29 Mart 2024 Cuma
MENÜ
SON YAZILAR

ZÜMER SÛRESİ

39/59 ZÜMER SÛRESİ

(Gruplar/topluluklar anlamındaki adını 71. ve 73. âyetlerde geçen “zümerâ” kelimesinden almaktadır. Mushaf’da 39ncu, inişte ise 59ncu sıradadır ve 75 âyettir.)

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla.

1.Bu Kitap, üstün kudret sahibi olan ve her şeyi yerli-yerince yapan Allah katından indirilmiştir. (26.192*41.42)

2.Bu Kitab’ı sana gerçek (yüce) bir amaçla Biz indirdik. O halde, içten bir inanç ve bağlılıkla sadece Allah’a kulluk et.

3.İyi bilin ki, Allah’ın dini tevhid dinidir. Allah ile aralarına evliya (yakın dost/sırdaş /yardımcı) koyanlar ise, “bizi Allah’a yaklaştırmaları için onlara kulluk ediyoruz” derler. Allah, onların ayrılığa düştükleri konuda aralarındaki hükmünü elbette verecektir: Zira Allah, yalancı ve inkâra saplanmış olanları doğru yola yöneltmez.

4.Şayet Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıkları arasından dilediğini seçerdi. Ama O, bundan münezzehtir. O, mutlak otorite sahibidir, bir tek Allah’tır. (43.81)

5.O gökleri ve yeri çok temel (yüce) bir maksat, hikmet ve nizam ile yaratmıştır. Geceyi gündüzün üstüne, gündüzü de gecenin üstüne örtüyor. O, her biri belli bir süreye kadar kendi mecrasında akıp gidecek olan güneşi ve ayı yasalarına boyun eğdirmiştir. Allah mutlak üstün olandır, çok bağışlayandır. (36.38)

6.O, sizi tek bir nefisden yarattı, sonra aynı nefisden (sizin) eşinizi de yarattı. Sizin için en’âm (koyun,keçi,sığır,deve) türü hayvanları dişili-erkekli dört çift olarak lütfetti. O, analarınızın rahminde sizi üç karanlık (safha/bölge) içinde bir yaratılıştan diğerine geçirerek yaratmaktadır. İşte bunları yapan, sizin Rabbiniz olan Allah’tır. Mutlak  hükümranlık O’nundur. O’ndan başka ilah yoktur. O halde, nasıl oluyor da haktan uzaklaşıyorsunuz?  

7.Eğer inkâr ederseniz bilin ki Allah’ın size ihtiyacı yoktur, ama kullarının inkâr etmesine de rızası yoktur. Ama, eğer şükrederseniz (iman ederseniz) buna razı olur. Hiç kimse, bir başkasının günahını yüklenemez. En sonunda hepiniz Rabbinizin huzuruna çıkarılacaksınız. O zaman (bu dünyada) bütün yaptıklarınızı size bildirecek (ve hak ettiğiniz karşılığı verecek) tir. Çünkü O, kalplerinizde olan her şeyi bilir.

8.İnsanın başına bir sıkıntı geldiğinde, Rabbine yönelip O’na yalvarır. Sonra Rabbi katından ona bir nimet lütfedince, daha önce Allah’a yalvardığını unutarak, insanları Allah’ın yolundan saptırmaları için, O’na benzer niteliklerde tanrılar edinir. De ki: “Küfrünle beraber biraz daha yaşa! Çünkü sen cehennem ahalisindensin.”  (10.12*17.67*28.78*30.33*39.8)

9.Ahiretten sakınarak ve Rabbinin rahmetini umarak gecenin bir vaktinde kalkarak secde edip-kıyamda durarak huşûyla ibadet eden bir kimse, hiç inkâr edenle aynı olur mu? De ki: “Bilenle bilmeyen bir olur mu?” Bunu ancak aklı selim ve sağduyu sahipleri (ulül elbâb) düşünüp anlayabilir.

10.(Rasulüm!) De ki (Allah şöyle buyurmaktadır): “Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Bu dünyada iyilik edenlere, (ahirette) elbette iyilik vardır. Allah’ın arzı (yeryüzü) geniştir. Sadece sabreden kimselere ödülleri hesapsız verilecektir. (29.56)

11-12.De ki: “Ben, dini Allah’a has kılarak O’na aracısız kulluk etmekle emr olundum!

Bir de, Müslümanların önderi olmakla emr olundum.” (6.163)

13.De ki: “Eğer ben Rabbime isyan edersem, Büyük Günün (Kıyamet Gününün) azabına uğratılmaktan korkarım.”

14.De ki: “Ben, dini Allah’a has kılarak sadece Allah’a kulluk ederim.”

15. “Siz de, O’nunla aranıza (ilah diye) koyduklarınıza kulluk edin!” Onları uyar: “Asıl hüsrana uğrayanlar, Kıyamet Günü hem kendilerini ve hem de yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Bilin ki, en büyük hüsran işte budur.” 

16.Ateş onları hem üstlerinden ve hem de altlarından kat-kat kaplayacaktır. Allah, kullarının başına bunların gelebileceği uyarısında bulunmaktadır. “Ey kullarım, Bana karşı gelmekten sakının!” (7.41*29.55)

17.Taguta (putlara ve şeytana) kulluk etmekten kaçınarak sadece Allah’a yönelenlere (kulluk edenlere) ne mutlu. Bu kullarıma sen müjde ver:

18.Sözü dinleyip onun en güzeline (Allah’ın sözüne) uyan kullarımı müjdele! Allah’ın doğru yola yönelteceği kimseler işte bunlardır. Bunlar, aklı selim ve sağduyu sahipleri (ulül elbâb) dır. (39.23)

19.Azap sözümüzü hak eden biri, (sözün en güzeline uyan) kişiyle aynı olur mu hiç? (Rasulüm!) Cehennem ateşine düşen bu kimseyi kurtarmak senin elinde mi?

20.Rablerine karşı gelmekten sakınan kimseler için, kat-kat bina edilmiş, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu Allah’ın vaadidir ve Allah vaadinden asla dönmez.

21.Allah’ın gökten indirdiği suyu yerdeki kaynaklara yönlendirdiğini, sonra o suyla rengârenk bitkiler bitirdiğini ve daha sonra onların sararıp-kuruduklarını görürsün. En sonunda çer-çöp haline getirdiğine de görürsün. Bütün bunlarda aklı selim ve sağduyu sahipleri (ulül elbâb) için dersler vardır. 

22.Allah’ın, (niyeti ve gayreti sebebiyle) gönlünü İslam’a açtığı ve Rabbinin hidayet nuruyla aydınlığa kavuşan kimse ile kâfirlikte direnip kalbi katılaşan kimse bir olur mu hiç? Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler. (6.122,125)

23.Allah sözlerin en güzelini, müteşabih (birbirine benzeşen) ve mesânilerden (ikişerlilerden) oluşan bir Kitap olarak indirmiştir. Rablerine derin bir saygı duyanların ondan tüyleri ürperir, sonra Allah’ın rahmetini hatırladıklarında kalpleri ve tüyleri yumuşar, sakinleşir. İşte bu Allah’ın hidayetidir, tercih edeni doğru yola eriştirir. (Niyeti ve yaptıklarıyla) sapan kimselere ise artık hiç kimse doğru yolu gösteremez. (4.88*6.39*13.33*42.46)

24.Kıyamet Günü, o kötü azabdan kendisini yüzüyle kim koruyabilir? O gün zalimlare, “vaktiyle yaptıklarınızın cezasını şimdi tadın” denilir.

25.Onlardan öncekiler de Rasulleri yalanlamışlar ve ummadıkları yerden gelen azaba uğramışlardı.

26.Allah, onlara bu dünyada rezilliği tattırdı. Ahiretteki azapları ise elbette daha büyük olacaktır. Keşke bunu olsun bilselerdi.

27.Biz Kur’an’da, insanların düşünüp ders almaları için her türlü olayı örnek olarak verdik.

28.Hem de bunları, içinde hiçbir eğrilik ve hiçbir çelişki bulunmayan Arap diliyle (Arapça) indirdiğimiz bir Kur’an olarak anlattık ki Allah’a karşı sorumlu davranabilsinler.

29.Allah şöyle bir örnek veriyor: Birbiriyle uyumsuz birçok efendinin emrindeki birisiyle sadece bir tek efendisi olan birisinin durumu eşit olabilir mi? Allah’a hamd olsun ki eşit olmaz, ama onların çoğu bunu bile kavramaktan acizdirler.

30.Elbette sen öleceksin, onlar da ölecekler.

31.Sonunda, Kıyamet Günü Rabbinizin huzurunda hepiniz hesaplaşacaksınız.

32.Allah hakkında yalan uyduran ve gerçekler kendisine ulaştığında onu yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Kâfirler için cehennemde yer mi yok?

33.Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler, işte onlar muttakilerdir.

34.Diledikleri her şey Rableri katında onları beklemektedir. İşte bu, iyilik yapanların (Muhsin olanların) ödülüdür.

35.Allah, onların işledikleri kötülükleri örtecek (bağışlayacak) ve yaptıklarının en güzeliyle ödüllendirecektir.

36.(Rasulüm!) Allah kuluna yetmez mi ki onlar seni Allah’tan başkalarıyla (ilahlarıyla) korkutmaya çalışıyorlar. (Küfürde ısrarı sebebiyle) Allah’ın dalâlette (sapıklıkta) bıraktığı kişiyi, doğru yola getirecek hiçbir kimse yoktur.

37.Allah’ın doğru yola yönelttiği kimseyi de doğru yoldan saptıracak hiçbir kimse yoktur. Allah sonsuz kudret sahibidir ve kötülük yapanların hak ettikleri cezaları verendir.

38.Sen inkârcılara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye soracak olsan tereddüt etmeden “Allah” derler. De ki: “Allah ile aranıza koyup yalvardığınız şeyler, Allah bana bir sıkıntı vermek istese bu sıkıntıyı giderebilirler mi? Veya Allah bana bir iyilik etmek istese buna engel olabilirler mi? De ki: “Allah bana yeter! Tevekkül edenler yalnız Allah’a güvenip-dayanırlar.”

39.De ki: “Ey kavmim! Elinizden ne geliyorsa yapın. Ben de bana düşeni (tebliğ görevimi) yapmaya devam edeceğim. Nasıl olsa yakında anlayacaksınız.”

40.”Kime alçaltıcı bir azabın geleceğini ve kime sonsuz bir azabın ineceğini!”

41.Biz, insanlara hak ve hakikatları göstermek için bu Kitabı sana indirdik. Kim doğru yolu seçerse kendi yararına seçmiş olur, Kim de doğru yoldan saparsa sadece kendi aleyhine sapmış olur, sen onların tercihinden sorumlu bir vekil değilsin. (11.12*13.40)

42.Allah, insanların canlarını ölüm vakitleri geldiğinde alır, ölüm vakitleri gelmemiş olanların ise uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerini tutar, diğerlerini ise yasayla belirlenmiş olan süre doluncaya (eceli müsemmaya) kadar salıverir (geriye gönderir). Bunda, düşünen bir kavim için mesajlar (ibretler) vardır. (3.185*6.60,93*16.32*21.35*29.57)

43.Yoksa onlar (müşrikler) Allah ile aralarına girecek (hayali) şefaatçılar (aracılar) mı buldular? De ki: “Onların hiçbir şeye güçleri yetmese, akılları ermese de mi?”

44.De ki: “Şefaat (aracılık) yetkisi tamamıyla ve sadece Allah’a aittir. Göklerin ve yerin hakimiyeti de O’na aittir. Sonunda O’nun huzurunda toplanacaksınız.”

45.Allah tek başına anıldığında, ahirete inanmayanların kalpleri endişe ve sıkıntıyla çarpar. O’nunla aralarına koydukları (hayali ilahlardan) söz edildiğinde ise onların yüzleri güler.

46.De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, varlıkların kavrayış alanı dışındakileri ve akıl ve duyularla kavrayabildiklerini de bilen Allah’ım! Kullarının ihtilâfa düştükleri konular arasındaki hükmü verecek olan sadece Sensin.”

47.Eğer yeryüzünün her şeyi, hatta onun bir kat fazlası zalimlerin olsaydı, Kıyamet Günü uğrayacakları korkunç azaptan kurtulmak için hepsini fidye olarak verirlerdi. Çünkü o gün, daha önce hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah tarafından onların karşılarına çıkarılacaktır.

48.İşledikleri bütün kötülükler önlerine apaçık konulacak, alay edip-durdukları gerçekler onları çepeçevre kuşatacaktır.

49.İnsana bir zarar dokunduğunda Bize yalvarır. Daha sonra katımızdan bir nimete kavuştuğunda, “Bu nimete kendi bilgim ve becerim sayesinde ulaştım” der. Halbuki bu bir imtihandır, ama insanların çoğu bunu bilmezler. (10.12*17.67*28.78*30.33*39.8)

50.Onlardan öncekiler de böyle söylemişlerdi fakat kazandıkları şeylerin onlara da hiçbir faydası olmadı.

51.Sonunda yaptıkları kötülüklerin cezası onları buldu. Şimdi zulmeden kimseleri de, yaptıkları kötülüklerin cezası gelip-bulacak ve onlar elimizden asla kurtulamayacaktır.

52.Allah’ın dilediğine bol rızık verdiğini, dilediğinin de rızkını daralttığını onlar bilmiyorlar mı? Şüphesiz bunda, inanan toplumlar için alınacak dersler vardır.

53.(Allah’ın şu müjdesini) bildir: “Ey verdiğim kabiliyetleri yanlış yolda kullanarak hadlerini aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin sakın. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir

54.Yeter ki, azap gelip-çatmadan önce Rabbinize yönelip O’na teslim olun. Aksi halde hiç yardım göremezsiniz.

55.Farkında olmadığınız bir anda azap gelip-çatmadan önce, Rabbinizden size indirilmiş olan en güzel söze (Kur’an’a) uyun.

56.Bu suretle hiç kimse, “Allah’ın emirlerine uymadığım ve gerçekleri alay konusu yaptığım için yazıklar olsun bana!” demek zorunda kalmasın.

57.Yahut, “Allah beni (zorla bile olsa) doğru yola iletmiş olsaydı da ben de günahtan sakınanlardan olsaydım” demek zorunda kalmasın.

58.Ya da azabı gördüğü zaman, “Bana bir fırsat daha tanınsa da (dünyaya dönüp) günahtan sakınanlardan olsam” demek zorunda kalmasın. (34.54*35.37)

59.(Allah buyuracak) “Hayır, iş-işten geçti! Âyetlerim vaktiyle sana gelmişti ama sen onları yalanlamıştın. Büyüklük taslayıp, inkârcılar arasında yer almıştın!”

60.Allah hakkında yalan uyduranların, Kıyamet Günü yüzlerinin kapkara kesildiğini göreceksin. Büyüklük taslayanlar için cehennemde (sanki) yer mi yok!

61.Allah, emirlerine itaatsizlikten korunup-sakınan kullarını bu amelleri sebebiyle hak ettikleri kurtuluşa erdirecektir. Onlar azap yüzü görmeyecekler ve üzüntü de çekmeyecekler.

62.Allah her şeyin yaratıcısıdır ve O her şeyin üzerinde mutlak otorite ve tasarruf sahibidir.

63.Göklerin ve yerin mutlak hükümranlığı da O’nundur. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler ise, onlar asıl hüsrana uğrayanlardır.

64.De ki: “Ey cahiller! Siz benim Allah’tan başka varlıklara kulluk etmemi mi istiyorsunuz!?”

65.Sana ve senden öncekilere de vahyedildi ki: “Eğer Allah’a ortak (şirk) koşacak olursan, iyilik namına yapmış olduğun bütün amellerin boşa gider ve hüsrana uğrayanlardan olursun!”

66.”O halde, sadece Allah’a kulluk et ve O’na şükreden bir kul ol!”

67.Onlar Allah’ın kudretini ve yüceliğini gereği gibi kavrayamadılar. Oysa Kıyamet Günü bütün yeryüzü O’nun tasarrufundadır, gökler de O’nun kudret eliyle dürülüp-bükülecektir. O, yüceler yücesidir ve onların şirk koştukları her şeyden münezzehtir (uzaktır).

68.Sûr’a üflendiğinde Allah’ın diledikleri hariç, göklerde ve yerde olanların hepsi düşüp ölecektir. Sonra, Sûr’a bir defa daha üflendiğinde ayağa kalkarak yargılanmayı bekleyecekler. (21.103*27.89)

69.O Gün, mahşer yeri Rabbinin nuruyla aydınlanacak ve amel defterleri herkesin önüne konacak, Nebiler ve diğer şahitler huzura getirilecektir. Herkes adil bir şekilde yargılanacak ve hiç kimse asla haksızlığa uğratılmayacaktır. (4.41*6.130)

70.Herkesin (iyi veya kötü olarak) yaptıklarının karşılığı tam olarak verilecektir, Allah onların yaptıklarını çok iyi bilmektedir.

71.Kâfirler bölükler halinde cehenneme sevk edilecekler, oraya vardıklarında kapılar açılacak ve muhafızlar onlara, “İçinizden, Rabbinizden size mesajlar getiren ve Hesap Günü’ne karşı sizi uyaran Rasuller gelmemiş miydi?” diye soracaklar. Onlar, “Evet, geldi!” diye cevap verecekler. Ne var ki, inkâr edenler hakkında azap hükmü kesinleşmiş olacaktır.

72.Onlara “Ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin” denilecektir. Büyüklük taslayanlar için ne kötü bir mekandır orası.

73.Rablerine karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar (müttakiler) ise, bölükler halinde cennete buyur edilecekler, oraya vardıklarında kapılarının ardına kadar açık olduğunu görecekler, oranın muhafızları onlara, “Selâmun aleyküm, ne mutlu size! Ebedi kalmak üzere girin cennete” diyecekler.

74.Onlar da şöyle mukabele edecekler: “Bize vaat ettiklerini yerine getiren, yaptıklarımıza karşılık bu cenneti bize bahşeden, böylece cennette dilediğimiz şekilde yerleşmemizi sağlayan Allah’a hamdolsun! Çalışıp-çabalayanların mükâfatı ne de güzelmiş”.

75.O Gün meleklerin, arşın etrafını çepe-çevre kuşatarak Rablerine hamd ettiklerini göreceksin. O Gün, herkesin hakkında adaletle hüküm verilir ve şöyle denir: “Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun!”

 

 

X