27/53 NEML SÛRESİ (Mayıs)
(Karınca mânasına gelen adını 18nci âyette geçen neml kelimesinden almıştır. Mekke döneminde nazil olmuştur. Mushaf’ta 27nci, inişte 53ncü sıradadır ve 93 âyettir.)
E’ûzu bi’llâhi min’eş-şeytâni’r-racîm/kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım.
Bismillahirrahmanirrahim/Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.
1.Tâ! Sîn! Bunlar Kur’an’ın ve apaçık Kitab’ın âyetleridir.
(Bak. 2.2*12.1*15.1*26.1-2*27.1*44.1-2)
2.Mü’minler için bir hidayet rehberi/yol gösterici ve müjdedir.
3.Onlar/mü’minler, o namazı dosdoğru kılarlar, o zekâtı verirler ve onlar âhirete de kesin olarak iman ederler.
(Bak. 2.3-4*8.3*10.57*17.9*18.2-3*27.3*41.44)
4.Âhirete iman etmeyenler, yaptıklarının doğru olduğunu zannederler (bu yüzden bocalarlar), gerçekler bunun aksidir.
(Bak 9.37*27.4*M. Esed 2.7 dip notu*H. Elik 27.4 dip notu*)
5.İşte bunlar çok acı bir azabı hak etmişlerdir ve bunlar âhirette en çok ziyana/kayba uğrayanlardır. (Bak. 2.27*11.21-22*27.5)
6.Muhakkak ki sen Bu Kur’an’ı, Hakîm/hikmet sahibi ve Alîm/bilen (Allah’tan) alıyorsun.
7.Bir zaman Mûsa ailesine dedi ki: Ben bir ateş gördüm, ondan size bir haber getiririm veya ateşin korundan getiririm, umarım ki ısınırsınız! (Bak. 20.10*27.7)
8.Oraya vardığında ona denildi ki: Bu ateşin olduğu yerdekiler ve çevresindekiler bereketli kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah Sübhandır/noksanlıklardan uzaktır.
9.Ey Mûsa! Muhakkak ki Azîz/güçlü ve Hakîm/hikmet sahibi olan Allah Ben’im. (Bak. 20.11-12*27.9)
10.Asânı yere at! (Mûsa) Asanın yılan gibi hızla hareket ettiğini görünce ardına bakmadan kaçmaya başladı. Ey Mûsa korkma! Benim huzurumda Rasûller korkmazlar! (Bak. 20.17-21*27.10*28.31)
11.Ancak zulmettikten sonra işlediği kötülüğü iyiliğe çevirenleri Ben de Gafûr’um/bağışlarım, Rahıym’im/merhamet ederim.
(Bak. 4.17*20.82*25.70*27.11*28.15-17*41.34)
12.Ve elini koynuna sok, kusursuz bembeyaz olarak çıksın. Dokuz âyet/ mucize ile Firavun ve kavmine git. Muhakkak ki onlar fâsık/yoldan çıkan bir kavim oldu!
(Bak. 7.107-108,133*17.101-102*20.19-23*26.32-33*27.12*28.31-32)
13.Böylece âyetlerimiz/mucizelerimiz onların gözleri önüne serilince dediler ki: Bunlar apaçık bir sihirdir!
14.Ve vicdanları kanaat getirdiği halde, zulüm ve kibirleri yüzünden büyüklük tasladılar ve bilerek âyetleri/mucizeleri inkâr ettiler. Bozguncuların sonu nasılmış bir bak! (Bak. 7.103*10.76-78*20.56*27.14)
15.Andolsun ki Dâvud’a ve Süleyman’a bir ilim vermiştik o ikisi dediler ki: Allah’a hamdolsun ki bizi mü’min kullarının birçoğundan üstün kıldı. (Bak.2.251*4.163*5.78*6.84*17.55*21.78-82*27.15-16-44*34.10-14*38.17-26,30-40)
16.Ve Süleyman Dâvud’a varis oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuşların dili öğretildi ve her şeyden (pay) verildi. Şüphesiz bu bize apaçık bir lütuftur!
17.Ve cinlerden ve insanlardan ve kuşlardan oluşan ve hepsi onun tarafından yönetilen Süleyman’ın ordusu toplandı.
(Bak. 21.79*27.17*34.10*38.17-20)
18.Sonunda Karınca Vadisine vardıklarında bir dişi karınca dedi ki: Ey karıncalar! Hemen yuvalarınıza girin ki Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!
19.Karıncanın bu sözüne gülümseyen (Süleyman) dedi ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimetlerden dolayı Sana şükredeyim ve Senin razı olacağın sâlih amel yapayım. Ve beni merhametinle iyi kullarının arasına dahil eyle! (Bak. 3.193*12.101*26.83*27.19*38.35*46.15)
20.Bir gün kuşları denetlerken dedi ki: Hüdhüd’ü göremiyorum, yoksa kayıplara mı karıştı?
21.Bana açıkça bir delil getirmezse, ona mutlaka şiddetli bir ceza vereceğim veya onun boynunu keseceğim!
22.Çok geçmeden (hüdhüd) geldi ve dedi ki: Senin henüz bilmediğin bir şeyi öğrendim ve sana Sebe’den doğru bir haber getirdim!
23.Onları yöneten bir kadına rastladım, ona her şey verilmiş ve onun büyük bir tahtı var!
24.Onu ve kavmini Allah’ın peşi sıra Güneşe secde ederlerken gördüm. Şeytan onlara amellerini süslü göstermiş ve onları doğru yoldan saptırmış ve onlar bir daha doğru yolu bulamıyorlar!
(Bak. 6.43*8.48*16.63*27.24*29.38*43.36-37)
25.Göklerde ve yerdeki sırrı açığa çıkaran, onların gizlediklerini de açıkladıklarını da bilen Allah’a secde etmiyorlar.
26.O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur, en büyük arşın Rabbidir. (Bak. 9.129*23.86*27.26) 27.(Süleyman) Dedi ki: Bakalım doğru mu söylüyorsun yoksa yalancılardan mı oldun göreceğiz!
28.Bu mektubumu götür onlara ver. Sonra bir kenara çekilip bekle, nasıl bir sonuca varacaklarına bak?
29.(Belkıs) dedi ki: Ey meleler/ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup geldi!
30.O/mektup Süleyman’dan geliyor ve: Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla! diye başlıyor.
31.Bana baş kaldırmayın ve teslim olarak bana gelin! diyor.
32.Dedi ki: Ey meleler/ileri gelenler! Bu konuda bana fikrinizi söyleyin. Sizin görüşünüzü almadan ben hiçbir konuda kesin karar vermem.
33.Dediler ki: Biz güçlü ve yaman savaşçılarız. Buyruk senindir, sen neyi emredersen biz uyarız!
34.Dedi ki: Hükümdarlar bir memlekete girdiklerinde orayı perişan ederler, halkın güçlülerini zelil hale getirirler. Ve burayı da böyle yaparlar!
35.Ve ben onlara bir hediye göndereceğim ve elçilerim nasıl bir haberle dönecekler?
36.Elçiler hediyelerle geldiğinde Süleyman dedi ki: Siz bana malî yardımda bulunmak mı istiyorsunuz? Allah’ın bana lütfettiği nimetler sizin getirdiklerinizden kat kat üstündür. Böyle hediyeler ancak sizin gibileri sevindirir. (Bak. 18.95*27.36)
37.Hediyelerinizi de alıp geri dönün ve onlara şunu bildirin: Biz onların üzerine karşı koyamayacakları ordularla varacağız ve onları hor ve hakir bir halde ülkelerinden çıkaracağız!
38.(Süleyman melikenin geleceğini öğrenince) dedi ki: Ey meleler/ileri gelenler! Onlar teslim olmak için bana gelmeden önce içinizden kim o melikenin tahtını bana getirebilir?
39.Cinlerden bir ifrit dedi ki: Sen makamından kalkmadan onu sana getiririm. Ben bu konuda güçlü ve güvenilir biriyim!
40.Kitaptan ilmi olan bir kişi: Ben onu gözünü açıp kapayıncaya kadar sana getiririm! dedi. Süleyman tahtı yanında görünce: Bu Rabbimin lütfudur. Nimetine karşı şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınıyor. Kim şükrederse kendi iyiliği için şükretmiş olur, kim de nankörlük ederse şüphesiz Rabbimin kimseye ihtiyacı yoktur. Lütuf ve ikramı ise pek çoktur! dedi. (Bak. 17.7*27.40*41.46)
41.Dedi ki: Onun tahtının şeklini değiştirin, bakalım farkına varacak mı, yoksa varamayacak mı?
42.Melike gelince ona denildi ki: Senin tahtın da böyle miydi? Dedi ki: Sanki o! Ve daha önce bize bilgi verildi ve biz müslüman olduk!
43.Allah’ın peşi sıra taptığı şeyler onu (doğru yoldan) engellemişti. Çünkü o kâfir bir kavme mensuptu.
44.Ona denildi ki: Buyur köşke gir! Zemini görünce derin bir su zannetti ve eteklerini topladı. (Süleyman) dedi ki: Bu, billurdan yapılmış şeffaf bir zemindir. (Melike) dedi ki: Rabbim! Şüphesiz ki ben (Güneşe tapmakla) kendime zulmetmişim. Ve Süleyman’la birlikte âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum!
45.Ve andolsun ki kardeşleri Sâlih’i de Allah’a kulluk edin! demesi için Semûd’a (kavmine) gönderdik. Derken onlar birbirleriyle çekişen iki fırkaya ayrıldılar. (Bak. 7.73-76*27.45)
46.(Sâlih) Dedi ki: Ey kavmim! Neden iyiliği bırakıp kötü olanı istiyorsunuz? Belki rahmete nail olursunuz? Neden Allah’tan günâhlarınızın bağışlanmasını istemiyorsunuz? (Bak. 13.6*27.46)
47.Dediler ki: Biz senin ve beraberindekiler yüzünden uğursuzluğa uğradık! Dedi ki: Uğursuzluğunuzuz sebebi Allah katında bilinmektedir. Aslında siz imtihanda olan bir kavimsiniz! (Bak. 4.78-79*7.131*27.47*36.18-19)
48.O şehirde, yeryüzünde fesad çıkaran fakat ıslah etmeyen dokuz çete vardı. (Bak. 27.48*54.27-30*91.11-14)
49.Onlar: Onu/Sâlih’i ve ailesini geceleyin baskın yaparak (öldürelim) diye Allah’a yemin ettiler! Sonra da velisine: Biz onun ve ailesinin ölümünü görmedik! Biz elbette doğru söylüyoruz! deriz.
50.Onlar bir tuzak kurdular ama, onlar farkına varmadan Biz de onların tuzaklarını bozduk. (Bak. 3.54*27.50)
51.Onların tuzaklarının akıbeti ne olmuş bir bak? Biz onları ve kavimlerini toptan helâk ettik. (Bak. 17.103*21.70,77*27.51)
52.Onların işledikleri zulümler yüzünden evleri viraneye dönmüş. Elbet bunda bilen bir kavim için alınacak dersler vardır.
(Bak.11.100-102*18.59*27.52*28.58)
53.Ve iman edip (Allah’a karşı) takvâlı olanları kurtardık.
(Bak. 10.103*11.66*27.53*41.18)
54.Ve Lût’u (Rasûl seçtik). Bir zaman kavmine dedi ki: Siz göz göre göre o hayasızlığı (eşcinselliği) yapacak mısınız?
55.Siz kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Doğrusu Siz cehalete batmış bir kavimsiniz.
56.Kavminin buna cevabı: Lût’un ailesini memleketinizden çıkarın, çünkü onlar temiz kalmak isteyen kimselermiş! Demekten ibaret oldu.
57.Bunun üzerine onu/Lût’u ve ailesini kurtardık. Karısı hariç, onun geride kalanlardan (azaba uğrayanlardan) olmasını uygun gördük.
58.Ve onların üzerine büyük bir bela yağmuru yağdırdık. Uyarıları (dinlemeyenlerin) belâ yağmuru ne müthiştir. (Bak. 7.84 Dip Notu)
59.De ki: Hamd/övgüler Allah’a mahsustur. Ve selam O’nun seçtiği kullarınadır! Allah mı hayırlıdır yoksa müşriklerin şirk/ortak koştukları mı? (Bak. 4.48*27.59*38.47)
60.Gökleri ve yeri yaratan ve sizin için gökten su indiren mi (hayırlıdır)? Biz onunla, sizin bir ağacını bile bitiremeyeceğiniz güzel bahçeler bitirdik. Allah’la birlikte başka bir ilâh mı var? Hayır, onlar sapık bir kavimdir. (Bak. 2.22*23.117*26.98*27.60-61)
61.Yeryüzünü karargâh kılan ve vadilerinde ırmaklar akıtan ve yeryüzüne dağları yerleştiren ve iki denizin arasına bir engel koyan Allah’la birlikte başka bir ilâh mı var? Hayır, onların çoğu bilmezler.
(Bak. 13.3*15.19*16.14-16*18.45*20.53*21.31*25.53*27.60-61*31.10*35.12*39.21* 40.64*55.19-20*57.20*67.30*68.17-32*71.19-20*78.6-7*79.30-33)
62.Darda kalanın duasını kabul edip onun sıkıntısını gideren ve sizi yeryüzüne halife kılan Allah’la birlikte başka bir ilâh mı var? Ne kadar az öğüt alıyorsunuz. (Bak. 7.3*17.67*27.62*35.39)
63.Karaların ve denizlerin karanlıkları içinde size yol gösteren, rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgârları gönderen Allah’la birlikte başka bir ilâh mı var? Allah, onların ortak koştuklarından yücedir!
(Bak. 6.97*7.57,190*10.18*16.1,15-16*27.63*28.68*30.40*39.67)
64.Yaratmayı ilk başlatan ve sonra onu/yaratmayı tekrarlayan, gökten ve yerden size rızık veren Allah’la birlikte başka ilâh mı var? Eğer doğru söylüyorsanız delilinizi getirin!
(Bak. 10.34*17.56*18.51*27.64*30.11*34.22-24*40.13*85.13)
65.De ki: Göklerde ve yerde, Allah’tan başka hiç kimse gaybı bilemez! Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler! (NOT: Gaybın bilgisi Allah’a mahsustur.
(Bak. 11.123*16.77*18.26*19.78*27.65,75*35.38*49.18*52.41*53.35*68.47)
66.Aslında onlara ahireti idrak edecek bilgiler verilmiştir, fakat onlar bu konuda şüphe içindeler, çünkü onlar âhiret hakkında kördür.
(Bak. 18.48*19.38*27.66)
67.Ve kâfirler dediler ki: Biz ve atalarımız (ölüp) toprak haline geldikten sonra tekrar diriltilerek çıkarılacak mıyız?
(NOT: Hayat bu dünyadan ibarettir ve biz bir daha diriltilecek değiliz! diyenlerle ilgili âyetler için Bak. En’âm 6.29 dip notu.)
68.Şüphesiz ki bu (tehdit), bizden önce atalarımıza da yapılmıştı. Ancak bu, eskilerin masallarından başka bir şey değil! (Bak. 23.83*27.68)
69.De ki: Yeryüzünde dolaşın da mücrimlerin/günahkârların sonunun ne olduğunu görün!
70.Ve sen onlara üzülme ve onların kurdukları tuzaklardan dolayı endişe etme. (Bak.16.127*27.70)
71.Diyorlar ki: Bu vaat/tehdit ne zaman? Eğer doğru söylüyorsanız?
(Bak. 10.48*21.38*27.71*32.28*34.29*36.48*51.12*67.25*75.6)
72.De ki:Acele gelmesini istediğiniz azabın bir kısmı belki de başınıza gelmek üzeredir!
73.Ve şüphesiz ki Rabbin insanlara karşı büyük lütuf sahibidir. Ve lâkin onların çoğu şükretmezler.
74.Ve şüphesiz ki Rabbin, onların kalplerinde gizlediklerini de ve açığa vurduklarını da bilir. (Bak.2.77*3.5*6.3*11.5*14.38*16.19,23*20.7*21.4*24.29* 27.25,74*28.69*36.76*64.4*87.7)
75.Ve göklerde ve yerde gayb/algılanamayan hiçbir şey yoktur ki; apaçık bir Kitap’ta/Levh-i Mahfûz’da kayıtlı olmasın. (Bak. 65 dip notu.)
76.Şüphe yok ki bu Kur’an, İsrailoğulları’nın ihtilafa düştükleri konuların çoğuna açıklık getirmektedir.
77.Ve muhakkak ki o (Kur’an), mü’minler için bir hidayet/doğru yol rehberi ve rahmettir. (Bak. 10.57*27.77)
78.Şüphesiz ki Rabbin, onların arasındaki hükmünü verecektir. Ve O Azîz’dir/güçlüdür, Alîm’dir/bilendir. (Bak. 2.113*22.69*27.78)
79.Allah’a tevekkül et/güven! Muhakkak ki sen, apaçık bir hakk/gerçek üzeresin. (Bak.5.11,23*9.51*14.11*27.79*33.3*64.13)
80.Şüphesiz ki sen ölülere işittiremezsin. Ve arkalarını dönüp kaçan sağırlara da mesajı/vahyi duyuramazsın!
(Bak. 7.198*8.22*10.42*27.80*30.52)
81.Ve sen, o körleri dalaletten/sapıklıktan çevirip hidayete erdiremezsin. Sen ancak âyetlerimize iman eden müslümanlara duyurabilirsin.
(Bak. 7.179*10.43*27.81*30.52-53*43.40)
82.Söylenen söz (Kıyamet) başlarına geleceği zaman, onlar için bir dabbetü’l-arz (arzdan bir dabbe) çıkarırız da bu dabbe (debeleyen varlık) insanların âyetlerimize iman etmediklerini söyler.
(Bak. 27.82*41.20-22*99.1-5)
83.Ve Mahşer Günü, her ümmetten âyetlerimizi yalanlayanları gruplar halinde tutuklarız. (Bak. 19.68-70*27.83*37.21-24*41.19)
84.Sonunda huzura geldiklerinde (Allah) buyurur: Siz Benim âyetlerimi bilip-anlamadan yalanladınız öyle mi? Sizin bu yaptığınız nedir? (Bak. 10.39*27.84*75.31-32)
85.Ve aleyhlerinde söylenen (azap) sözü gerçekleşir. Onlar (kendilerine) zulmettikleri için konuşamazlar.
(Bak. 16.84*23.108*27.85*30.57*40.52*45.35*50.28*66.7*77.35-37)
86.Dinlenmeleri için geceyi (karanlık), çalışmaları için de gündüzü (aydınlık) kıldığımızı görmezler mi? İman eden bir kavim için elbette bunda ibretler vardır. (Bak. 10.67*25.47*27.86*28.71-73*30.23*40.61*78.9-11)
87.Sur’a üfleneceği gün -Allah’ın diledikleri hariç- göklerde ve yerde bulunanlar dehşete kapılırlar ve sonunda hepsi boynu bükük olarak O’na (huzuruna) gelirler. (Bak. 6.73*17.52*27.87*30.25*36.51-52*37.18-20*40.60)
88.Ve dağları görünce onların yerlerinde sabit durduklarını sanırsın. Halbuki onlar bulutlar gibi hareket ederler. Bu her şeyi mükemmel yapan Allah’ın sanatıdır. Muhakkak ki O, yaptıklarınızdan haberdardır.
(NOT: Bu âyet; dağların sabit olmadıklarını ve bulutlar gibi hareket ettiklerini bildirmektedir. Ancak biz onların sabit durduklarını zannediyoruz.)
(Bak. 16.15*18.47*20.105-107*27.88*52.9-10*67.3*101.4-5)
89.Kim iyilik yapmış olarak (Huzur’a) gelirse, ona daha hayırlısı vardır. Ve onlar; O Gün’ün/Mahşer Günü’nün dehşetinden emin/güvende olurlar. (Bak. 4.40*6.160*21.101-103*27.89*28.84*41.40*73.20)
90.Ve kim de kötülük getirirse, onların yüzleri ateşte/cehennemde sürtülür ve onlara (denir ki): Sadece yaptıklarınızın karşılığını görmektesiniz! (Bak. 6.160*27.90*36.54*42.40)
91.De ki: Ben yalnızca, O’nun harem bölgesi (dokunulmaz) kıldığı bu beldenin (Mekke’nin) Rabbine kulluk etme emrini aldım. Ve her şey O’nundur. Ve bana müslüman olmam emredildi. (Bak. 6.14*27.91*106.3-4)
92.Ve Kur’an’ı tilavetle (okuyup anlatmam) da (emredildi). Kim doğru yola gelirse, o kendisi için gelmiş olur; kim de yoldan saparsa ona de ki: Ben sadece bir uyarıcıyım! (Bakara 2.272 dip notunda bilgi verilmiştir.)
(Bak:2.272*6.117*10.108*16.125*17.15*27.92*28.56,85*39.41*68.7) 93.Ve de ki: Hamd/övgü Allah’a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Ve Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir! (Bak. 14.42*27.93*40.13*41.53*51.20-21)
(Gözden Geçirme-Mayıs 2024)