8 Ekim 2024 Salı
MENÜ
SON YAZILAR

ŞÛRÂ SÛRESİ

42/82 ŞÛRÂ SÛRESİ 

(Yönetimin ve özelikle Kamu yönetiminin temel ilke olan ve danışma-istişare anlamlarına gelen adını 38nci âyette geçen şûrâ kelimesinden almaktadır. Mekke döneminde nazil olmuştur. Mushaf’da 42nci, inişte 82nci sıradadır ve 53 âyettir.)

E’ûzu bi’llâhi min’eş-şeytâni’r-racîm/kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Bismillahirrahmanirrahim/Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.

1.Hâ! Mîm!

2.Ayn! Sîn! Kâf!

3.Sana ve senden öncekilere böyle vahyediyor! O Azîz’dir/güçlüdür, Hakîm’dir/hikmet sahibidir.

4.Göklerde ve yerde olanlar O’nundur. Ve O Aliy’dir/yücedir, Azıym’dir/ uludur. (Bak. 2.255*4.126,131-132,170*16.52*30.26*42.4)

5.Neredeyse üstlerinden gökler çatlayacak. Ve melekler hamd/övgü ile Rablerini tespih ederler/yüceltirler. Ve yeryüzündekiler için O’ndan mağfiret/bağışlanma dilerler. İyi bilin ki Allah Gafûr’dur/bağışlayandır, Rahıym’dir/merhametlidir. (Bak.19.88-93*40.7*42.5)

6.O’nun peşi sıra başkalarını evliyâ/yakın dostlar edinenleri Allah görmektedir. Ve Sen onların üzerine vekil/sorumlu değilsin. (Bak. 6.66*39.3*42.6)

7.Ve böylece, şehirlerin anası/Mekke ve çevresindekileri Toplanma/ Mahşer Günüyle uyarman için sana kendisinde hiç şüphe olmayan Arapça bir Kur’an vahyettik. O Gün/Mahşer Günü, bir grup cennette bir grup cehennemdedir.

(Bak. 6.92*11.105*12.1-3*20.108*42.7*77.35-36*78.38)

8.Ve eğer Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı. Ve lâkin dileyeni/ hak edeni rahmetine sokar ve zâlimlerin ne bir dostu ne de bir yardımcısı vardır. (Bak.3.129*6.35,149*10.99*11.118*13.31*14.4*16.9,93*42.8*74.31)

9.Yoksa onlar Allah’ın peşi sıra evliyâ/yakın dostlar mı edindiler? Allah;  veli/yakın dost O’dur ve yuhyil mevtâ/ölüleri dirilten O’dur ve Kadîr/her şeye gücü yeten O’dur. (Bak.6.66*39.3*42.9)

10.Ve ihtilafa düştüğünüz konular hakkında hüküm Allah’a aittir. İşte Rabbim Allah O’dur. Ben O’na tevekkül ettim/güvendim ve O’na yöneldim.   

(Bak. 5.23*6.57*11.88*40.62*42.10)

11.O, göklerin ve yerin Fâtır’ı/yaratıcısıdır. O, size kendi türünüzden eşler ve en’âm’ı/hayvanları da eşler halinde yaratmıştır. Bu sayede sizi çoğaltmaktadır. O’nun benzeri olan hiçbir şey yoktur. Ve O Semî’dir/ işitendir, Basıyr’dir/görendir.

12.Göklerin ve yerin anahtarları O’na aittir. Rızkı dilediğine genişletir ve dilediğine daraltır. Şüphesiz ki O her şeyi Alîm’dir/bilendir.

(Bak. 13.26*17.30*28.82*29.62*30.37*34.36,39*39.52*42.12)                    

13.O; Nûh’a tavsiye ettiklerini ve sana/Muhammed’e vahyettiklerini ve İbrâhim’e ve Mûsa’ya ve İsâ’ya tavsiye ettiklerini sizin için şeriat/din yaptı. Dini ayakta tutun ve onda tefrikaya/ayrılığa düşmeyin! Müşrikleri çağırdığın bu din onlara ağır geldi. Allah dilediğini/lâyık olanı kendine (Rasûl) seçer ve kendine yönelenleri de doğru yola iletir.                                          

(NOT:                                                                                                                                                                                                                                                                                            1)Dinin sahibi Allah’tır ve bütün Rasûllerle gönderilen din aynı kaynaktan yani yüce Allah’tandır. Burada Rasûllerden sadece beşinin adı verilmiştir ancak Rasûllerin hepsi aynı dini yani İSLAMI tebliğ etmişlerdir.                                                                                                                                                                                                  2)Rasûllük/elçilik insanların arzu etmesi ve istemesiyle değil, lâyık olanı Allah’ın seçmesiyle mümkündür. Buna mukabil, insanların Allah’a yönelmesiyle (ve ona uygun çaba göstermesiyle) Allah da onları doğru yola iletmektedir. Allah’ın sistemi budur.

3)Ve Rasûllerin sonuncusu olan Muhammed’in a.s. vefatından sonra başka bir Rasûl gelmeyecektir. H.S.)                                                   

(Bak. 4.163-165*5.48*33.40*42.13*45.18)

 14.Ve onlar/Ehli Kitap, kendilerine bilgi geldikten sonra aralarındaki kıskançlık sebebiyle tefrikaya/ayrılığa düştüler. Ve eğer Rabbinin cezayı belli bir süreye kadar ertelemeyle ilgili hükmü olmasaydı, onların aralarında hüküm (hemen) verilirdi. Ve şüphesiz ki Kitaba vâris kılınanlar (Ehl-i Kitap) da tam bir ikilem ve şüphe içindeler. (Bak. 2.89,213*3.19*10.19,93*11.110*41.45*42.14*45.17*98.4)

15.Bu yüzden sen emredildiği gibi dosdoğru ol ve tebliğine devam et! Ve onların heveslerine uyma! Ve de ki: Ben Allah’ın indirdiği Kitaplara iman ettim. Ve aranızda âdil olmam emredildi. Allah, bizim de Rabbimiz ve sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize ve sizin yaptığınız size aittir. Ve bizimle sizin aranızda tartışmaya yer yoktur. Allah aramızı birleştirir. Ve dönüş O’na’dır. (Bak. 2.139*5.8,42*11.112*28.55*38.26*42.15)

16.Çağrısını kabul ettikten sonra, Allah hakkında tartışanların delilleri Rableri katında geçersizdir/boştur. Ve onlar için bir gâzap ve şiddetli bir âzap vardır.

17.Bu Kitabı ve mizanı/ölçüyü hakk’la/gerçekle indiren Allah’tır. Sen nereden bileceksin, belki de Kıyametin saati çok yakındır.

(NOT: Son saat/Kıyametin kopmasıyla ilgili âyetler için Bak. 6.31 Dip Notu.)

18.Ona/Kıyamete inanmayanlar onun çabuk gelmesini isterler. Ona iman edenler ise onun hakk/gerçek olduğunu bilirler ve ondan korkarlar. İyi bilin ki, o saat/Kıyamet hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler. (Bak. 6.58*42.18)

19.Allah kullarına çok lütûfkârdır, dilediğine rızık verir. Ve O Kavi’dir/ güçlüdür, Azîz’dir/yücedir.

20.Men kâne yûridü harsel âhırati/kim âhiret kazancını isterse Biz ona istediğini fazlasıyla veririz. Kim de dünya kazancını isterse ona da bundan veririz ama onun âhiretten hiçbir nasibi olmaz. (Bak. 2.200-202*3.145*4.124*11.15-16*17.18-19*24.38*42.20)

21.Allah’ın izin vermedikleri şeyleri dinde yasa olarak koyan ortakları mı var onların? Ve azâbın ertelenmesiyle ilgili (Allah’ın) sözü olmasaydı aralarında hemen hüküm verilirdi. Ve şüphesiz ki o zâlimler için elîm bir âzap vardır. (Bak.39.2-3,11,14*42.21)

22.Yaptıkları şeyler başlarına gelirken o zâlimlerin korkuya kapıldıklarını görürsün. Ve iman eden ve sâlih amel işleyenler cennet bahçelerindedir. Rableri katında onların istedikleri her şey vardır. Büyük ikram işte budur. (Adn Cennetleri için: 9.72 dip notuna bakınız.)

23.İman eden ve sâlih amel işleyenlere Allah’ın verdiği müjde işte budur. De ki: Ben buna/tebliğe karşılık sizden, akrabaya yakın olmaktan başka bir ücret istemiyorum! Kim güzel bir iş yaparsa onun mükafatını artırırız. Şüphesiz ki Allah Gafûr’dur/bağışlayandıri Şekûr’dur/şükredene karşılığını verendir. (Bak. 4.40*6.90*11.51*23.72*25.57*34.47*36.21*38.86*42.23*52.40)

24.Yoksa onlar, Allah adına yalan uydurduğunu mu söylüyorlar? Eğer Allah dileseydi senin kalbini mühürlerdi. Ve Allah bâtılı yok eder ve sözleriyle hakkı/gerçeği ortaya çıkarır. Şüphesiz ki O, kalplerde olan her şeyi bilir. (Bak. 10.38*11.13*16.101*21.5*25.4*32.3*34.8*42.24*46.8)

25.Ve O, kullarının tevbesini kabul eder ve kötülükleri affeder ve  yaptıklarınızı bilir. (Bak. 9.104*42.25)

26.Ve iman eden ve sâlih amel işleyenlerin dualarını kabul eder ve kendi lütfundan onlara daha fazlasını verir. Ve kâfirlere şiddetli bir âzap vardır. (Bak. 4.173*24.38*35.30*42.26)

27.Ve Allah, rızkı kullarına eğer bolca verseydi onlar yeryüzünde taşkınlık ederlerdi. Fakat O rızkı dilediğine belli bir kadere/ölçüye göre vermektedir. Çünkü O, kullarından Habîr’dir/haberdardır, Besıyr’dır/ görendir. (Bak. 15.21*42.27)

28.Ve ümitlerini yitirdiklerinde yağmuru indiren ve rahmetini yayan O’dur. Ve Hamîd/hamde-övgüye lâyık olan Veli/yardımcı O’dur.                                 (Bak. 7.57*31.34*42.28)

29.Ve gökleri ve yeri yaratması ve orada canlıları üretip-yayması da O’nun âyetlerindendir/delillerindendir. O, dilediği zaman onları huzurunda toplamaya da Kadir’dir/gücü yeter. (Bak. 31.10*42.29)

30.Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi yaptıklarınız yüzündendir ve O birçoğunu da affeder. (Bak. 4.79*28.47*30.41*42.30,48)

31.Ve siz yeryüzünde O’nu aciz bırakamazsınız. Ve Allah’ın peşi sıra sizin veliniz/dostunuz ve yardımcınız yoktur.

(Bak. 2.107*9.116*10.53*11.33*16.46*29.22*42.31)

32.Ve gemilerin dağlar gibi denizlerde yürütülmesi/yüzdürülmesi O’nun âyetlerindendir/delillerindendir. (Bak.11.41*42.32*55.24)

33.Eğer dilerse rüzgârı dindirir de (yelkenli) gemileri denizde hareketsiz bırakır. Şüphesiz ki bunda, sabredenler ve şükredenler için nice âyetler/ deliller vardır. (Bak. 14.5*31.31*34.19*42.33)

34.Veya yaptıkları yüzünden onları helâk eder, birçoğunu da affeder.  (Bak. 4.79*42.30,34,)

35.Ve âyetlerimize karşı mücadele edenler bilsinler ki, kendileri için kaçacakları bir yer yoktur.

36.Size verilen şeyler dünya hayatının geçici zevklerinden ibarettir. Ve iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler/güvenenler için Allah katında olanlar hem daha hayırlı ve daha kalıcıdır. (Bak. 28.60*42.36)

37.Ve onlar büyük günâhlardan ve fevâhişe’den/hayasızlıktan kaçınırlar ve öfkelendikleri zaman affederler. (Bak. 3.134*4.31*17.32*42.37)

38.Ve onlar Rablerinin davetine uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar ve işlerini aralarında şûrâ/istişare ile yaparlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan infâk ederler/hayra harcarlar. (Bak. 3.159,172*13.18*42.38)

39.Ve kendilerine haksız bir saldırı yapıldığında yardımlaşırlar. (Bak. 26.227*42.39)

40.Ve kötülüğün cezası ona denk/misli bir cezadır. Kim affeder ve arayı düzeltirse onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz O zâlimleri sevmez.                                              (Bak 2.194*5.45*16.126*22.60*42.40-43)

41.Ve kim zulme uğradıktan sonra hakkını ararsa işte onların aleyhinde bir yol/ceza yoktur.

42.Yol/ceza sadece insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler içindir. İşte onlar için elem verici bir âzap vardır. (Bak. 5.33*42.42)

43.Ve kim sabreder ve bağışlarsa, şüphesiz bu azmedilecek/övülecek işlerdendir. (Bak.3.186*31.17*42.43)

44.Ve Allah kimi sapık sayarsa bundan sonra artık onun velisi/yakın dostu yoktur. Zâlimlerin âzabı gördüklerinde, buradan çıkmanın acaba bir yolu var mı? dediklerini göreceksin. (Bak.30.43*42.44,46-47)

45.Aşağılandıkları için boyunları bükük ve etraflarına ürkekçe bakarken, onların ateşe atıldıklarını görürsün. İman edenler derler ki: Asıl ziyana uğrayanlar, Kıyamet Günü kendilerini ve yakınlarını hüsrana uğratanlardır! İyi bilin ki zâlimler sürekli bir âzap içindedirler. (Bak. 39.15*42.45*46.20,34)

46.Onların Allah’ın peşi sıra yardım edecek evliyâları/yakın dostları yoktur. Allah’ın sapık saydığı kimseler için bir çıkış yolu da yoktur.                                                  (Bak. 4.88*6.39*11.19-20,113*13.33*30.43*39.23*42.44,46-47)

47.Allah’ın hükmü gereği geriye dönüşü olmayan gün/Mahşer Günü gelmeden Rabbinizin davetine icabet edin/uyun. O gün sizin için sığınacak bir yer yoktur ve yaptıklarınızı inkâr edemezsiniz. (Bak. 2.254*42.44,46-47)

48.Eğer yüz çevirirlerse, seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece tebliğ etmektir. Ve Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ve elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, şüphesiz ki insan çok nankördür.

(Bak. 10.12,22*16.54-55*17.67*29.65-66*30.33-34*31.32*39.8,49*42.48)

49.Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’a aittir. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocuk ve dilediğine erkek çocuk bahşeder/verir. (Bak.3.47*5.17*28.68*30.54*42.49)

50.Yahut erkek ve kız çocuklarını ikiz/birlikte verir. Dilediğini de çocuksuz/kısır bırakır. Şüphesiz ki O Âlim’dir/bilir, Kadîr’dir/güçlüdür.

51.Allah’ın bir beşerle/insanla (doğrudan) konuşması söz konusu değildir. Ancak/sadece vahiy/ilham yoluyla veya bir perde arkasından veya bir Rasûl/Cebrail a.s. gönderip dilediklerini ona vahyetmesiyle olur. Muhakkak ki O Aliy’dir/yücedir, Hâkim’dir/hikmet sahibidir.

(Bak. 2.118*3.45-47,179*4.163*5.111*6.103*7.143*8.12*16.2,68*25.21* 28.7,30-36*42.51)

(NOT: Vahye/ilhama örnek Allah’ın, Mûsa’nın (a.s.) annesine ilham etmesi, perde arkasına örnek Allah’ın, Tur Dağında Mûsa (a.s.) ile konuşması ve Rasûl/Cebrail ile vahyine örnek Allah’ın, Muhammed’e a.s. ve diğer Rasûllerine vahyettiği Kitaplar örneklerden bazıları olarak gösterilebilir. Gözler O'nu göremez ama O gözleri görür. İlgili âyetler için: 6.103*7.143*42.51)

52.Ve böylece sana emrimizle ölü kalplere hayat bahşeden bir rûh/ Kur’an vahyettik. Sen daha önce Kitap nedir ve iman nedir bilmezdin. Ve lâkin onu/Kur’an’ı bir nûr kıldık ki, onunla kullarımızdan dileyeni hidayete/doğru yola ulaştıralım. Ve şüphesiz sen de insanları elbette doğru yola götürmektesin.

(Bak. 2.151*3.183-184*4.113,174*7.157*9.32*12.3*16.2*19.16-17* 22.67*23.73* 24.35*26.192-196*31.20*36.3-4*40.15*42.52*43.43* 58.22*61.8*64.8*97.4)

53.Allah’ın yoluna. Göklerde ve yerde olanlar O’nundur. İyi bilin ki, bütün işler Allah’a dönecektir.                                                                                                                          (Gözden Geçirme-Eylül 2024)              

 

 

 

X