36/39 YÂSÎN SÛRESİ
(Adını sûrenin başındaki; Ey İnsan! mânasına gelen ve iki harften oluşan huruf-u mukattaa’dan almıştır: Yâ! Sîn! Mekke döneminde nazil olmuştur. Mushaf’ta 36ncı, inişte 39ncu sıradadır ve 83 âyettir. 70’nci âyetinde: Diri/sağ olanları uyarmak ve kâfirlere de azap sözünün hakk/gerçek olması içindir! Bu ifade: KUR’AN’ın ÖLÜLERE DEĞİL DİRİLERE HİTAP ETTİĞİNİN en açık delilidir! Mü’min kardeşlerim, lütfen uyanın!)
E’ûzu bi’llâhi min’eş-şeytâni’r-racîm/kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Bismillahirrahmanirrahim/Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.
1.Yâ! Sîn!
2.Ve hikmetli Kur’an’a andolsun ki,
3.Şüphesiz ki sen gönderilen Rasûl’lerdensin,
4.Dosdoğru bir yol üzeresin.
5.Azîz/güçlü, Rahîm/merhametli olan indirmiştir,
6.Ataları uyarılmadığı için gaflet içinde olan bir kavmi uyarman içindir.
7.Andolsun ki çoğunun üzerine söz/azap hakk/gerçek olmuştur. Onlar iman etmezler. (Bak.10.33,96*36.7*39.19,71*40.6)
8.Şüphesiz ki Biz onların boyunlarına çenelerine dayanan demir halkalar geçirdik. Bu yüzden başları yukarıya kalkık.
9.Ve önlerinden bir set çektik ve arkalarından bir set çektik, onları çepeçevre kuşattık. Onlar gerçeği görmezler.
10. Ve onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, iman etmezler. (Bak. 6.25*10.33,96*36.10)
11.Sen ancak Zikre/Kur’an’a tabi olan ve gaybdaki/görmediği Rahmân’a saygı duyanı uyarabilirsin. Ona mağfiret/bağışlanma ve değerli bir ödülü müjdele.
12.Şüphesiz ki ölüleri Biz dirilteceğiz. Ve onların önden gönderdiklerini de ve geride bıraktıkları eserleri yazarız. Ve Biz imâm-ı mübînde/apaçık bir imâmda (amel defterinde) her şeyi kaydetmekteyiz.
(Bak.17.13-14,71*18.49*21.49*35.18*36.12*45.28-29*56.27*67.12* 69.18-29*75.13*78.40*82.10-13*84.7-12*99.6-8)
13.Onlara o şehir halkını örnek ver: Hani onlara Rasûller gelmişti.
14.Hani onlara iki Rasûl göndermiştik, onlar ikisini de yalanlamışlardı. Bunun üzerine üçüncü ile destekledik. Dediler ki: Biz size gönderilmiş Rasûlleriz!
15.Dediler ki: Siz de bizim gibi birer beşerden başka bir şey (yani Rasûl) değilsiniz. Ve Rahmân herhangi bir şey/Kitap indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz! (Bak. 11.12*14.11*17.94-95*21.3*23.24,33-34,47* 26.154,186*36.15*54.24-25*64.6)
16.Dediler ki: Rabbimiz biliyor ki biz size gönderilmiş Rasûlleriz!
17.Ve bize düşen, sadece apaçık tebliğden ibarettir!
(Bak. Rasûle düşen sadece apaçık tebliğden ibarettir ile ilgili âyetler: 5.67,92,99*13.40*16.35,82*24.54*29.18*36.17*42.48*64.12*88.21)
18.Dediler ki: Sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. (Tebliğden) Vaz geçmezseniz sizi taşlarız ve bizden size elem verici bir azap dokunur.
19.Dediler ki: Uğursuzluğunuz sizdendir/kendinizdendir. Size öğüt verildi diye mi? Doğrusu siz haddi aşan bir kavimsiniz!
20.Ve o sırada şehrin öbür tarafından bir adam koşarak gelip dedi ki: Ey kavmim! Bu Rasûllere uyun!
21.Sizden bir ücret istemeyen ve hidayete ermiş olan bu kimselere uyun!
22.Ve ben neden beni yaratana kulluk etmeyeyim? Ve O’na döndürüleceksiniz!
23.O’nun peşi sıra başka ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermeyi dilese, onlar (o ilâhlar) bana zerre kadar şefaat/aracılık edemezler ve beni kurtaramazlar.
(Bak. 7.197*17.56*25.3*36.23*39.38*46.5)
(NOT: Şefaat yetkisi sadece Allah’a mahsustur. Mahşerde şefaat edeceğini söyleyen kişilere sakın kanmayın. İlgili âyetler için Bak. 2.48,255*19.87*20.109*21.28*34.23* 36.23*39.43-44*40.18*53.26* 74.48)
24.Şüphesiz ki ben o zaman (Allah’tan başka bir ilâh edinirsem), apaçık bir sapıklığa düşmüş olurum.
25.Şüphesiz ben sizin Rabbinize iman ettim, gelin beni dinleyin!
26.Ona denildi ki: Haydi cennete gir! Dedi ki: Ne olurdu, kavmim bunu bilseydi?
27.Rabbimin beni bağışladığını ve ikram edilenlerden kıldığını!
28.Ve onun arkasından kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik ve indirecek de değildik!
29.Korkunç bir sesten başka bir şey değildi, onlar hemen söndüler (sönmüş ateşe döndüler).
30.Yazıklar olsun o kullara, kendilerine ne zaman bir Rasûl gelse mutlaka onunla alay ederlerdi! (Bak. 6.10*13.32*15.11,95*21.41*36.30)
31.Kendilerinden önce nice kuşakları/nesilleri helâk ettiğimizi görmüyorlar mı? Onlar bir daha (dünyaya) geri dönemezler.
32.Ve onların hepsi elbette toplanıp huzurumuza getirilecektir.
33.Ve ölü toprak onlar için bir âyettir/delildir. Onu/toprağı canlandırdık ve ondan daneler/ürünler çıkardık, ondan yiyorlar.
34.Ve orada hurma bahçeleri ve üzüm bağları yarattık ve içlerinde pınarlar akıttık.
35.Onun ürünlerinden ve elleriyle ürettiklerinden yesinler diye. Hâlâ şükretmeyecekler mi?
36.Yerin bitirdiklerinden ve kendi nefislerinden ve bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah Sübhân’dır/eksiklerden uzaktır.
37.Ve gece onlar için bir âyettir/delildir. Gündüzün ışığını çekip alırız da birde bakarlar karanlığa dalmışlar.
38.Ve Güneş de kendi yörüngesinde akıp gidiyor. Bu, Azîz/kudretli, Alîm/bilenin takdiridir (yasasıdır).
39.Ve Ay’a da menziller/safhalar belirledik. Biz onu; kuru ve eğik bir hurma dalı haline gelinceye kadar çeşitli safhalardan geçirdik. (Bak 10.5*36.39)
40.Ne güneş aya erişebilir ve ne de gece gündüzü geçebilir. Ve her biri kendi yörüngesinde yüzerler. (Bak. 2.164*3.190*6.96*10.5*17.12*21.33* 25.62*36.37-40*39.5*41.37*55.5)
41.Ve onlar için bir âyet/delil de nesillerini dolu bir gemide (Nûh’un gemisinde) taşımamızdır.
42.Ve kendileri için onun gibi binecekleri şeyleri yaratmamızdır.
43.Ve eğer dilersek onları suda boğarız, onların feryadına kimse yetişemez ve onları kimse kurtaramaz.
44.Ancak katımızdan bir rahmet ve belli bir zamana kadar yaşatmamız müstesnadır.
45.Ve onlara: Geçmişte yaptığınız ve gelecekte yapacaklarınızdan dolayı takvâlı olun ki size merhamet edilsin! Denildiği zaman.
46.Ve Rablerinin âyetlerinden hangi âyet kendilerine gelse onlar mutlaka yüz çevirdiler. (Bak. 21.2*36.46*37.13-15)
47.Onlara: Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden infâk edin/hayra harcayın! Dendiğinde: O kâfirler mü’minlere derler ki: Allah’ın dilediği taktirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz!
(NOT: Kendileri sapık oldukları halde, kâfirler mü’minlere sapık diyorlar. Onlar gerçekleri ters-yüz etmekte mahirdirler. H.S.)
48.Ve derler ki: Bu vaad/Kıyametin kopması ne zaman? Eğer doğru söylüyorsanız?
49.Ve onlar birbirleriyle çekişirken, kendilerini ansızın yakalayacak korkunç bir sesten/çığlıktan başka bir şey beklemiyorlar.
50.O zaman ne bir vasiyette bulunabilirler ve ne de ailelerine dönebilirler.
51.Ve Sûr’a üflenince onlar, kabirlerinden (kalkıp) Rablerine koşarlar.
52.Derler ki: Eyvah bize! Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? Bu Rahmân’ın vaat ettiğidir. Ve Rasûller doğru söylemişler!
53.Başka değil, sadece bir tek sesten/çığlıktan ibarettir. Hepsi diriltilip, derhal huzurumuza getirilip toplanmıştır.
54.Bugün hiç kimseye zerre kadar zulm/haksızlık edilmez ve sadece yaptıklarının karşılığını çekerler.
55.Şüphesiz cennet ashabı/ehli o günden itibaren keyf/mutluluk içindedirler.
56.Onlar ve eşleri gölgeliklerde koltuklara oturmuşlardır.
57.Onlara orada meyveler ve bütün istedikleri vardır.
(Adn Cennetleri için: Bak.9.72*13.23*16.31*18.31*20.75-76*
25.15-16*35.33-35*36.55-57*38.49-51*39.33-35*40.8*41.30-33* 42.22*43.68-71*44.55-57*47.15*50.31-35*61.12*98.7-8)
58.Merhametli Rablerinin sözü: Selâm size! dir.
59.Ve ey mücrimler/günahkârlar! Bugün siz ayrılın!
60.Size söylemedim mi? Ey Âdemoğulları! Şeytana kulluk etmeyin, muhakkak ki o sizin apaçık düşmanınızdır! (Bak. 4.117*19.44*36.60)
61.Ve yalnız Bana kulluk edin, dosdoğru yol budur!
62.Ve and olsun o/şeytan sizden pek çok nesli saptırdı, o zaman neden akletmediniz?
63.İşte bu, size vaad edilen cehennem!
64.İnkâr ettiğiniz için bugün oraya girin! (Bak. 8.37-38*36.59,64*37.21* 44.49-50* 50.20*51.14*52.13-14*55.43-44*67.27*70.44*83.16-17)
65.Bugün onların ağızlarını mühürleriz ve Bize elleri anlatır ve ayakları da kazanmış olduklarına (günahlarına) şâhitlik eder. (Bak. 17.36*24.24*36.65*41.20)
66.Eğer dileseydik onların gözlerini kör ederdik. O zaman yolu bulmak isteseler nasıl göreceklerdi?
67.Eğer dileseydik oldukları yerde sabit bir şekle dönüştürürdük. İleri gitmeye de geri dönmeye de güç yetiremezlerdi!
68.Ve uzun ömür verdiklerimizin (güçlerini) yaratılışta tersine çeviririz. Hâlâ akıl etmiyorlar mı? (Bak. 16.70*36.68)
69.Ve ona/Rasûle şiir öğretmedik ve ona yakışmaz da. Bu ona sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.
70.Diri/sağ olanları uyarmak ve kâfirlere de azap sözünün hakk/ gerçek olması içindir! (Bak. 19.98*35.22*36.70)
(NOT: Rabbimiz: Kur’an, diri/sağ olanları uyarmak içindir buyurduğu halde insanların bazıları onun Arapça metnini okuyarak ölülerin ruhuna hediye ediyorlar. Kur’an’ı anlamadan okumanın okuyana bir sevabı yoktur, olmayan sevabın ölülere gönderilmesi de düşünülemez. Diri/sağ olanlar, Arapça metnini okuyunca eğer manâsını anlamıyorsa mutlaka Türkçe meallerini okuyarak Kur’an’ın kendisinden ne istediğini anlamalı/öğrenmeli ve onu tatbik etmeye ve yaşamaya gayret etmelidir. Zira Kur’an bir hayat kitabıdır ve mü’minlere hayat rehberdir.
Kur’an Kâfirler için; uğrayacakları azap sözünün hakk/gerçek olduğunu bilmeleri (Ve yanlıştan dönmeleri) için bir uyarıdır. H.S.)
71.Sahip oldukları en’am cinsi hayvanları kudretimizle yarattığımızı onlar görmüyorlar mı?
72.Ve onları/en’am’ı bunlara/insanlara boyun eğdirdik. Onların bazısına biniyorlar ve bazısını da yiyorlar.
73.Onlarda insanlar için çeşitli menfaatlar ve içecekler (süt) vardır. Onlar hâlâ şükretmeyecekler mi?
(Bak.6.142*16.5-8,66-69,80*23.21*36.71-73*39.6*40.79-80*43.12-13)
74.Ve Allah’ın peşi sıra ilâhlar edindiler. Sanki onların yardımları dokunacak? (Bak. 19.81*29.25*36.74)
75.Onların/ilâhların yardıma güçleri yetmez. Ve kendileri onların/ilâhların hizmetine girmiş askerleridir.
(Bak. 2.166-167*7.197-198*13.14*17.56*18.52*19.82*25.3*28.62-64* 29.25*35.14*36.74-75*46.5*67.20,27)
76.Onların sözleri seni üzmesin! Biz onların gizlediklerini de biliriz ve açığa vurduklarını da biliriz. (Bak.2.77*3.5*6.3*11.5*14.38*16.19,23* 20.7*21.4*24.29* 27.25,74*28.69*36.76*64.4*87.7)
77.İnsan kendisini bir nutfeden (bir damla sudan) yarattığımızı görmedi mi? Şimdi o apaçık bir hasım/düşman kesildi.
(NOT: Nutfe’nin; meni-sperm-zigot-döllenmiş yumurta gibi kullanımları vardır. Nutfe’nin geçtiği âyetler:16.4*18.37*22.5*35.11*36.77*40.67* 53.46*76.2*80.19*86.6)
78.Ve kendi yaratılışını unutur ve Bize misal getirir. Der ki: Kemikleri kim diriltecek ve onlar çürümüşken? (Bak. 6.29*13.5*17.49,98*19.66-67* 23.35,82*27.67*32.10*36.77-78*37.16,53*44.35*50.3,15*56.47*64.7* 79.11)
(NOT: Hayat bu dünyadan ibarettir. Biz bir daha diriltilecek değiliz! diyenlere cevapla ilgili âyetler için Bak. En’âm 6.29 dip notu.)
79.De ki: Onları ilk defa yaratan diriltecektir. Ve O, Alîm’dir/yaratmayı bilendir!
80.O, sizin için yemyeşil ağaçtan ateşi çıkarır. Siz ondan yakıyorsunuz.
81.Gökleri ve yeri yaratan, onların/insanların benzerini yaratmaya muktedir olamaz mı? Elbette olur! Ve O, Hallâk’tır/yaratandır, Alîm’dir/bilendir. (Bak. 6.2*17.99*36.81*40.57*46.33*50.15*79.27-28)
82.Bir şeyin olmasını dileyince, ona sadece Ol! der; o da hemen oluş sürecine girer.
(Bak. Allah’ın ol! demesiyle ilgili âyetler: 2.117*3.47,59*6.73*16.40*19.35*36.82* 40.68*54.50)
83.O Sübhân’dır/noksandan münezzehtir. Her şeyin hükümranlığı elinde olandır. Ve O’na döndürüleceksiniz!
(Gözden Geçirme: Temmuz 2024)