29/89 ANKEBÛT SÛRESİ
(Sûre, örümcek ağı anlamına gelen adını 41nci âyette geçen ankebût/örümcek ağı kelimesinden almıştır. Mekke döneminde nazil olmuştur. Mushaf’da 29ncu, inişte 89uncu sıradadır ve 69 âyettir.)
E’ûzu bi’llâhi min’eş-şeytâni’r-racîm/kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Bismillahirrahmanirrahim/Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.
1.Elif! Lâm! Mîm!
2.İnsanlar, imtihandan geçirilmeden iman ettik demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar? (Bak. 2.214*3.142*9.16*21.35*29.2*75.36)
3.Ve andolsun ki onlardan öncekileri de imtihandan geçirmiştik. Allah doğru davrananları da yalancıları da ortaya çıkaracaktır.
4.Yoksa, kötülük yapmaya devam edenler bizden kaçabileceklerini mi sanıyorlar? Ne kötü hükmediyorlar!
5.Kim Allah’a kavuşmayı arzu ediyorsa, bilsin ki Allah’ın belirlediği vakit/ vâde elbette gelecektir. Ve O, Semî’dir/işitendir, Alîm’dir/bilendir.
6.Ve kim Allah yolunda cihad ederse, bunu sadece kendisi için yapmış olur. Muhakkak ki Allah âlemlerden Gani’dir/zengindir.
7.Ve iman edip sâlih amel işleyenlerin kötülüklerini örteriz ve onlara yaptıklarının daha güzelini veririz. (Bak 2.62,112*3.15*4.57,122,124-125*5.69*9.121*16.96-97* 17.9*18.2,88* 20.75,112*24.37-38*29.7*39.10,35*40.40*46.15-16)
8.Biz insana ana-babasına iyi davranmasını emrettik. Ancak, hakkında bilgin olmayan bir şeyi Bana şirk koşman için sana baskı yaparlarsa onlara uyma! Sonunda dönüşünüz yalnız Banadır. İşte o zaman vaktiyle yapmış olduklarınızı size haber vereceğim. (Bak. 2.83*6.151*17.23-24*29.8*31.14-15*46.15) 9.İman eden ve sâlih amel işleyenlere gelince, onları sâlihlerin arasına katacağız. 10.Ve insanlar arasında öyleleri de derler ki: Allah’a iman ettik! Allah yolunda bir eziyzete uğradıklarında, insanların yaptığı eziyeti Allah’tan gelen bir ceza gibi düşünürler. Rabbinden bir yardım gelecek olsa, o zaman da (mü’minlere) derler ki: Biz sizinle beraberdik! Herkesin içinden geçenleri en iyi bilen Allah değil midir? 11.Ve Allah, elbette iman edenleri de münâfıkları da bildirecektir. (Bak. 3.142,166*9.16*18.12*29.3,11*47.31) 12.Ve kâfirler iman edenlere derler ki: Bizim yolumuza uyun ki sizin günâhlarınızı biz yüklenelim! Ve onlar/kâfirler, onların/iman edenlerin günâhlarından hiçbir şey yüklenemezler. Şüphesiz ki onlar/kâfirler yalancıdır. (Bak. 2.48*6.164*17.15*29.12-13*31.33*35.18*39.7*53.38*60.3*80.34-35) 13.Ve onlar/kâfirler hem kendi günâhlarını yüklenecekler hem de başka (saptırdıklarının) günâhları da yüklenecekler. Ve Kıyamet Günü uydurdukları şeylerden mutlaka hesaba çekilecekler. (Bak. 4.85,167-168*5.29*16.25,88*29.13) (NOT: İlk bakışta 12nci âyet ile 13ncü âyet arasında çelişki varmış gibi anlaşılabilir. Bu doğru değildir. Çünkü: 12nci âyette kâfirler iman edenlere: Siz günah işleyin, onun yükünü biz çekeriz ve siz ondan sorumlu olmayacaksınız diyorlar. Allah buyuruyor ki: Kâfirler iman edenlerin günahlarını yüklenemez ve iman edenler işledikleri günahların cezasını çekerler. 13ncü âyette ise: Kâfirler hem kendi günahlarını çekecekler hem de saptırdıkları için onların günahlarını da çekecekler. Yani burada müşterek sorumluluk söz konusudur. Allah’ın sözlerinde asla çelişki olmaz.) 14.Andolsun ki Biz Nûh’u da kendi kavmine Rasûl gönderdik. Nûh onların arasında elli yıl eksiğiyle bin yıl yaşamıştı. Ve zulüm yaparlarken tufan onları yakaladı. (Bak. 2.96*29.14*32.5*70.4) 15.Onu/Nûh’u ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir âyet/delil yaptık. 16.Ve İbrahim’i de (Rasûl yaptık). O kavmine dedi ki: Allah’a kulluk edin ve O’na karşı takvâlı olun. Eğer bilirseniz bu sizin için hayırlı olandır! 17.Siz Allah’ın peşi sıra bazı putlara tapıyorsunuz ve onlara birtakım nitelikler uyduruyorsunuz. Muhakkak ki, Allah’ın peşi sıra kulluk ettikleriniz size rızık vermekten acizdirler. Siz rızkı Allah katında arayın. Ve O’na kulluk edin ve O’na şükredin. O’na döndürüleceksiniz. 18.Ve eğer yalanlarsanız, sizden önceki nice ümmetler de yalanlamıştı. Ve Rasûlün görevi, apaçık bir tebliğden ibarettir. (Bak. Rasûle düşen apaçık tebliğden ibarettir: 5.67,92,99*13.40*16.35,82*24.54* 29.18*36.17*42.48*64.12*88.21) 19.Onlar, Allah’ın yaratmaya nasıl başladığını sonra onu nasıl tekrarladığını görmüyorlar mı? Şüphesiz ki Allah için bu çok kolaydır. (Bak. 7.29*10.34*14.48*21.104*27.64*29.19-20*30.11,27*85.13) 20.De ki: Yeryüzünü gezip dolaşın ve yaratılışı nasıl başlattığını görün. Sonra O, âhiret hayatını da böyle inşa edecektir. Muhakkak ki Allah her şeye Kadîr’dir/gücü yeter. 21.O/Allah, müstehak olana azap eder ve lâyık olana merhamet eder. Ve O’na döndürüleceksiniz. (Bak. 2.284*3.129*5.18,40*29.21*48.14) 22.Ve siz yerde ve gökte O’nu/Allah’ı aciz bırakamazsınız. Allah’ın peşi sıra bir dostunuz ve yardımcınız yoktur. (Bak.11.20,33*16.46*24.57*29.22*35.44*39.51* 42.31*46.32) 23.Ve Allah’ın âyetlerini ve O’nun huzuruna çıkmayı inkâr edenlerin, işte onların Rahmetimden ümitleri olamaz. Ve onlar için elim bir azap vardır.
24.Kavminin ona (İbrahim’e) cevabı: Onu öldürün veya onu yakın! oldu. Allah, onu ateşten kurtardı. Muhakkak ki bunda iman eden bir kavim için ibretler vardır. (Bak. 6.63*7.165*10.22-23*21.69,88*29.24*37.97-98) 25.Ve (İbrahim) dedi ki: Siz, dünya hayatında aranızdaki sevgi bağı için Allah’ın peşi sıra birtakım putlar edindiniz. Sonra Kıyamet Gününde birbirinizi tanımayacak ve birbirinize lânetler yağdıracaksınız. Ve varacağınız yer ateştir/cehennemdir. Ve hiçbir yardımcınız olmayacaktır. (Bak. 2.166-167*7.193,197-198*10.28-29*14.22*16.86*17.56*18.52*19.82*25.3*28.63*29.25* 34.41*35.14*36.74-75*46.6) 26.Lût ona (İbrahim’in yaptığı tebliğe) iman etti. Ve (İbrahim) dedi ki: Ben Rabbime hicret ediyorum. Şüphesiz ki O Azîz’dir/kudretlidir, Hâkim’dir/hikmet sahibidir. (Bak. 26.62*28.22*29.26*37.99*43.27) 27.Ve ona/İbrahim’e İshâk’ı ve (İshak’ın oğlu) Yakûb’u ihsan ettik. Ve onun neslinden (seçtiklerimize) Nebilik ve Kitap verdik. Ve ona dünya mükâfatını verdik. Ve muhakkak ki o âhirette salihlerdendir/iyilerdendir. (Bak. 6.84*11.71*19.49*21.72*29.27) 28.Ve Lût’u da (Rasûl olarak) gönderdik. Bir gün kavmine dedi ki: Gerçekten siz, dünyada sizden önce hiç kimsenin yapmadığı fâhişeliği yapıyorsunuz! (Bak 7.80-82*11.69-82*15.70-71*27.54-55*29.28-34*37.133) 29.Gerçekten siz, erkeklere yönelecek/ilişkiye girecek, yanlış yolu seçecek üstelik bu çirkinliği bir arada mı yapacaksınız? Kavminin cevabı: Eğer doğru söylüyorsan Allah’ın azabını bize getir! demek oldu. 30.(Lût) Dedi ki: Rabbim! Bu bozguncu kavme karşı bana yardım et! 31.Ve Rasûllerimiz/melekler İbrahim’e (İshâk ve Yakûb’u) müjdelemek için geldiğinde, dediler ki: Biz, bu belde (Sodom ve Gomore) halkını helâk edeceğiz. Muhakkak ki onlar zalim kimselerdir. (Bak. 7.80-84*15.67-72*22.45,48*26.165-171*27.54-58*29.28-34) 32.(İbrahim) Dedi ki: Ama orada Lût var! Dediler ki: Orada kimin olduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç, o geride kalanlardan olacak! (Bak. 15.58-60*29.32-33*37.134-136) 33.Ve Rasûllerimiz/elçilerimiz Lût’a vardığında o, onların yüzünden fenalaştı ve göğsü daraldı. Dediler ki: Korkma ve tasalanma! Muhakkak ki Biz seni ve karın hariç aileni kurtaracağız, o geride kalanlardan olacak! (Bak. 11.77*29.33) 34.Muhakkak ki Biz, yoldan çıktıkları için bu memleketin halkı üzerine gökten bir azap indireceğiz! 35.Ve andolsun ki Biz, akledecek bir kavim için açık bir âyet/delil bıraktık. 36.Ve Medyen’e de kardeşleri Şuayb’i gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a kulluk edin, son güne/Ahiret Günü’ne ümit bağlayın ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın! (Bak.7.85*11.84*26.176-190*29.36) 37.Fakat onu yalanladılar. Onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı ve yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar. (Bak. 7.78*29.37) (Bak. 7.84 Dip Notu)
38.Ve Âd ve Semûd’u da (helak ettik). Oturdukları yerlerden geride kalanlardan bunu anlarsınız. Şeytan onlara amellerini güzel göstermiş ve onları yoldan çıkarmıştı Halbuki onlar doğruyu görebilirdi. (Bak. 8.48*16.63*27.24*29.38*43.37) 39.Ve Karûn’u ve Firavun’u ve Hamân’ı da (helak ettik). Ve andolsun ki Mûsa onlara apaçık delillerle/mucizelerle gelmişti. Onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Halbuki onlar kaçıp-kurtulacak değillerdi. (Bak. 29.39*30.9)
40.Onların hepsini günahlarıyla yakaladık. Kiminin üzerine taş yağdırdık ve kimini korkunç bir ses yakaladı ve kimini yerin dibine geçirdik ve kimini de suda boğduk. Ve Allah onlara zulmetmedi ve lâkin onlar kendilerine zulmettiler. (Bak. 7.84 Dip Notu) (Bak. 4.160*6.146*7.64,78,84,136*8.50,54*10.73*11.67,82-83,94,98*15.73-74,83* 16.118*17.103*18.49*21.77*25.37*26.66,94,120* 28.81*29.40*54.19-20,31,34, 37-39,48) 41.Allah’tan başkalarını veli/koruyucu edinenlerin durumu, kendine bir ağ ören örümceğin durumuna benzer. Halbuki korunakların en zayıfı örümcek ağıdır. Keşke bunu anlayabilselerdi! (NOT: Allah’tan başkalarını veli/koruyucu edinmeyin. Eğer Allah’tan başka birilerini veli/koruyucu edinirseniz, örümceğin durumuna düşersiniz. Zira örümceğin ağı en zayıf korunaktır, ha var ha yok. Bunu bir anlayabilseniz?) 42.Muhakkak ki Allah, onların kendisiyle arasına koyup nelere taptıklarını çok iyi bilir. Ve O Azîz’dir/güçlüdür, Hakîm’dir/hikmet sahibidir. 43.Ve bütün bu misalleri insanlar için veriyoruz. Ve bunları ancak âlimler/ilim sahipleri anlayabilirler. (Bak. 6.109*16.68-69*17.41,89*18.54*22.73*25.50*29.41-43*30.58* 39.27)
44.Allah gökleri ve yeri hakk ile yarattı. Elbette bunda mü’minler için âyetler/ibretler vardır. (NOT:O gökleri ve yeri hakk ile yarattı! cümlesinin geçtiği âyetler: 6.73*10.5*14.19*15.85*16.3* 29.44*30.8*39.5*44.38-39*45.22*46.3*64.3) 45.Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve ekımıs salâti/o namazı dosdoğru kıl. Muhakkak ki o namaz fahşâdan/hayasızlıktan ve münkerden/kötülükten alıkoyar. Ve Allah’ın zikri/ hatırlanması en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir. (Bak.4.43*29.45) (NOT: Bu âyetin verdiği mesaj çok önemlidir: Namazların, fahşadan/hayasızlıktan ve münkerden/kötülükten bizi koruması için muhakkak ki namazları dosdoğru kılmamız gereklidir. Namazı dosdoğru nasıl kılacağız diye sorunca cevabını Nisa 4.43 veriyor: Namazı ne dediğinizi bilerek kılın, yani; manasını bildiğiniz âyetleri okuyarak kılın! Yeter ki siz araştırın, Allah sizi doğruya iletecektir.) 46.İçlerinden zulmedenler hariç, ehl-i kitap’la en güzel şekilde mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene ve size indirilene iman ettik. Ve bizim ilâhımız ve sizin ilâhınız birdir/tekdir ve biz O’na teslim olduk. 47.Ve işte böyle sana bu Kitab’ı indirdik. Kendilerine Kitap verdiklerimiz ona iman ederler. Ve bunların dışındaki insanlardan da ona iman edenler var. Ve âyetlerimizi kâfirlerden başkası inkâr etmez. (Bak. 2.121*3.199*29.47,49) 48.Ve sen bundan önce bir Kitap okumuş değildin ve kendi elinle kitap yazmadın. Eğer öyle olsaydı, batıla saplananlar şüpheye düşerlerdi.
49.Hayır! O/Kur’an, kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde apaçık âyetlerdir. Ve âyetlerimizi zâlimlerden başkası inkâr etmez. (Bak.2.121*3.199*29.47,49)
50.Ve dediler ki: Rabbinden ona âyetler/mucizeler indirilseydi ya! De ki: Muhakkak ki âyetler/mucizeler ancak Allah katındandır. Ve Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım! (Bak. 10.20*20.133*29.50-51) 51.Kendilerine tebliğ edilen bu Kitab’ı sana indirmiş olmamız (mucize olarak) onlara yetmiyor mu? İman eden bir kavim için şüphesiz bunda bir rahmet ve uyarı vardır. (Bak.17.59*29.51*54.2) 52.De ki: Beni ve sizin aramızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Batıla saplanan ve Allah’ı inkâr edenler hüsrana uğrayacaklardır.
53.Onlar, azabı senden çabuk istiyorlar. Ve eğer eceli/zamanı belirlenmiş olmasaydı, azap onların başına derhal gelirdi. O azap onlara elbette ansızın gelecektir. Ve onlar fark etmiyorlar. (Bak.7.187*12.107*21.40*22.55*26.202*29.53*39.55*43.66*47.18) (NOT: Son saat/Kıyametin kopmasıyla ilgili âyetler için Bak. 6.31 Dip Notu.) 54.Onlar azabı acele istiyorlar! Ve muhakkak cehennem kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır. 55.O Gün azâp onları üstlerinden ve ayaklarının altından saracaktır ve onlara denecek ki: Yaptıklarınızın (cezasını) tadın! 56.Ey iman eden kullarım! Benim arzım/yeryüzüm geniştir. Yalnız Bana kulluk edin! 57.Her nefis/can ölümü tadacaktır. Sonra hepiniz bana döndürüleceksiniz. (Bak.21.8,34*25.7,20*29.57) 58.İman eden ve sâlih amel işleyenleri altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennetteki köşklere yerleştireceğiz. Böyle sâlih amel işleyenlerin ödülü ne güzeldir! 59.Onlar, sabrederler ve sadece/yalnız Rablerine güvenirler. 60.Ve nice canlı vardır ki rızkını (yanında) taşımaz. Onların rızkını ve sizinkini de Allah verir. Ve O Semî’dir/işitendir ve Alîm’dir/bilendir. 61.Eğer onlara (müşriklere): Gökleri ve yeri yaratan ve güneşi ve ayı emrine amade kılan kimdir? diye sorsan derler ki: Elbette Allah’tır! O halde haktan nasıl yüz çeviriyorlar? (Bak.2.147*10.32*14.18*18.29*29.61*47.3*44.43*47.3*64.2*76.3*80.12) 62.Allah, kullarından dilediğine rızkı bol verir ve dilediğine de kısar/ölçülü verir. Muhakkak ki Allah Alîm’dir/bilendir. 63.Ve eğer onlara sorsan: Gökten su indirip onunla ölü toprağı canlandıran kimdir? Derler ki: Muhakkak ki Allah’tır. De ki: Hamd Allah’a mahsustur. Fakat onların çoğu akıllarını kullanmazlar. 64.Ve bu dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ve şüphesiz ki âhiret yurdu asıl hayattır, keşke bunu bilselerdi. 65.Bir gemiye bindiklerinde dini O’na has kılarak Allah’a dua ederler. Ama onları karaya çıkardığımızda, O’na şirk koşmaya başlarlar. (Bak. 6.63-64*10.12,21-23*11.9*16.53-55*17.67*29.65-66*30.33-34*31.32*39.8,49* 42.48)
66.Kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük ederler ve dünya hayatından zevk almaya devam ederler. Fakat yakında öğrenecekler.
67.Çevrelerindeki insanlar kapılıp-götürülürken (güvenlikte değilken), Bizim (Mekke’yi) haram/güvenilir kıldığımızı görmüyorlar mı? Halâ batıla inanıp ve Allah’ın nimetlerine nankörlük mü edecekler.
68.Allah’a yalan isnad edenden veya kendine gelen hakkı yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Kâfirlerin yeri cehennem değil midir?
(Bak. 6.21,93,144*7.37*10.17*11.18*18.15*29.68*39.32*61.7)
69.Bizim yolumuzda cihad edenleri elbette yollarımıza iletiriz. Muhakkak ki Allah iyilerle beraberdir/yanındadır.
(Gözden Geçirme: Mayıs 2024)