29 Mart 2024 Cuma
MENÜ
SON YAZILAR

MUMTEHANE SÛRESİ

60/111 MÜMTEHİNE SÛRESİ
(Adını 10ncu âyette geçen ve “imtihan edilen kadınlar” mânasına gelen “mümtehine” kelimesinden almıştır. Hudeybiye anlaşmasından sonra inmiştir. Mushafda 60ncı, inişte ise 111nci sıradadır ve 13 âyettir.)

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla. 
1.Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri evliya (yakın dost) edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz ama onlar size gelen gerçeği (Kur’an’ı) inkâr edip, Rasulü ve sizi, sırf Rabbiniz Allah’a iman ettiğiniz için yurdunuzdan sürüp çıkarıyorlar. Siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı kazanmak için yurdunuzdan çıktığınız halde, onlara (akrabalık sebebiyle) sır veriyorsunuz? Sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da Ben bilirim. Sizden kim bunu yaparsa bilsin ki doğru yoldan sapmış demektir! 
2.Onlar sizi ele geçirecek olsalar, size olan düşmanlıklarının gereğini yaparlar; ellerini ve dillerini size sadece kötülük yapmak için uzatırlar ve sizin inkâr etmenizi yürekten isterler.
3.Hesap gününde (Kıyamet Gününde) akrabalarınızın ve çocuklarınızın size hiçbir faydası olmayacaktır. Çünkü Allah, o gün yaptığınız işlere göre hükmedecek ve sizi birbirinizden ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı ayrıntısıyla görmektedir.
4.İbrahim ve ona uyanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: ”Biz kesinlikle sizden de, sizin Allah’tan başka bütün taptıklarınızdan da uzağız. Biz sizi ve taptıklarınızı reddediyoruz, sizinle bizim aramıza; siz sadece tek olan Allah’a iman edinceye kadar sürecek bir düşmanlık ve nefret girmiştir.” Gerçi İbrahim babasına (belki tövbe edip imana gelir ümidiyle), “Senin için Allah’tan af dileyeceğim.” demesi bir örnek teşkil etmez. İbrahim devamla: “Bununla birlikte (şirkten vazgeçmediğin takdirde) Allah’ın sana vereceği cezayı engelleyemem.” dedi. Onlar şöyle dua ederlerdi: “Rabbimiz! Sana tevekkül ettik, Sana yöneldik, sonunda varılacak yer Senin huzurundur.”
5.”Rabbimiz! Bizi kâfirlerin elinde perişan etme. Bizi bağışla. Şüphesiz karşı konulmaz kudret sahibi ve her işi yerli yerince yapan ancak Sensin.”
6.İbrahim ve ona uyanlar, hesap gününe inanan siz müminler için güzel bir örnektir. Buna rağmen; kim onları örnek almaz ve halâ kâfirlerle dostluktan vazgeçmezse bilsin ki, Allah hiç kimsenin desteğine muhtaç değildir, bütün övgüler yalnız O’nadır.
7.(Ey iman edenler!) Mümkündür ki Allah, düşman olduğunuz kimselerle sizin aranızda bir sevgi ortaya çıkarır. Çünkü Allah her şeye kâdirdir. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
8.Allah, din konusunda sizinle savaşmamış ve sizi yurdunuzdan çıkarmamış olanlara iyilik etmenizi ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever.
 (2.190-191*9.5,12-14*49.9*60.8-9)
9.Allah size yalnızca; sizinle din konusunda savaşan, sizi yurdunuzdan çıkaran ve sizin çıkarılmanıza yardımcı olanları dost edinmenizi yasaklar. Kim onları dost edinirse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir. (2.190-191*9.5,12-14*49.9*60.8-9)
10.Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinde onları imtihan edin. Gerçi Allah onların imanlarını çok iyi bilmektedir. Eğer onların mümin olduklarını kanaat getirirseniz artık onları müşriklere geri göndermeyin. Zira mümin kadınlar artık müşrik kocalarına helâl olmadıkları gibi müşrik kocaları da onlara helâl değildir (Onlar boşanmış sayılırlar). Bu bakımdan, müşrik kocalarının vaktiyle bu kadınlara vermiş oldukları mehirleri onlara iade edin. Bundan sonra, mehir bedellerini kendilerine ödemek kaydıyla bu kadınları mümin erkeklerin nikâhlamasında bir sakınca yoktur. Diğer yandan, halâ inkâr (etmeye devam) eden kadınları nikâhınız altında tutmayın, onları boşayın ve onlara verdiğiniz mehri geri isteyin. Buna mukabil, iman edip hicret ederek yanınıza gelen ve mümin erkeklerle evlenen kadınların eski (müşrik) kocaları da, o kadınlara önceden verdikleri mehirleri o kadınların yeni kocalarından talep etme hakkına sahiptirler. İşte Allah’ın hükmü budur. O, sizin aranızda adaletle hükmeder, çünkü Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
11.Eğer birinizin eşi inkârcılara kaçar, daha sonra siz onlarla savaşıp ganimet elde ederseniz, eşleri kaçmış olanların eşlerine önceden vermiş oldukları mehir miktarına uygun bir bedeli (o ganimetten) onlara ödeyin. İman ettiğiniz Allah’a karşı gelmekten sakının.
12.Ey Rasulüm Muhammed! (Mekke’den hicret ederek) senin yanına gelen mümin kadınlar; “Allah’a şirk koşmayacaklarına, hırsızlık yapmayacaklarına, zina etmeyeceklerine, kız çocuklarını öldürmeyeceklerine, gayri meşru doğurdukları çocuklarını kocalarına nispet etmeyeceklerine, ilahî emirlere uyma konusunda sana karşı gelmeyeceklerine” dair sana biat ederlerse, onların biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlanma dile. Çünkü Allah, çok affedici ve çok merhametlidir. 
13.Ey iman edenler! Allah’ın gazap ettiği bir topluluğu veli edinmeyin. Çünkü; mezardakilerin tekrar diriltileceğinden kâfirlerin ümitlerini kestikleri gibi, onlar da âhiretten ümitlerini öyle kesmişlerdir.   

 

X