8 Ekim 2024 Salı
MENÜ
SON YAZILAR

FETİH SÛRESİ

48/109 FETİH SÛRESİ

(Sûre, adını ilk âyetindeki “Biz sana apaçık bir fethin kapısını açtık” ifadesindeki “Fetih” kelimesinden almaktadır. Hudeybiye’de yapılan ve “Rıdvan biatı” olarak adlandırılan “meşhur biat” 10ncu âyetinde ve devamında anlatılmaktadır. Mushaf’da 48nci ve inişte ise 109ncu sıradadır. Medine döneminde inmiş olup, 29 âyetten müteşekkildir.)

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla.

1.(Rasulüm!) Biz sana apaçık bir fethin kapısını açtık. (110.1-3)

2-3.Allah bunu, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamak, sana vereceği nimetini tamamlamak, seni dosdoğru yola iletmek ve sana güçlü bir şekilde yardım etmek için yaptı. (5.3)

4.İmanlarına iman katmaları için müminlerin kalplerine güven ve sükûnet veren O’dur. Göklerin ve yerin bütün orduları O’nundur. Allah her şeyi bilen ve her hükmünde tam isabet kaydedendir. (9.26,40*18.13*33.9*37.171-173*48.7,18*74.31)

5.Bunları; mümin erkeklerle mümin kadınların günahlarını örtmek (bağışlamak), onları ebedi olarak kalacakları içlerinde ırmaklar akan cennetine koymak için yapmıştır. Bu, Allah katında büyük başarıdır. (47.2)

6.Hem de Allah hakkında kötü zanda bulunan; münafık erkeklerle münafık kadınlara ve müşrik erkeklerle müşrik kadınlara azap etmek için yapmıştır. (Müminler için istedikleri) musibetler onların başlarına dolansın. Allah onlara gazap etmiş, onları lanetlemiş (dışlamış) ve onlar için cehennemi hazırlamıştır, orası varılacak ne kötü bir yerdir. (3.154*7.133*22.15*41.23*48.12*72.7)

7.Göklerin ve yerin orduları sadece Allah’a aittir, Allah’ın gücü her şeye yeter, her şeyi yerli yerince yapar. (48.4)

8.(Rasulüm!) Şüphesiz Biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. (2.119,143*4.41*17.105*25.56*33.45*34.28)

9.(Ey insanlar) Tâ ki; Allah’a ve Rasulüne iman edesiniz, O’nun (davasını) destekleyesiniz, O’na saygı duyasınız ve sabah-akşam O’nu tesbih edesiniz (yüceltesiniz) diye yaptık. (3.52*33.56*42.52-53* 47.7*61.14)

10.(Hudeybiye’de) Sana biat edenler gerçekte Allah’a biat etmişlerdir. Allah’ın (yardım) eli onların (biat için kenetlenen) ellerinin üzerindedir. Kim Allah’a verdiği sözden dönerse, ancak kendi aleyhine dönmüş olur. Kim de Allah’a verdiği söze sadık kalırsa Allah ona çok büyük bir mükâfat verecektir. (4.80*17.34*22.38*33.23*47.7)

11.Arap kabilelerinden geride kalmış olanlar sana; “Bizi (size katılmaktan) mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu, bu yüzden Allah’tan bizi bağışlaması iste” diyecekler, onlar içlerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki: “Allah size kötülük yapmayı istese, ya da size iyilik yapmayı dilese; kim buna mani olabilir?” Hayır! Allah sizin bütün yaptıklarınızın içyüzünü bilmektedir. (3.167*6.17)

12.Aslında siz, Rasulün ve müminlerin ailelerin yanına asla geri dönemeyeceklerini sanmıştınız ve bu size çok cazip gelmişti. Kötü zanna kapılıp kaybeden bir toplum haline geldiniz. (48.6)

13.Kim Allah’a ve Rasulüne inanmazsa iyi bilsin ki, Biz kâfirler için alevli bir ateş hazırladık.

14.Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’a aittir. O; affı hak edeni affeder, azabı hak edene de azap eder. Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. (2.284)

15. Ganimet almak üzere (Hayber’e) hareket ettiğiniz zaman, geride kalmış olanlar; “Bize mani olmayın da size katılalım” diyerek Allah’ın sözünü değiştirmek isteyecekler. De ki: “(Bu kez) Asla siz bize katılamayacaksınız, Allah daha önce böyle buyurdu.” Bunun üzerine; “Hayır, siz bizi çekemiyorsunuz” diyecekler. Bilakis onlar anlayışı kıt olan kimselerdir. (4.73,141*9.83)

16.Geride bırakılan bu Arap kabilelerine de ki: “Yakında güçlü bir topluluğa karşı savaşmak için çağrılacaksınız. Onlarla ya siz ölünceye kadar veya onlar size teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Eğer siz bu çağrıya uyarsanız (sefere katılırsanız) Allah size güzel bir ödül verecek, yok eğer daha önce olduğu gibi geride kalırsanız size acıklı bir ceza verecektir.”

17.Gözleri görmeyene, topala ve hastaya (Allah yolunda savaşmadığı için) bir sorumluluk yoktur. Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse, onu içinden ırmaklar akan cennetlere koyacak, kim de yüz çevirirse onu acıklı bir azapla cezalandıracaktır.

(2.286*4.13.95*6.152*9.91-93*23.62*65.7)

18.Doğrusu Allah, o ağacın altında sana biat eden (Rıdvan biatı) müminlerden razı olmuştur. Onların kalplerinde olanı bildiği için onlara sekinet (iç huzuru) indirmiş ve onları yakın bir fetihle ödüllendirmiştir. (9.26,40*48.4,26)

19.Ayrıca elde edecekleri onca ganimet de var, Allah azizdir, hakimdir (her şeyi mükemmel yapar, her hükmü tam isabetlidir). (8.1)

20.Allah size elde edeceğiniz birçok ganimeti daha vaad etmektedir. Şimdilik insanların (düşmanların) elini sizin üzerinizden çekti ki hem müminler için bir delil olsun, hem de sizi doğru yola yöneltsin. 

21.Bunlardan başka, sizin anlayamadığınız ancak Allah’ın bilgisi dahilinde olanlar da var. Allah her şeye kadirdir.

22.Eğer kâfirler (Hudeybiye’de) sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçacaklardı; bu durumda bir koruyucu da bir yardımcı da bulamayacaklardı. (59.12)

23.Allah’ın (müminlere yardım konusundaki) sünneti (yasası) öteden beri hep böyledir ve sen Allah’ın sünnetinde (yasasında) asla bir değişme bulamazsın. (3.139*7.128*13.11*35.43)

24.Mekke vadisinde size onlara karşı zafer nasip ettikten sonra; onların ellerini sizin üzerinden, sizin ellerinizi de onların üzerinden çeken (savaşı önleyen) de O’dur. Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir.

25.Kâfirler; sizin Mescid-i Haram’a girmenize, bekletilen kurbanlıkların kesim yerlerine ulaşmasına engel oldular. Eğer onların arasındaki tanımadığınız mümin erkekler ile mümin kadınları bilmeden çiğneme ve bu yüzden üzüntü çekme ihtimaliniz olmasaydı, Allah sizin savaşarak şehre girmenize engel olmazdı. Allah, dileyeni (mümin olduklarını gizleyenleri) rahmetiyle kuşatmak için böyle yaptı. Eğer onlar birbirlerinden iyice seçilip-ayrılmış olsalardı, onlardan kâfir olanları elem verici bir azaba çarptırırdık. (2.196*8.34*22.25)

26.İnkâr edenlerin kalplerini o malum cahiliye gururu kaplamıştı. Allah da, Rasulüne ve müminlere huzur ve güven duygusu bahşetmiş ve onları takva (sorumlu davranma) sözlerine bağlı kılmıştı, zaten onlar buna layık kimselerdi, Allah da her şeyi hakkıyla bilmekteydi.

(48.18)

27.Allah, Rasulünün rüyasının doğruluğunu onaylamıştır. Allah’ın dilemesiyle; başlarınızı traş etmiş veya saçlarınızı kısaltmış olarak hiçbir korkuya kapılmadan güven içinde Mescid-i Haram’a mutlaka gireceksiniz. Allah sizin bilmediklerinizi bilmektedir ve size yakında gerçekleşecek bir fethi de (Hayber’in fethi) takdir etmiştir.

28. Rasulünü hidayet ve hak din ile gönderen O’dur. Böylece hak dini her bakımdan tamama erdirecektir. Şahit olarak Allah yeter. (5.3)

29.Muhammed Allah’ın Rasulüdür. Onunla birlikte olanlar (müminler); kâfirlere karşı çetin (sert), birbirlerine karşı ise merhametlidirler. Allah’ın rızasını ve ikramını kazanmak için onların rüku ve secde ettiklerini görürsün. Tevrat’ta; “yüzlerindeki secde izleri onların nişanıdır” benzetmesi yapılmıştır. İncil’de ise onlar “filiz vermiş, güçlenmiş, kalınlaşmış, sapının üzerinde dik durmuş ekine” benzetilirler, bu da çiftçileri sevindirir. Bunlar kâfirleri öfkeye boğmuş bir örnek olarak verilmiştir. Allah, iman edip salih amel işleyenlere ise bağışlanma ve büyük bir ödül vaad etmiştir. (3.144*33.40*47.2*48.29) (5.9,54*9.73,123,128*66.9) (Mayıs.2020-Harun Sorkun)

 

X