29 Mart 2024 Cuma
MENÜ
SON YAZILAR
 VÂKI’A SÛRESİ
 VÂKI’A SÛRESİ

VÂKI’A SÛRESİ

56/46 VÂKI’A SÛRESİ                                                                                                                                                                                                                                                               

(Adını; ilk âyette geçen ve olay, vak’a anlamına gelen “Vâkı’a” kelimesinden

almış olup bununla “kıyametin kopması” ifade edilmektedir. Mushafta 56nci

ve inişte 46ncı sırada olup, 96 âyettir.)

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.

1.Gerçekleşmesi kaçınılmaz olan o olay olduğu (Kıyamet Koptuğu) zaman,

2.Kimse artık onu inkâr edemeyecektir,

3.O, kimini alçaltır, kimini de yüceltir,

4.Yer şiddetli bir sarsıntıyla sarsıldığında,

5.Dağlar paramparça (un ufak) olup,

6.Toz duman haline geldiğinde,

7.Ve sizler üç gruba (sınıfa) ayrıldığınızda. 

8.(Birinci grupta; amel defterleri sağdan verilenler) Meymenetliler,

ne uğurlu ve ne mutlu insanlardır onlar.

9.(İkinci grupta; amel defterleri soldan verilenler) Meymenetsizler,

ne uğursuz ve ne bedbaht insanlardır onlar.

10.(Üçüncü grupta; hayırda ve takvada yarışanlar) Sâbikûn, bunlar en önde

olanlardır,

11.Sâbikûn, İşte bunlar Allah’ın ikramına en yakın olanlardır,

12.Bunlar, nimetlerle dolu cennetlerdedir,

13.Onların çoğu öncekilerdendir,

14.Birazı da sonrakilerdendir,

15.Mücevherlerle süslü tahtlara,

16.Karşılıklı kurulmuşlardır.

17.Vildanlar, yaşlanmayan delikanlılar etraflarında hizmet için dolaşırlar,

(Vildan, Tûr 52.24 de “gılman” olarak da geçmektedir.)

18.Pınarlardan doldurulmuş testiler, sürahiler ve kadehlerle,

19.İçtikleri ne baş ağrısı yapar, ne de sarhoşluk verir.

20.Beğendikleri meyveler ve kuruyemişler,

21.Canlarının çektiği kuş etleri sunarlar onlara.

22.Güzel gözlü saf ve temiz eşler vardır,

(37.48*44.54*52.20*55.72*56,37*78.33)

23.Sedeflerinde saklı inciler gibidirler,

24.Bunlar, sâbikûn’un (en önde olanların) yaptıklarına karşılıktır.

25.Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.

26.İşittikleri sadece “selam, esenlikler” sözleridir.

27.Meymenetli (uğurlu) olanlar sınıfına gelince; ne mutlu o meymenetlilere!

28.Onlar da dikensiz meyve ağaçları,

29.Salkım salkım muz ağaçları arasında,

30.Uzayıp giden serin gölgeliklerde,

31.Çağlayan su başlarında,

32.Bol ve sınırsız meyveler arasında,

33.Hiç tükenmeyen ve yasak edilmeyen.

34.Dayalı döşeli, yüksek sedirler üzerindedirler.

35.Biz kadınları yeniden yarattık,

36.Onları bakireler,

37.Ve yaşıt sevgililer yaptık.

38.Bütün bunlar uğurlu olanlar sınıfı içindir.

39.Bir kısmı öncekilerden,

40.Bir kısmı da öncekileri izleyenlerdendir.

41.Meymenetsiz (bedbaht) olanlar sınıfına gelince, ne yazık meymenetsiz

(bedbaht) olan o kimselere!

42.İliklere kadar işleyen bir ateş ve kaynar sular arasında,

43.Kapkara boğucu bir dumanın gölgesinde olurlar.

44.Orası ne serinletir ne de rahatlık verir.

45.Onlar geçmişte varlık içinde sefa sürüp-şımarmışlardı,

46.Büyük günah işlemekte ısrar ediyorlardı.

47.”Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı yeniden diriltileceğiz?”,

48.”Eski atalarımız da mı diriltilecek, öyle mi?” derlerdi.

49.Onlara de ki “Evet, eskiler de sonrakiler de”

50.”Hepsi, belli bir günün belirlenmiş olan vaktinde mutlaka bir

araya toplanacaklardır.”

51.Ey doğru yoldan saparak yeniden dirilmeyi yalanlayanlar!

52.Siz zakkum ağacından yiyecek,

53.Karnınızı onunla dolduracaksınız,

54.Üstüne de kaynar sudan içeceksiniz,

55.Hem de susuzluktan yanıp kavrulmuş develer gibi içeceksiniz,

56.Uğursuz olanların mahşer gününde ağırlanması işte budur.

57.Ey inkarcılar! Biz sizi yoktan var ettik, inanmanız gerekmez mi?

58.(Rahimlere) akıttığınız meniyi hiç düşündünüz mü?

59.Onu yaratıp (insan haline getiren) Biz miyiz, yoksa siz misiniz?

60.Aranızda ölümü Biz takdir ettik (ölçü koyduk) ve buna engel olacak

da kimse yoktur.

61.Dilediğimiz takdirde yerinize başka nesiller getirmeyi ve

bilemeyeceğiniz bir şekil ve vasıfta sizi yaratmaya da muktediriz.

62.İlk yaratılışınızı biliyorsunuz; yeniden diriltmeye muktedir

olduğumuzu düşünüp ibret alsanıza!

63.Toprağa ektiğiniz tohumu düşündünüz mü?

64.Onları yerden bitirip yeşerten siz misiniz, yoksa Biz miyiz?

65.Dileseydik onları kuru ota, çer çöpe çevirirdik de, şaşar kalırdınız.

66.”Emeklerimiz yok olup gitti!”,

67.”Artık yoksul kimseleriz!” diye sızlanırdınız.

68.İçtiğiniz suyu hiç düşündünüz mü?

69.Onu bulutlardan siz mi indiriyorsunuz, yoksa indiren Biz miyiz?

70.İstesek onu acı ve tuzlu yapardık, neden hala şükretmiyorsunuz?

71.Yaktığınız ateşi hiç düşündünüz mü?

72.Onun odununu (ağacını) yaratan siz misiniz, yoksa Biz miyiz?

73.Biz onu hem bir ibret ve hem de faydalı hale getirdik.

74.Öyleyse Yüce Rabbinin adını tesbih et (övgüyle an)!

75.Yok yok! Kur’an’ın bölümler halinde indirilişine yemin olsun,

76.Bilseniz bu büyük bir yemindir.

77.Şüphesiz bu değerli bir Kur’an’dır,

78.Korunmuş bir kitaptadır (Levh-i Mahfuz’dadır).

79.Ona ancak arındırılmış olanlar dokunabilirler.

80.Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.

81.Şimdi siz, böyle bir haberi (vahyi) mi küçümsüyorsunuz,

82.Size verilen rızka, inkârla mı karşılık veriyorsunuz?

83.Ya can boğaza dayandığı zaman!

84.Siz çaresizce bakakalırken,

85.Biz ona sizden daha yakınız ama göremezsiniz.

86.Siz ey inkârda ısrar edenler,

87.Eğer doğru sözlü iseniz o canı geri çevirsenize (çeviremezsiniz)!

88.Eğer ölmek üzere olan kişi mukarrabîn (Allah’a yakın olanlardan) ise,

89.Onu, Allah’ın rahmeti, güzel rızık ve nimetlerle dolu cennetler bekler.

90.Eğer ölmek üzere olan kişi meymenetli (uğurlu) sınıftan ise,

91.Onlar “selam ve esenlik size” diye karşılanır.

92.Eğer ölmek üzere olan kişi meymenetsiz (yoldan sapmış inkârcılardan) ise,

93.Onu da kaynar sular,

94.Ve cehennem ateşi beklemektedir.

95.Kesin gerçek işte budur.

96.Öyleyse sen Yüce Rabbini tesbih et (övgüyle an)!

 

X