16 Nisan 2024 Salı
MENÜ
SON YAZILAR

MÜLK (TEBÂREKE) SÛRESİ

67/77 MÜLK (TEBÂREKE) SÛRESİ
(İlk âyeti “Tebârekellezî bi-yedihi’l mülk” olup “Hükümranlık” anlamına gelen adını ilk âyetinden almıştır. Yine ilk âyetindenden dolayı “Tebâreke sûresi” olarak da anılmaktadır. Mekke devrinde inmiş olup Mushafta  67nci sırada ve inişte ise 77nci sıradadır ve 30 âyettir.)

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.
1.Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir ve O’nun her şeye gücü yeter.
2.Hanginizin daha güzel davranacağınızı sınamak için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. O, mutlak üstün ve yüce olandır, çok bağışlayandır.
3.Yedi kat gökleri mükemmel bir uyum ve ahenk içinde yaratan O’dur. Rahmân’ın yaratmasında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bak bakalım, herhangi bir kusur görebilecek misin?
4.Sonra tekrar tekrar baksan da gözlerin kusur arayıp bulamamaktan yorgun ve bitkin düşecektir.
5.Andolsun ki Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve onları şeytanlar için taşlamalar (kovucular) yaptık; onlara (şeytanlara) alevli ateş azabını hazırladık.
6.Rablerine (eş ve ortak koşarak) nankörlük edenleri cehennem azabı beklemektedir. Orası ne kötü bir varış yeridir.
7.Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı dehşetli uğultuyu işitirler.
8.Öyle ki cehennem öfkesinden çatlayıp parçalanacak hâle gelecek. Günahkârların atıldığı her seferinde görevli melekler, “Size uyarıcı bir Rasul gelmedi mi?” diye soracaklar.
9.O (cehennemlikler) şöyle cevap verecekler: “Evet bize bir uyarıcı (Rasul) gelmişti ama biz ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz sadece büyük bir sapıklık içindesiniz!’ diyerek yalanlamıştık.”
10.Ve onlar: “Eğer biz Rasulleri dinlemiş veya aklımızı kullanmış olsaydık şu yakıcı ateşin halkı arasında bulunmazdık” diyecekler.
11.Böylece günahlarını itiraf etmiş olacaklar. Artık o alevli ateşin mahkûmları rahmetten uzak olacaklardır.
12.Fakat, görmedikleri halde Rablerinden korkanlar için hem bağışlanma ve hem de büyük bir ödül vardır.
13.Sözünüzü (inancınızı) ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki Allah, kalplerin özünü dahi bilmektedir.
14.Yaratan yarattığını bilmez mi? O’nun bilgisi her şeyin bütün inceliklerini kapsar ve O her şeyden haberdardır.
15.Yeryüzünü yaşamanıza elverişli kılan O’dur. Onun üzerinde gezip dolaşabilir ve Allah’ın siz verdiği rızıklardan yiyip içebilirsiniz; ama O’na döndürüleceğinizi asla (unutmayın)!
16.Gökteki zatın, sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız ki yer şiddetle sarsılıp sallanmaya başlamış!
17.Yoksa O’nun, başınıza taş yağdıran bir kasırga salmayacağından emin mi oldunuz? Bu uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! 
18.Doğrusu onlardan önce de yalanlayanlar olmuştu; ama benim cezalandırmam (bir bak) nasıl olmuştu!
19.Onlar, üzerlerinde kanat çırparak uçan kuşları düşünmezler mi? Onları havada tutan kudretin sahibi Rahmân’dan başkası değildir. Şüphesiz O, her şeyi görmektedir.
20.(Ey kâfirler!) Söyleyin bakalım, Rahmân’a karşı size kim yardım edebilir? Yoksa O’na karşı koyacak bir ordunuz mu var? Bu kâfirler çok büyük bir yanılgı içindeler.
21.Yahut, Allah rızkınızı kesecek olsa size kim rızık verebilir? Hayır onlar, azgınlık ve sapıklıkta direnmektedirler.
22.Bir düşünün: Yüzüstü kapanarak sürünen mi daha doğru gidebilir, yoksa dosdoğru yolda düzgünce yürüyen mi?
23.(Ey Rasul!) de ki: “Sizi yaratan, size duyma, görme, akıl ve idrak kabiliyeti veren O’dur. Ama siz, bunca nimete rağmen çok az şükrediyorsunuz (çok azınız şükrediyor).
24.De ki: “Sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltan O’dur ve yeniden diriltildiğinizde O’nun huzurunda toplanacaksınız.”
25.O kâfirler: “Bizi tehdit edip durduğunuz şu azap ne zaman gelecek?” diye bir de alay ediyorlar.
26.De ki: “Onu ancak Allah bilir, ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım!”
27.Ama onu yakından gördüklerinde o kâfirlerin yüzleri kapkara kesilecek ve kendilerine “Haydi gelsin de görelim diyerek alay ettiğiniz azap işte budur!” denilecektir.
28.De ki: “(Benim ölmemi çok istiyorsunuz!) Diyelim ki Allah, beni ve benimle beraber olanları öldürürse veya bize rahmet edip yaşatırsa (bunun size ne faydası olacak?) Peki kâfirleri can yakıcı azaptan kim kurtaracak?
29.De ki: “(Bizi kurtaracak olan) O Rahmân’dır. Biz O’na inandık ve sadece O’na güvendik. Kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında anlayacaksınız!”
30.De ki: Hiç düşündünüz mü? Suyunuz âniden çekiliverse kim size bir tatlı su kaynağı getirebilir? 

 

X