v
38/55 SÂD SÛRESİ
(Sûre adını ilk âyetindeki Sâd harfinden almaktadır. Mekke döneminde nazil olmuştur. Mushaf’ta 38nci, inişte 55nci sıradadır ve 88 âyettir.)
E’ûzu bi’llâhi min’eş-şeytâni’r-racîm/kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Bismillahirrahmanirrahim/Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.
1.Sâd! Ve zikir dolu Kur’an’a andolsun ki,
2.İnkâr edenler (haksız) bir gurur ve muhalefet içindeler.
3.Onlardan önce de nice nesilleri helâk ettik. O esnada onlar feryad ettiler ve kurtuluş vakti geçmişti.
4.Ve içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaşırdılar. Ve kâfirler dedi ki: Bu (adam) yalancı bir sihirbazdır! (Bak. 10.2*38.4*50.2)
5.O bütün ilâhları (reddediyor), bir tek ilâh olduğunu iddia ediyor! Şüphesiz bu acayip bir şey!
6.Onlardan meleler/ileri gelenleri öne çıkıp: Yolunuzda yürüyün ve ilâhlarınızda ısrar edin/direnin. Şüphesiz sizden istenen budur!
(Bak. 25.42*38.6*83.32)
7.Biz, başka bir dinde böyle bir şeyi (bir tek ilâhı) işitmedik. Bu sadece bir uydurmadır! (Bak. 23.24*28.36*38.7)
8.Zikir/Kur’an aramızdan ona mı indirildi? Hayır! Aslında onlar zikirden/ vahyimden şüphe içindeler. Hayır! Onlar Ben’im azabımı tatmadılar! (Bak. 11.27*14.10-11*17.94*21.3,36*23.24,33-34,47*25.41*26.154,186* 36.15*38.8*54.24-25)
9.Yoksa Aziz/güçlü, Vehhâb/ihsanı bol Rabbinin rahmet hazinesine sahip olduklarını mı sanıyorlar?
10.Yoksa göklerin, yerin ve bu ikisinin arasındakilerin hükümranlığı onların mı? (Öyleyse) Çareler bularak göklere çıkmayı deneseler ya?
11.Onlar, burada bozguna uğramış gruplardan oluşan bir ordudur.
12.Onlardan önce; Nûh kavmi ve Âd kavmi ve saltanat sahibi Firavun yalanlamıştı.
13.Ve Semûd kavmi ve Lût kavmi ve Eyke halkı. İşte bütün bu gruplar hiziplerdi.
14.Şüphesiz onların hepsi Rasûllerimi yalanladılar, azabımı hak ettiler.
(Bak.22.42-44*34.34*38.12-14*43.23)
15.Ve onların hepsi, ertelenmeyecek olan o korkunç sayhaya/sese (Sur’a üflenmesine) bakıyorlar.
16.Ve derler ki: Rabbimiz! Hesap Gününden önce payımıza düşen azabı acele/hemen ver! (Bak. 6.57-58*8.32-33*13.6*22.47*29.53-54*38.16)
17.Sen onların dediklerine sabret/göğüs ger. Güçlü olan kulumuz Dâvud’u hatırla. Çünkü o O’na/Allah’a yönelirdi.
18.Biz dağları Dâvud’un emrine verdik. Onunla birlikte sabah ve akşam tesbih ederlerdi. (Bak.17.44*38.18)
19.Ve kuşlar da sürüler halinde ona yönelmişlerdi.
(Bak. 17.44*21.79*27.15-16*34.10*38.19)
20.Ve onun mülkünü/saltanatını güçlendirdik. Ona hikmeti (doğru hüküm çıkarmayı) ve etkili hitabet kabiliyetini verdik.
21.Ve davacıların haberi sana geldi mi? Hani surları aşarak mihraba ulaşmışlardı.
22.Davûd’un yanına girdiklerinde onlardan korkmuştu. Dediler ki: Korkma, birimiz diğerine haksızlık etmiştir. Aramızda bil hakkı/hakk ile (adaletle) hüküm ver. Ve haksızlık etme, bize doğru yolu göster!
23.(Biri) Dedi ki: Şüphesiz bu benim kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var ve benim bir tek koyunum var. Dedi ki: Onu bana ver! Ve tartışmada beni yendi!
24.(Davûd) Dedi ki: Andolsun bu, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlık etmiştir. Ve şüphesiz ortakların çoğu birbirlerine haksızlık ederler. İman edip ve sâlih amel işleyenler hariç ve onlar da son derece azdır! Ve Davûd onu imtihan ettiğimizi zannetti Rabbinden af diledi ve secdeye kapandı ve O’na yöneldi.
25.Böylece onu bağışladık. Ve şüphesiz onun yanımızda yüksek bir yeri ve güzel bir geleceği vardır.
(NOT: 21-25. âyetlerde anlatılan kıssalar için benim benimsediğim yorum şöyledir: Davacı olarak gelenler insan değil insan kılığına girmiş melektir. Zira kapıdan girmeyerek surları aşarak mihraba ulaşmışlardı ve Davûd onlardan korkmuştu. Davûd bir tarafı dinleyip diğer tarafı dinlemeden telaş ve aceleyle karar verdiği için hata ettiğini düşünerek Rabbinden af dilemiştir. Allah da onun hatasını bağışlamıştır. Doğrusunu Allah bilir. H.S.)
26.Ey Davûd! Seni bu topraklarda halife yaptık. O halde insanlar arasında hakk ile/adaletle hüküm ver. Heva ve hevesine uyma, aksi halde bu seni Allah yolundan saptırır. Allah yolundan sapan kimseler, Hesap Günü’nü unutmalarına karşılık şiddetli bir azaba uğratılırlar. (Bak.7.51*20.126*38.26*45.34)
27.Ve göğü ve yeri ve ikisi arasındakileri boşuna yaratmadık. Bu, kâfirlerin zannıdır. Ateşteki kâfirlerin vay haline!
(Bak. 2.164*3.190-191*21.16-17*25.62*30.8*38.27*44.38-39)
28.İman eden ve sâlih amel işleyenleri, yeryüzünde fesat çıkaranlarla bir tutar mıyız? Ya da müttâkileri günahkârlarla bir tutar mıyız?
29.Bu mübârek Kitab’ı/Kur’an’ı sana indirdik ki ülül elbâb/akıl sahipleri âyetleri düşünsünler ve öğüt alsınlar!
(Bak. 17.41,89*23.68*25.50*30.58*38.29*39.27*47.24)
30.Ve Davûd’a Süleyman’ı bağışladık. O, güzel bir kuldu, şüphesiz (Allah’a) yönelirdi.
31.Bir gün, akşamüstü ona safkan atlar sunulmuştu.
32.Dedi ki: Ben hayırlı olanı (atları) Rabbimi hatırlattığı için severim! Sonra (atlar) gözden kayboldu.
33.(Dedi ki): Onları (atları) bana getirin! Bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.
34.Ve andolsun ki Süleyman’ı imtihan ettik. Ve kürsüye/tahta bir ceset bıraktık. Sonra o eski haline/Bize yöneldi.
35.Dedi ki: Rabbim! Beni bağışla! Benden sonra kimsenin sahip olamayacağı bir hükümranlık ver! Şüphesiz ki Vehhâb/cömertçe veren Sen’sin!
36.Rüzgârı onun emrine verdik, onun emriyle istediği yere tatlı-tatlı eserdi.
37.Ve şeytanları: Yapı ustalarını ve dalgıçları. (Bak 21.81-82*34.12*38.37)
38.Ve zincirlere bağlanmış diğerlerini.
39.(Dedik ki): Bu Bizim ihsanımızdır. Başkalarına ister ver, ister verme hesabı sana kalmıştır!
40.Ve şüphesiz ona huzurumuzda yakınlık ve güzel bir son vardır.
41.Kulumuz Eyyûb’u da hatırla. Rabbine yakarmıştı: Şeytan bana sıkıntı ve azap verdi. (Bak. 6.17*21.83*38.41)
42.(Dedik ki): Ayağını yere vur! İşte sana yıkanılacak ve içilecek soğuk bir su!
43.Ve ülül elbâb/akıl sahiplerine bir ibret olmak üzere ona ailesini ve bir kat daha fazlasını bağışladık.
44.Ve eline bir demet (ot) al ve onunla fadrib/yola koyul ve haktan ayrılma! Şüphesiz ki onu sabırlı bulduk; o ne güzel bir kuldu. Şüphesiz o Allah’a yönelirdi. (Bak. 6.17*10.107*21.83-84*38.44)
45.Güçlü ve basiretli kullarımız İbrâhim, İshâk ve Yakûb’u da an/hatırla.
46.Biz onları ahiret yurdunu düşünen, gönülden bağlı kullar yaptık.
47.Ve şüphesiz onlar katımızda seçkin ve hayırlı kimselerdir.
48.İsmail’i, İlyas’ı ve Zülkif’i de an/hatırla. Ve hepsi de seçkinlerdendir.
49.Bu bir hatırlatmadır. Ve şüphesiz muttakiler için güzel bir gelecek vardır.
50.Adn cennetlerinin kapıları onlara açıktır.
51.Orada huzurla oturacaklar, her çeşit meyve ve içecek onlara sunulacaktır. (Adn Cennetleri için: Bak.9.72 Dip Notu)
52.Ve yanlarında bakışlarını koruyan (eşleri) vardır.
(Bak. 37.48*38.52*44.54*52.20*55.56,72*56.22)
53.Hesap Gününde size vaad edilenler/nimetler budur!
54.Şüphesiz bunlar Bizim verdiğimiz rızıktır, onlarda tükenme olmaz.
(Bak. 21.103*38.54*41.30*50.32)
55.Ve şüphesiz bunlar (iyileredir). Azgınları kötü bir varış yeri beklemektedir.
56.Cehennem. Orası ne kötü bir varış yeridir.
57.Bunlar kaynar su ve irin, onu tadacaklar.
58.Ve başka benzerleri çifter çifter.
59.İşte bunlar, körü körüne sizinle birlikte direnenler. Onlara merhaba/ selamet yok! Şüphesiz onlar ateşe/cehenneme girecekler.
60.Derler ki: Hayır! Size merhaba yok. Onu/ateşi bize siz getirdiniz. Orası ne kötü yerdir.
61.Derler ki: Rabbimiz! Bizi bu duruma kim getirmişse onun ateşteki/ cehennemdeki azabını kat kat artır! (Bak. 7.38-39*33.67-68*38.61*41.29)
62.Ve derler ki: Bize ne oluyor? Kötülerden sandığımız adamları (burada) göremiyoruz?
63.Onları alaya alırdık. Yoksa gözler onlardan kaydı mı? (Onlar burada da biz mi onları göremiyoruz?)
64.Şüphesiz bu cehennem ehlinin birbiyle çekişmesi hakktır/gerçektir.
65. De ki: Ben sadece bir uyarıcıyım. Allah’tan başka ilâh yoktur. Allah Vâhid’dir/tekdir, Kahhâr’dır/güçlüdür.
66.O, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir! Aziz’dir/güçlüdür, Gaffâr’dır/bağışlayandır.
67.De ki: O/vahiy çok büyük bir haberdir.
68.Siz ondan yüz çeviriyorsunuz!
69.Mele-i A’lâ’dakilerin (yüce meleklerin) tartışmaları hakkında benim bilgim yoktur.
70.Bana sadece apaçık bir uyarıcı olduğum vahyedilmiştir!
71.Rabbin bir gün meleklere dedi ki: Balçıktan bir beşer yaratacağım.
72.Onu şekillendirmeyi tamamlayıp ruhumdan üflediğimde, lehû sâcidîn/
ona secde edin!
(NOT: Secde konusunda; Bakara 34ncü âyetin dip notunda bilgi verilmiştir. H.S.)
73.Meleklerin hepsi birden secde ettiler.
74.İblis hariç, büyüklük tasladı ve inkâr kâfirlerden oldu.
75.Dedi ki: Ey İblis, ellerimle/kudretimle yarattığıma secde etmene mani olan nedir? Kibirlendin mi, yoksa kendini herkesten üstün mü görüyorsun?
76.Dedi ki: Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın ve onu çamurdan yarattın! (Bak. 2.34*7.11-18*15.28-43*38.71-76)
77.Dedi ki: Oradan çık git, şüphesiz sen kovuldun!
78.Ve Din Gününe/Hesap Günü’ne kadar lânetim senin üzerinedir!
79.Dedi ki: Rabbim! Yeniden Diriliş Gününe kadar bana süre ver!
80.Dedi ki: Şüphesiz sen mühlet verilenlerdensin!
81.Zamanı (tarafımdan) bilinen O Gün’e/Kıyamet Gününe kadar!
(Bak. 2.34*7.12-18*15.28-43*17.61-64*18.50*20.116-123*38.81)
82.Dedi ki: Kudretine yemin olsun ki onların hepsini azdıracağım.
83.Ancak içlerinden ihlaslı kulların hariç.
(Bak. 7.12-18*15.42*16.99*17.61-63*34.21*38.83)
84.Dedi ki: Bu hakk’tır/gerçektir. Ve hakkı/gerçeği söylerim!
85.Cehennemi seninle ve sana uyanların tümüyle dolduracağım!
(Bak. 7.12-18*15.29-42*16.98-100*17.61-65*34.20-21*38.71-85)
86.(Rasûlüm) De ki: Ben tebliğ karşılığında sizden hiçbir ücret istemiyorum ve ben kendiliğimden size mükellefiyet/sorumluluk yüklemiyorum!
(Bak 6.90*10.72*11.29,51*12.104*23.72*25.57*26.109,127,145,164,180* 34.47*36.21*38.86*42.23*52.40*68.46)
87.O/Kur’an, bütün âlemler için bir zikirdir/öğüttür.
88.Ve Onun/Kur’an’ın haberlerini bir müddet sonra öğreneceksiniz.
(Bak. 6.67*38.88)
(Gözden Geçirme-Ağustos 2024)