğru yol üzere olan) tek bir ümmet (toplum) yapardı. Fakat O, doğru tercihte bulunanlara rahmet ediyor, zâlimlerin ise ne bir dostu vardır, ne de bir yardımcısı vardır. (11.118*3.192*35.37*22.71)

9.Yoksa onlar, Allah ile aralarına koydukları bir kısım evliya (yakın dostlar) mı edindiler? Halbuki veli (yakın dost) olan Allah’tır ve ölüleri dirilten O’dur ve her şeye güç yetiren (ölçü koyan) O’dur. (42.6*6.66*39.3)

10.İhtilafa düştüğünüz bütün konularda doğru hüküm Allah’a aittir. Benim Rabbim olan Allah budur. Ben sadece O’na güvenirim ve sadece O’na yönelirim. (5.23*6.57*11.88*40.62)

11.O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır. O, size kendi cinsinizden, hayvanlara da kendi cinslerinden eşler yaratmıştır. Bu şekilde sizi üretip-çoğaltmaktadır. O’nun benzeri olan hiçbir şey yoktur. O, her şeyi işitir ve görür. (35.1*4.1*6.143-144)

12.Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Rızkı dilediğine bol verir, dilediğine de ölçülü verir. O, her şeyi hakkıyla bilendir. (39.63*13.26)

13.Allah, geçmişte Nuh’a emrettiklerini, şimdi sana vahiy ettiklerini ve yine geçmişte İbrahim’e, Musa’ya, İsa’ya emrettikleri tevhid dinini sizin için de din olarak emretti: “Dini tam olarak yerine getirin ve dinde ayrılığa düşüp-bölünmeyin!” Müşrikleri çağırdığın tevhid dini onlara ağır geldi. Allah dini tebliğ için dilediği kimseyi Rasul seçer, kendine yönelenleri de doğru yola iletir. (3.103,105*4.163*5.48*45.18)

14.Onlar, kendilerine bilgi geldikten sonra aralarındaki kıskançlık yüzünden bölünüp-parçalandılar. Eğer Rabbinin cezayı ertelemeyle ilgili hükmü olmasaydı onların işi çoktan bitirilmiş olurdu. Onlardan sonra Kitaba mirasçı olanlar (Ehl-i Kitap) da Kitap (Kur’an) hakkında büyük bir şüphe içindedirler. (2.213*3.19*10.19*11.110*41.45*45.17*98.4)

15.Bu yüzden, sen tebliğine devam et ve emredildiği gibi dosdoğru ol, onların istek ve arzularına uyma! De ki: “Ben Allah’ın indirdiği bütün Kitaplara iman ettim. Aranızda hüküm verirken bana adil olmam emredildi. Bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz Allah’tır. Bizim yaptığımız bizimdir, sizin yaptığınız da sizindir. Bizimle sizin aranızda tartışmaya da ihtiyaç yoktur. Allah hepimizi bir araya toplayacak, en sonunda O’nun huzuruna varılacaktır.” (2.139*5.8,42*11.112*28.55*38.26*109.1-6)

16.Allah’ın daveti (birçok insan tarafından) kabul edildikten sonra, Allah hakkında tartışanların sözde delilleri Rableri katında değersizdir. Allah’ın gazabı onlaradır, onlar için çetin bir azap vardır.

17.Hakkı ve hakikatı ihtiva eden bu Kitap’ı ve mizanı (ölçüyü) indiren Allah’tır. Sen nereden bileceksin, belki de Kıyametin saati (vakti) çok yakındır. (7.187*55.7-9*57.25)

18.Ona inanmayanlar, onun çabuk gelmesini isterler, inananlar ise gerçek olduğunu bilerek ondan korkarlar. İyi bilin ki, kıyamet hakkında tartışanlar derin bir aldanış içindedirler. (6.58*21.28)

19.Allah kullarına karşı çok lütufkârdır. O dilediğini rızıklandırır. O, sonsuz kuvvet ve üstün kudret sahibidir. (12.100*24.38)

20.Kim ahiret nimetlerini isterse Biz ona istediği nimetleri fazlasıyla veririz. Kim de dünya kazancını tercih ederse ona da bundan veririz ama onun ahiretten hiçbir nasibi olmaz. (3.145*11.15-16*17.18)

21.Allah’ın izin vermediklerini, dinde yasa olarak koyan ortakları mı var yoksa onların? Eğer, azabın ertelenmesiyle ilgili Rabbinin sözü olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilir, işleri bitirilirdi. Ama o zalimler için can yakıcı bir azap vardır. (10.19)

22.Zalimlerin yaptıklarından dolayı korkuya kapıldıklarını göreceksin, korktukları mutlaka başlarına gelecektir. İman edip salih amel işleyenler ise cennet bahçelerinde olacaklar, onların Rableri katında istedikleri her şey vardır. Bu (onlara) büyük bir ikramdır. (18.49)

23.İman edip salih amel işleyen kullarına Allah’ın verdiği müjde işte bu (cennet). De ki: “Ben sizden, akrabalık haklarına saygı göstermenizden başka bir ücret istemiyorum.” Kim güzel (iyi) bir iş yaparsa, onun mükafatını artırırız. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır ve şükredene karşılığını verendir. (4.40*6.90*23.72*25.57*34.47*36.21*38.86)

24.Yoksa onlar, senin Allah adına yalan uydurduğunu mu söylüyorlar? Allah dileseydi senin kalbini mühürlerdi. Allah batılı yok eder ve sözleriyle gerçeği ortaya çıkarır. Şüphesiz O, kalplerde olan her şeyi bilir. (10.38,82*11.13,35*32.3*46.8*52.33*69.44-47*8.7*21.18)

25.Kullarının tevbesini kabul eden, günahlarını bağışlayan ve yaptıklarınızı bilen O’dur. (9.104*3.135)

26.İman edip salih amel işleyenlerin dualarını kabul eden ve kendi lütfundan onlara daha fazlasını veren O’dur. Kâfirler için elim bir azap vardır. (4.173*24.38*35.30*42.26)

27.Allah kullarına rızkı şayet bolca verseydi, onlar yeryüzünde taşkınlık ederlerdi. Fakat O rızkı dilediği ölçüye göre vermektedir. Çünkü O, kullarının durumunu çok iyi bilmekte ve görmektedir. (15.21*42.27)

28.İnsanlar ümitlerini yitirdiklerinde yağmuru indiren ve rahmetini yayan O’dur. Hamde layık olan veli (gerçek dost) O’dur. (7.57*31.34*42.28)

29.Gökleri ve yeri yaratması, orada canlıları üretip-yayması da O’nun (kudretinin) delillerindendir. O, dilediği zaman onları huzurunda toplamaya da kadirdir. (31.10*42.29)

30.Başınıza gelen her musibet kendi yaptıklarınız sebebiyledir, kaldı ki O birçoğunu da bağışlar. (4.79*42.30,34)

31.Yeryüzünde siz O’nun gücüne mani olamazsınız. Allah’tan başka sizin veliniz (yakın dostunuz) ve yardımcınız yoktur. (2.107*6.134*9.116*10.53*11.33*16.46*29.22*42.31)

32.Denizde (yelkenlerini açarak) süzülüp giden gemiler de O’nun kudretinin delillerindendir. (42.32*55.24)

33.O dilerse rüzgârı dindirir de (yelkenli) gemileri denizin üstünde hareketsiz bırakır. Şüphesiz bunda, sabreden ve şükreden kimseler için nice ibretler vardır. (14.5*31.31*34.19*42.33)

34.Veya insanların işledikleri günahlar yüzünden gemileri batırır; ama O birçoğunu affetmektedir. (4.79*42.30,34)

35.Âyetlerimize karşı mücadele edenler bilsinler ki, kendileri için kaçıp-sığınacakları yer yoktur.

36.Size verilenler dünya hayatının geçici (sınırlı) zevklerinden ibarettir. İman edip Rablerine tevekkül edenler (güvenenler) için Allah katında olanlar ise hem daha iyi hem de kalıcıdırlar. (28.60*42.36)

37.Onlar (iman edenler), büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınırlar, öfkelendikleri zaman kusurları affederler. (3.134*4.31*17.32)

38.Onlar Rablerinin davetine uyarlar, namazı özenle kılarlar. İşlerini şûrâ (istişare) ile yaparlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar (infak ederler). (3.159,172*13.18*42.38)

39.Kendilerine haksız bir saldırı yapıldığında yardımlaşarak kendilerini savunurlar (zulme boyun eğmezler). (26.227*42.39)

40.Kötülüğün karşılığı ona denk (misli) bir cezadır. Ama kim bağışlar ve arayı düzeltirse onun mükâfatını Allah verir. O, haksızlık edenleri sevmez. (16.126*42.40)

41.Bununla birlikte, haksızlığa uğrayan kimse (bağışlamayarak) misliyle karşılık verirse, bundan dolayı suçlanmaz (sorumlu tutulmaz).

42.Kınama ve cezalandırma sadece, insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere saldırı yapanlara yöneliktir. Onlar için elem verici bir azap da vardır. (5.33*7.124*20.71*26.49*42.42)

43.Fakat kim sabreder ve (yapılan kötülüğü) bağışlarsa, şüphesiz bu (yapılmaya değer) hayırlı işlerdendir. (3.186*31.17*42.43)

44.(Yaptıklarından dolayı) Allah’ın sapık saydığı kimselerin artık velisi (yakın dostu) yoktur. Zalimlerin azabı gördüklerinde, “Buradan çıkmanın acaba bir yolu var mı?” diye feryat ettiklerini göreceksin. (30.43*42.46,47)

45.Aşağılandıkları için boyunları bükük ve etraflarına ürkekçe bakarken, onların ateşe atıldıklarını göreceksin. İman edenler ise derler ki: “Asıl ziyana uğrayanlar, Kıyamet Günü hem kendilerini ve hem de yakınlarını hüsrana uğratanlardır.” Şunu bilin ki, zâlimler sürekli bir azap içinde olacaktır. (39.15*42.45*46.20,34)

46.Onların Allah’tan başka evliyaları (yakın dostları) yoktur. (Yaptıklarından dolayı) Allah’ın sapık saydığı kimseler için bir çıkış yolu da yoktur.

(4.88*6.39*11.19,20,113*13.33*30.43*39.23*42.46,47)

47.Allah’ın hükmü gereği geriye dönüşü olmayan gün (Mahşer Günü) gelmeden Rabbinizin davetine icabet edin. Aksi halde o gün ne sığınacak bir yeriniz olur, ne de yaptıklarınızı inkâr edebilirsiniz. (2.254*42.44,46-47)

48.Eğer onlar (kâfirler/müşrikler) yüz çevirirlerse, bil ki seni onların üzerine bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece tebliğ etmektir (duyurmaktır). Biz insana rahmetimizi tattırdığımız zaman ona sevinir. Kendi elleriyle yaptıklarından ötürü başlarına bir sıkıntı gelse, o zaman nankör kesilir. (3.20*4.80*10.21*11.9)

49.Göklerin ve yerin hükümranlığı sadece Allah’a aittir. O ne dilerse yaratır; dilediğine kız çocuk, dilediğine de erkek çocuk bahşeder. (3.47*5.17*28.68*30.54)

50.Yahut erkek ve kız çocuklarını birlikte verir. Dilediğini de çocuksuz (kısır) bırakır. Şüphesiz O her şeyi bilir, her şeye gücü yeter.

51.Allah’ın bir insanla konuşması; ya vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşmakla, yahut bir rasul (elçi/melek) gönderip dilediklerini izniyle vahyetmesiyle olur. Muhakkak ki O çok yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

(2.118*3.45-47*4.163*5.111*6.112*7.143*8.12*9.6*16.2,68*20.8*25.21*28.7*83.15)

52.Biz, sana emrimizle ölü kalplere hayat bahşeden bu Kur’an’ı bahşettik. Yoksa sen daha önce Kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Biz Kur’an’ı bir nûr kıldık ki, onunla kullarımızdan dileyeni doğru yola ulaştıralım. Sen de insanları elbette doğru yola çağırmaktasın.

(2.151*4.113,171*12.3*19.17*22.67*23.73*26.192,19336.3,4*40.15*43.43)

53.O yol, göklerde ve yerde bulunanların Rabbi olan Allah’ın yoludur. İyi bilin ki, bütün işler sonunda yalnız Allah’a varacaktır.

 

X