19 Mart 2024 Salı
MENÜ
SON YAZILAR

NAHL SÛRESİ

16/74 NAHL SÛRESİ (OCAK 24) 

(Sûre, Balarısı manasına gelen adını 68nci âyette geçen Nahl kelimesinden almaktadır. Mekke döneminde nazil olmuştur. Mushaf’da 16ncı sırada, inişte 74ncü sıradadır ve 128 âyettir.)

E’ûzu bi’llâhi min’eş-şeytâni’r-racîm/kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Bismillahirrahmanirrahim/Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.

1.Allah’ın (Kıyametle ilgili) emri mutlaka gelecektir, onu acele istemeyin. O, onların ortak koştukları şeylerden Sübhân’dır/münezzeh ve yücedir.                   

2.(Allah), Ben’den başka ilâh olmadığını ve Bana karşı takvâlı olmaları konusunda insanları uyarması için kullarından dilediği/seçtiği kişiye (Rasûle), melekleri bir vahiyle indirir!

3.Gökleri ve yeri hakk ile yarattı. O, onların şirk koştuklarından yücedir. (NOT:O gökleri ve yeri hakk ile yarattı! cümlesinin geçtiği âyetler: 6.73*10.5*14.19*15.85*16.3*29.44*30.8*39.5*44.39*45.22*46.3*64.3)

4.O, insanı nutfe’den yarattı. Bir de bakarsın ki o apaçık bir düşmandır. (NOT: Nutfe’nin; meni-sperm-zigot-döllenmiş yumurta gibi kullanımları vardır. Nutfe’nin geçtiği âyetler:16.4*18.37*22.5*35.11*36.77*40.67*53.46* 76.2*80.19*86.6)

5.Ve en’âm’ı da (koyun, keçi, sığır ve deveyi) sizin için O yarattı. Onlardan; pek çok yararları, sizi ısıtan giysiler ve sizin için yiyecekler elde edersiniz.

6.Sabah otlatmaya götürürken, akşam ağıla alırken hoşlanır, ayrı bir zevk alırsınız.

7.Güçlükle gidebileceğiniz yerlere yükünüzü onlar taşır. Muhakkak ki Rabbiniz Raûf’tur/şefkatlidir, Rahym’dir/merhametlidir.

8.Atları, katırları ve eşekleri hem binmeniz hem de zînet/süs için yarattı, bilmediğiniz daha nice şeyler yaratmaktadır. (Bak.6.142*16.5-8,66,80*

23.21*36.71-73*39.6*40.79-80*43.12-13)

9.Allah doğru yolu gösterir. Yolun eğrisi de vardır. Eğer O dileseydi hepinizi hidayete erdirirdi. (Bak.3.129*5.48*6.35,149*10.99*11.118*13.31* 14.4*16.9,93*22.16*35.8* 42.8*74.31)

10.Gökten yağmuru indiren O’dur. Ondan hem siz içersiniz hem de hayvanları otlattığınız bitkiler (istifade ederler).

(Bak. 6.99*13.17*16.10,65*35.27*39.21)

11.Onunla sizin için; ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve daha nice meyveler bitirir. Şüphesiz ki bunda düşünen bir kavim için âyetler vardır.

12.Gece-gündüz, güneş-ay ve yıldızlar O’nun emriyle boyun eğmişlerdir. Aklını kullanan bir kavim için şüphesiz bunda âyetler/dersler vardır.                       (Bak.14.33*16.12)

13.Yeryüzünde sizin için yarattığı çeşit-çeşit nimetler var. Öğüt alan bir kavim için bunda âyetler/deliller vardır. (Bak. 2.29*16.13*35.27*39.21)

14.Taze et/balık yemeniz ve takınacağınız süs eşyasını/inci-mercan) çıkarmanız için denizi de hizmetinize O verdi. Gemilerin denizde suları yara-yara gittiğini görürsün. Bütün bunlar, Rabbinizin nimetlerinden nasibinizi aramanız ve O’na şükretmeniz içindir.

(Bak. 16.14*17.66*30.46*35.12*45.12)

15.O, yeryüzündeki sarsıntıları daha az hissetmeniz için sağlam dağlar ve gideceğiniz yolları ve nehirleri meydana getirdi. Umulur ki doğruya ulaşırsınız.

16.Alâmetler/işaretler ve yıldızlar/Kutup Yıldızı da onlara yol gösterir. (Bak.6.97*13.3*15.19*16.15-16*20.53*21.31*27.61*31.10*41.10*43.10-13*55.5-7* 71.19-20*77.27*78.6-7*79.30-33)

17.Yaratan yaratamayan gibi olur mu hiç? Düşünüp ders/öğüt almaz mısınız?

18.Eğer Allah’ın verdiği nimetleri saymaya kalksanız, sayamazsınız. Muhakkak ki Allah Gafûr’dur/bağışlayandır, Rahıym’dir/ merhametlidir. 

19.Allah sizin gizlediklerinizi de açıklarınızı da bilir.

(Bak.2.77*3.5*6.3*11.5*14.38*16.19,23*20.7*21.4*24.29*27.25,74*28.69*36.76* 64.4*87.7)

20.Allah’ın peşi sıra (ilâh diye) yalvardıkları, hiçbir şey yaratamazlar. Zaten onların kendileri yaratılmıştır. (Bak.13.14*16.20,73*25.3*52.35-36)

21.Onlar diri değil ölüdürler. Ne zaman diriltileceklerini de bilemezler. (Bak. 16.21*27.65)

22.Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. Ahirete inanmayanların kalpleri, büyüklük taslamaları yüzünden (bu gerçeği) inkâra meyletmiştir.

23.Şüphesiz ki Allah, onların gizlediklerini de açıkladıklarını da bilir. Muhakkak ki O büyüklük taslayanları sevmez.

(Bak.2.77*3.5*6.3*11.5*14.38*16.19,23*20.7*21.4*24.29*27.25,74*28.6936.76*64.4*87.7)

24.Onlara/kâfirlere Rabbiniz size ne indirdi? denildiğinde derler ki: Eskilerin masalları! (Bak. 6.25,45-46*16.24*18.57*41.5)

25.Böylece Kıyamet Günü; hem kendi günâhlarının tamamını, hem de bilgisizlikleri yüzünden saptırdıklarının günâhları kadar (ilave) bir günahı da yüklenirler. Baksanıza ne kötü bir yük yükleniyorlar!                            (Bak. 4.167-168*5.29*16.25,88*29.13)

26.Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Allah, onların tuzaklarını temellerinden sarsıp tavanlarını başlarına yıktı. Onlara bu azap hiç beklemedikleri bir yerden geldi.                                                                   

27.Sonra Kıyamet Günü; Allah, onları rezil edecek ve diyecek ki: Uğrunda mücadele ederek Bana ortak koştuklarınız hani nerede? Kendilerine ilim verilmiş olanlar da diyecek ki: Şüphesiz ki bugün bütün rezillikler ve kötülükler kâfirler içindir!

28.Melekler, kendilerine zulmetmiş olanların canlarını alırken onlar teslimiyet içinde derler ki: Biz kötü bir şey yapmadık ki! Hayır! Şüphesiz ki Allah sizin yaptıklarınızı bilmektedir!

(Bak. 4.97*6.22-23,93*7.37*16.28,87*47.27)

29.Ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!

30.Takvâ sahiplerine: Rabbiniz ne indirdi denildiğinde derler ki: Hayırlar! Dünyada iyilik yapanlar iyilik bulurlar. Ahiret yurdu elbette daha hayırlıdır. Takvâ sahiplerinin yurdu ne güzeldir.

31.Girecekleri yer Adn cennetleridir. Altından ırmaklar akar. Onların diledikleri her şey orada vardır. Allah müttâkileri böyle mükâfatlandırır.

(Adn Cennetleri için: Bak.9.72*13.23*16.31*18.31*20.75-76*25.15-16*35.33-35* 36.55-57*38.49-51*39.33-35*40.8*41.30-33* 42.22*43.68-71*44.55-57*47.15* 50.3135*61.12*98.7-8)

32.Onların/muttâkilerin canlarını güzellikle alırken melekler derler ki: Selâmün aleyküm! Yaptıklarınıza karşılık cennete gireceksiniz/girin! (Bak. 7.43*16.32*36.26*39.73*41.30-33)

33.(Kâfirler) İlla meleklerin kendilerine gelmesini veya Rabbinin (helâk) emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Daha öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi ama onlar kendilerine zulmediyorlar.

(Bak. 2.210*4.160-161*6.146,158*7.53,160*8.50-51*9.70*10.44*11.101*

16.33,118*18.49*20.80-81*29.40*30.9*43.76)    

34.Böylece yaptıkları kötülükler kendi başlarına geldi ve alay ettikleri azap onları kuşattı.

35.Müşrikler dediler ki: Eğer Allah dileseydi biz de atalarımız da O’nun peşi sıra başka şeylere tapmazdık. O’nun haram kıldıklarından başka bir şeyi de haram kılmazdık! Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı (suçu Allah’a atmışlardı). Rasûllerin görevi, sadece apaçık tebliğden ibarettir. (Bak. Rasûle düşen apaçık tebliğden ibarettir: 5.67,92,99*13.40*16.35,82*24.54*29.18*36.17*42.48*64.12*88.21)  

36.Andolsun ki Biz her ümmete Allah’a kulluk etmeleri ve tağuttan uzak durmaları için uyaran içlerinden bir Rasûl gönderdik. Onların içinden Allah’ın hidayet ettikleri kimseler de oldu, bir kısmına da dalâlet/sapıklık hak oldu. Yeryüzünü dolaşın da yalanlayanların sonunun ne olduğu bir görün. (Bak. 3.137*6.11*7.30*12.109*16.36*22.46*27.69*30.9,42*35.44*40.21,82* 43.23*47.10)

37.Sen onların hidayete gelmelerini istesen de muhakkak ki Allah sapkınları/yoldan çıkanları hidayete erdirmez. Onlara yardım edecek de olmaz.

38.Onlar: Allah, ölen bir kimseyi tekrar diriltmez! diye olanca güçleriyle yemin ettiler. Hayır diriltecektir! Bu Allah’ın kesin bir vaadidir/sözüdür, ancak insanların çoğu bunu bilmezler.

(Bak. 2.28,117*7.187*12.21,41,68*30.6*34.28,36*40.57*45.26)

39.Tekrar diriltecek ki, anlaşmazlığa düştükleri konuları onlara açıklasın ve kâfirler yalancı olduklarını anlasınlar.

40.Gerçek şu ki, bir şeyin olmasını istediğimizde ona Ol! dememiz yeterlidir, o da hemen oluş sürecine girer. (Allah’ın ol! demesiyle ilgili âyetler: Bak: 2.117*3.47,59*6.73*16.40*19.35*36.82*40.68*54.50)

41.Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenleri dünyada güzel bir yere yerleştiririz. Ahiretin mükâfatı daha büyüktür. Keşke bilselerdi.

42.Onlar/muhacirler sabrettiler ve Rablerine tevekkül ettiler/güvendiler.

43.Kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını senden önce de Rasûl olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun.               (Bak. 12.109*16.43*21.7)

44.Biz onlara/Rasûllere açık belgeler ve Kitaplar gönderdik. Sana da zikri/Kur’an’ı indirdik ki, indirilenleri insanlara açıklayasın. Böylece belki düşünüp öğüt alırlar.

45.Sana sinsice tuzak kuranlar, Allah’ın kendilerini yerin dibine geçirmesinden veya beklemedikleri bir yerden azabın gelmesinden emin midirler?

46.Veya gezip-dururlarken savamayacakları bir azabın onları yakalamasından. Onlar (Allah’ı) aciz bırakamazlar.

47.Yahut korkulu bir bekleyişteyken onları yakalamasından? Muhakkak ki Rabbiniz Raûf’dur/şefkatlidir, Rahîm’dir/merhametlidir.

48.Onlar, Allah’ın yarattığı şeylerin gölgelerinin süccedel lillâhi/Allah’a secde ederek sağdan sola döndüklerini görmüyorlar mı?

49.Göklerde ve yerde bulunan bütün canlılar ve melekler büyüklük taslamadan yescüdü ve lillâhi/Allah’a secde ederler.

(NOT: Secde konusunda; Bakara 34ncü âyetin dip notunda bilgi verilmiştir. H.S.)

50.Onlar, kendilerine egemen olan Rablerinden korkarlar ve emredilenleri yaparlar.

51.Allah dedi ki: İki ilâh edinmeyin. O, sadece tek bir ilâhtır, yalnız Benden korkun! (Bak. 16.51*17.22,39*21.22*50.26*51.51)

52.Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Din/kulluk da sadece O’na yapılır. Allah’tan başkasına mı takvâlı oluyorsunuz/sakınıyorsunuz?  

(Bak. 2.255*4.126,131-132,170*16.52*30.26*42.4)

53.Sahip olduğunuz bütün nimetler Allah’tandır. Sonra bir sıkıntıya düştüğünüzde yalnız O’na yalvarırsınız.

54.Sonra bu sıkıntınızı giderdiğinde, içinizden bazıları hemen Rablerine ortak koşarlar. (Bak. 6.63-64*10.12,22-23*11.9*16.53-54*17.67*29.65*30.33* 31.32*39.8,49*42.48)

55.Kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük ediyorlar. Bir süre daha faydalanın, yakında bileceksiniz.

(Bak. 16.55*17.67*29.65-66*30.33-34*31.32*39.8)

56.Kendilerine rızık olarak verdiklerimiz şeylerden (hayvanlar ve ekinlerden), hiçbir şeyden haberi olmayan (putlara) pay ayırıyorlar. Allah’a yemin olsun ki, yaptığınız iftiralardan mutlaka hesaba çekileceksiniz.

57.Kızları Allah’a yakıştırıyorlar. Sübhânehû/O, bundan (çocuk edinmekten) münezzehtir. Beğendiklerini (erkek çocukları) kendilerine ayırıyorlar. (Bak. 2.116*6.100*16.57,62*17.40*37.149-157*43.15-17,19*52.39* 53.21-22)

58.Onlardan birine, bir kızı olduğu müjdesi verildiğinde, öfkeden yüzü kapkara kesilir. (Bak. 16.58-59*43.17-18)

59.Kendisine verilen müjdenin utancıyla halktan gizlenmeye çalışır. Aşağılanmayı göze alarak onu sağ mı bıraksın, yoksa toprağa mı gömsün? Bakın, ne kötü hüküm veriyorlar. (Bak. 16.58-59*43.17-18)

60.Kötü örnekler âhirete iman etmeyenlere aittir. En yüce örnekler ise Allah’a aittir. O, Azîz’dir/güçlüdür, Hakîm’dir/hikmet sahibiidir.

61.Allah, insanları yaptıkları zulümlerden dolayı hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı. Lâkin Allah onları ilâ ecelim müsemmâ/belirlenmiş ecellerine kadar ertelemektedir. Onlar; ecelleri gelmeden onu getiremezler, gelen ecellerini de erteleyemezler!  

(Bak. 7.34*10.49*15.5*16.61*23.43)

62.Onlar; kendilerinin hoşlanmadıkları şeyleri Allah’a ait görüyorlar, (âhirette) en güzel sonun kendilerinin olduğuna dair yalan söylüyorlar. Onların hak ettikleri yer ateştir/cehennemdir, şüphesiz ki onlar oraya en önde gideceklerdir. (Bak.16.57,62*17.40*37.149-157*43.15-17,19*52.39*               53.21-22)

63.Allah’a andolsun ki; Senden önceki ümmetlere de (Rasûl’ler) gönderdik, fakat şeytan onlara amellerini/yaptıklarını güzel gösterdi. O/şeytan bugün de onların velisidir/destekçisidir ve onların hak ettikleri elim bir azâptır. (Bak. 6.42-43*8.48*16.63*27.24*29.38*43.36-37)

64.Sana bu Kitabı, ihtilafa düştükleri konuları onlara açıklaman ve iman edecek kavimlere bir hidayet /yol gösterici ve rahmet olsun diye indirdik. (Bak. 2.213*4.65,105*6.114*10.57*16.64)

65.Allah gökten indirdiği yağmurla ölümünden sonra yeryüzüne hayat verir. Şüphesiz ki bunda dinleyen kavimler için âyetler/deliller vardır.

(Bak. 6.99*13.17*16.10,65*35.27*39.21)

66.Elbette size en’âm (koyun, keçi, sığır ve deve cinsi hayvanlar)’dan ibretler vardır. Onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından süzülüp gelen halis ve tatlı bir sütü içiriyoruz. (Bak.6.142*16.5-8,66,80*23.21*36.71-73*39.6*40.79-80*43.12-13)

67.Üzüm ve hurma meyvelerinden, hem sarhoş eden (zararlı) içki, hem de güzel rızık elde edersiniz. Aklını kullanan bir kavim için bunda âyetler/ dersler vardır. (Bak. 2.219*4.43*5.90-91*13.4*16.67)

68.Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve insanların yapacağı kovanlarda kendine yuva yap!

69.Sonra her türlü üründen ye ve Rabbinin sana gösterdiği yollara koyul! Onların karınlarından çeşitli renklerde çıkan sıvıda/balda insanlar için şifalar vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için âyetler/dersler vardır. (Bak.16.66-69*23.21*36.71-73*43.12-13)

70.Allah sizi yarattı, sonra sizi vefat ettirecektir. İçinizden bazılarını en düşkün olduğu ve bildiklerini bilemez hale geldiği ilâ erzelil umiri/en yaşlı çağına kadar yaşatır. Şüphesiz ki Allah Alîm’dir/bilendir, Kadîr’dir/ güçlüdür. (Bak. 16.70*22.5*23.12-14*30.54*36.68*40.67 ilâ erzelil umiri/en yaşlı çağına kadar tabiri 22.5 de de geçmektedir.)

71.Allah, rızıkta bir kısmınızı diğerlerinden üstün kılmıştır. Bol rızık verilenler, alâ mâ meleket eymânüküm/sağ ellerinin sahip oldukları (köleler) kendileriyle eşit oluncaya kadar rızıklarını onlarla paylaşıyorlar mı? Allah’ın nimetlerini inkâr mı ediyorlar? (Hayır etmiyorlar! H.S.)

(NOT: Bazı meallerde: Köleler kendileriyle eşit oluncaya kadar kendilerine bol rızık verilenlerin, rızıklarını onlarla paylaşması gerektiğini söylemektedirler. Bu hatalıdır. Zira bir âyete tek başına meal verilmesi hataya neden olabilmektedir. Onun için; konuyla ilgili diğer âyetlere de bakarak âyete uygun meal vermek gerekir. Buna: Kur’an’a yine Kur’an’la meal vermek! denilmektedir. 17.20-21’de: İnsanların dünyada ve âhirette farklı nimetlere sahip oldukları bildirilmektedir. 30.28’de: Onları (köleleri) birbirinizi saydığınız gibi sayar mısınız? (Hayır!). 43.32’de: Birbirlerine işlerini gördürmeleri için onların bir kısmının derecelerini diğerlerinden üstün kıldık. Ve ayrıca; fizikte-müzikte-resimde-sporda vs. herkesi farklı kıldığı aşikârdır.

(Bak. 16.71*17.20-21*30.28*43.32)

72.Allah size kendi cinsinizden eşler yarattı; eşlerinizden de size çocuklar ve torunlar verdi ve sizi temiz ve güzel şeylerle rızıklandırdı. Onlar, Allah’ın nimetlerini inkâr ederek batıla mı inanıyorlar?

73.(Onlar), kendilerine göklerden ve yerden herhangi bir rızık veremeyen ve hiçbir şeye gücü yetmeyenlere mi kulluk ediyorlar? (Bak.13.14*16.20,73*25.3*52.35-36)

74.Allah’ı hiçbir şeye benzetmeyin. Muhakkak ki Allah bilir, siz bilmezsiniz.

75.Allah size bir misal veriyor: Hiçbir şeye gücü yetmeyen ve abden memluken/başkasının boyunduruğunda olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel rızıktan açık ve gizli infak eden (hür) bir kimse…Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd/övgüler Allah’a mahsustur. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.

76.Allah şu iki adamı da örnek veriyor: Bunlardan biri, elinden hiçbir şey gelmeyen, efendisine yük olan ve gönderildiği işleri başaramayan dilsiz biri. Böyle bir kimse adaleti emreden ve doğru yolda olan birisiyle eşit olabilir mi?

77.Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. Kıyametin kopması ancak göz açıp-kapayacak kadar hatta bundan da kısa bir zamanda gerçekleşecektir. Şüphesiz ki, Allah her şeye Kadîr’dir/gücü yetendir. (Bak.11.123*16.77*18.26*54.50)

78.Allah, sizi hiçbir şey bilmez bir halde analarınızın karnından çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler/gönüller verdi.

(Bak. 16.78*23.78*32.9*67.23*90.8-9)

79.Emre boyun eğerek gökte uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları semada Allah’tan başkası tutamaz. İman eden bir kavim için bunda âyetler/deliller vardır. (Bak.16.79*24.41*67.19)

80.Allah, evlerinizi size huzur yeri yaptı. Yine sizin için en’âm cinsi hayvanların derilerinden gerek seferiyken ve gerekse mukimken kolayca kurabileceğiniz evler/çadırlar; yünlerinden, kıllarından ve tüylerinden giyim ve kullanım eşyası yapmanızı sağladı. (Bak.6.142*16.5-8,66,80*

23.21*36.71-73*39.6*40.79-80*43.12-13)

81.Allah yarattığı şeylerden size gölgelik yaptı. Sizin için dağlarda  sığınaklar/mağaralar yaptı. Sizi soğuktan ve sıcaktan koruyacak elbiseler yaptı. Harpte sizi koruyacak elbiseler/zırhlar yaptı. Size olan nimetini böyle tamamlamaktadır, umulur ki müslüman olursunuz.

82.Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen sadece apaçık tebliğ etmektir. (Rasûle düşen apaçık tebliğden ibarettir: Bak.5.67,92,99*13.40*16.35,82*24.54*29.18*36.17*42.48*64.12*88.21)

83.Allah’ın nimetlerini bilirler, sonra onu inkâr ederler. Onların çoğu kâfirdir.

84.Her ümmetten bir şahit çağırdığımız gün/Mahşer Günü, kâfirlerin mazeret beyan etmelerine ve özür dilemelerine fırsat verilmez.

(Bak. 2.161-162*4.41*16.84-85,89*28.75*30.57*40.49,52*41.24*45.35*66.7*                 77.35-36)

85.Zâlimler âzabı gördükleri zaman, onların âzapları hafifletilmez ve onlara fırsat verilmez. (Bak. 2.86,161-162*3.77,88*16.85*21.40*32.29*35.36* 40.49*43.75)

86.Müşrikler, şirk koştuklarını gördükleri zaman derler ki: Rabbimiz! Senin peşinden ortak koşarak yardıma çağırdıklarımız işte bunlar! Onlar derler ki: Kesinlikle siz yalan söylüyorsunuz!

(Bak. 10.28-29*14.22*16.86*19.81-82*25.19*30.13*46.5-6)

87.O Gün (Mahşer Günü) Allah’a teslim olduklarını söylerler. Uydurdukları şeyler (ilâhlar), yüzüstü bırakarak onlardan uzaklaşırlar.

(Bak.6.22,94*7.37*11.21*16.87*28.75*40.74*41.48)

88.İnkâr edenleri ve insanları da Allah yolundan engelleyenleri, yaptıkları bozgunculuk yüzünden azap üstüne azaba uğratırız.                    

(Bak. 4.167-168*5.29*16.25,88*29.13)

89.Her ümmetin içinden kendilerine bir şahit çıkaracağımız o gün/Mahşer Günü; seni de onların üzerine şahit getiririz. Her şeyi açıklamak, hidayet olmak/doğru yolu göstermek, rahmet ve müslümanlara müjde vermek üzere, sana bu Kitabı indirdik.

(Bak. 6.126,154*7.52,174*10.5,24*12.111*16.89*31.13*41.3)

90.Muhakkak ki Allah; adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder. Ve fahşâyı/hayâsızlığı, münkeri/fenalığı ve bağyı/azgınlığı yasaklar. Size öğüt veriyor, umulur ki anlayıp tutarsınız!

(NOT: Cuma namazında hutbeden sonra bu âyetin Arapça metni ve Türkçe meali okunmaktadır. Bak. 2.83,169*4.135*6.151*7.33*16.90)

91.Söz verdiğiniz zaman Allah’a verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah’ı kefil/şahit gösterip pekiştirdiğiniz yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz ki Allah yaptığınız her şeyi bilir.

(Bak.2.224-225*3.77*4.33*5.1*6.152*13.20*16.91*17.34*23.8*70.32)

92.İpliğini sağlam eğirdikten sonra çözüp bozan kadının durumuna düşmeyin. Bir kavim, diğerinden daha güçlü olduğu için yeminlerini bozarak bir aldatma aracına dönüştürmesin. Allah sizi yeminlerinizle imtihan etmektedir. Aranızda anlaşmazlığa düştüğünüz konuları Kıyamet Günü mutlaka bildirecektir.

93. Eğer Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Ve lâkin, Allah dileyeni/isteyeni dalâlette bırakır, dileyeni/isteyeni de hidayette erdirir. Siz bütün yaptıklarınızdan sorumlu tutulacaksınız. (Bak.3.129*5.48*6.35,149* 10.99*11.118*13.31*14.4*16.9,93*22.16*35.8* 42.8*74.31)

94.Yeminlerinizi aldatma aracı yapmayın, yoksa yere sağlam basmışken ayağınız kayar ve Allah yoluna engel olmanın kötü sonuçlarını tadarsınız. Ve büyük bir azaba uğrarsınız.

95.Allah adına verdiğiniz sözü geçici bir menfaat için bozmayın. Eğer bilirseniz Allah katında olan sizin için daha hayırlıdır.

96.Sizin yanınızdakiler tükenir ama Allah’ın katındakiler bâkîdir. Sabredenlerin mükâfatlarını, yaptıklarının en güzeliyle vereceğiz.

97.Erkek olsun kadın olsun, kim mü’min olarak salih amel işlerse ona güzel bir hayat yaşatırız. (Ahiretteki) mükâfatlarını da yaptıklarının en güzeliyle veririz. (Bak 2.25,62,112*3.15*4.57,122,124-125*5.69*9.121*                  16.96-97*17.9*18.2,88*20.75,112*24.37-38*29.7*39.10,35*40.40)

98.Fe izâ kara’tel kur’âne festeız billâhi mineş şeytânir racîm/Kur’an okuyacağın zaman kovulmuş şeytandan Allah’a sığın. Yani Kur’an’ı okumaya e’ûzu billâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm! diyerek başla!

(Bak. A’râf 7.200*Nahl 16.98-99*Mü’minûn 23.97-98*Fussilet 41.36* Felak 113.1-5*Nâs114.1-6)

(NOT: Kur’an okumaya başlamak için gereken tek şart: e’ûzu billâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm! demek yani; kovulmuş şeytandan Allah’a sığınmak/Allah’ın zırhını kuşanmaktır. Kur’an okumak için bundan başka hiçbir şart yoktur.

İblis/şeytan Allah’a isyan ederek dedi ki: Beni saptırmana karşılık ben de onları/insanları (saptırmak) için Sen’in dosdoğru yolunun üzerine oturacağım! Sonra önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve onların çoğunun Sana şükretmediğini göreceksin!

Allah buyurdu ki: Yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık. Onlardan/ insanlardan sana kim uyarsa hepinizi cehenneme atacağım.

(Bak. A’râf 7.16-17*Hicr 15.39-40*İsrâ 17.62-65*Sâd 38.77-85)

Allah; Kur’an okuyacağın zaman kovulmuş şeytandan Allah’a sığın! emrini verdi ki; mü’minler şeytanın saptırmasından Allah’ın korunmasına/ zırhına kavuşmuş olsunlar. Muhakkak ki, iman eden ve Rablerine tevekkül edenler/sığınanlar üzerinde onun/şeytan’ın hiçbir yaptırım gücü yoktur! buyurmak suretiyle Rabbimiz bunu bizlere duyurmaktadır. (Bak. Nahl 16.99)

Konu apaçık ortadayken; Kur’an meali ve tefsiri yazan ilahiyatçıların

çok büyük bir oranı; sûrelerin başlangıcında neden sadece besmeleyi yani: Bismillahirrahmanirrahim/Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla cümlesini yazıyorlar da; Allah’ın emretmiş olduğu: E’ûzu bi’llâhi min’eş-şeytâni’r-racîm/kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım! cümlesini yazmıyorlar? Onlar yazmadıkları için, onların yazdığı kitapları okuyan müslümanlar da Kur’an’ı e’ûzu çekmeden okuyorlar. Böylece Allah’ın korunmasından/zırhından mahrum olarak şeytanın saptırmasına açık hale geliyorlar, belki de bilmeden yoldan sapıyorlar?  

Benzer şekildeki bir hata da Tevbe sûresinin başlangıcında yapılmış ve orada besmeleye dahi yer verilmemiştir. Bunun gerekçesi olarak ileri sürdükleri delillerin hiçbirisi Kur’an’a uygun değildir.

Onlara reddiye olarak benim yazdığım 10 sayfalık bir yazı, Kitap ve Hikmet Dergisinin 33ncü sayısında yayımlanmıştır. (Müracaat Tel: 0212 513 0093) 

Kur’an’a dokunmak veya Kur’an okumak için abdest almak şart değildir. Çünkü, Kur’an okumak için abdest almak gerektiğini gösteren bir tek âyet yoktur.

(Sadece namaz kılacağımız zaman abdest almamız gerekir. Ayrıca; namaz kılarken Kur’an okuyacağımız için namaza başlarken eûzu çekmemiz de gerekir. Bak. Nisâ 4.43*Mâide 5.6) 

99.Muhakkak ki, iman eden ve Rablerine tevekkül edenler/sığınanlar üzerinde şeytan’ın hiçbir yaptırım gücü yoktur.

100.Onun/şeytanın gücü, sadece onu veli/destekçi edinenler ve (Allah’a) şirk koşanlar için geçerlidir. (Bak.14.22*15.42*16.99-100*17.65*38.82-85)

101.Biz bir âyetin yerine başka bir âyet getirdiğimizde-Allah ne indirdiğini en iyi bilendir-dediler ki: Muhakkak ki sen iftiracısın!  Hayır, onların çoğu (gerçeği) bilmiyorlar! (Rasûle iftirayla ilgili olarak Bak. 10.38*11.13*16.101* 21.5*25.4*32.3*34.8*42.24*46.8)

102.De ki: Onu (Kur’an’ı) Rabbinden hakk/gerçek olarak Rûhu’l Kudüs/ Cebrai indirdi ki; mü’minlerin imanlarını güçlendirsin, müslümanlara hidayet ve müjde olsun. (Bak. 2.87,97*5.70*16.102*26.192-193)

103.Andolsun ki onların: Bu Kur’an’ı ona bir beşer/insani öğretiyor! dediklerini biliyoruz. Kasdettikleri kişinin dili a’cemi’dir/yabancıdır. Bu/Kur’an ise fasîh/açık bir Arapça’dır. (Bak. 6.105*16.103*25.4-6*26.192-199)

104.Muhakkak ki Allah, Allah’ın âyetlerini inkâr edenleri doğru yoluna iletmez. Onların hak ettiği elem verici bir azaptır.

105.Bunun gibi yalanı ancak Allah’ın âyetlerini inkâr edenler uyduruyorlar. Onlar yalancı kimselerdir. (Bak. 6.144*10.69*16.104-105*64.11)

106.Kalbi imanla huzur bulmuşken-ağır baskı altında inkâr edenler hariç olmak üzere-her kim iman ettikten sonra inkâr eder ve kâfirliği seçerse, işte bunlar Allah’ın gazabına uğrayacaklar ve âhirette de büyük bir azâba uğratılacaklardır.

(NOT: Allah, iman ettikten sonra dinden dönenlere (mürtede) verilecek cezayı bildirmişken bazı insanların mürtedin katli vaciptir gibi sözler uydurması son derece yanlıştır ve Allah’ın emrine isyan etmektir!)

107.İşte bu, onların dünya hayatını âhiret hayatına tercih etmeleri yüzündendir. Allah, kâfirler topluluğunu doğru yola iletmez.

(Bak. 2.86,161-162*3.86-88*14.3*16.83-86,106-107)

108.İşte bunlar; Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir ve onlar gafillerin ta kendileridir.

(Bak. 2.6-7,88*4.155*7.100-101*9.87,93*10.74*16.108*30.59*40.35*47.16*63.3)

109.Şüphesiz ki onlar âhirette hüsrana uğrayacaklardır.

110.Sonra, şüphesiz Rabbin eziyete uğradıktan sonra hicret edenleri, Allah yolunda cihat edenleri ve sabredenleri gözetecektir/kollayacaktır. Rabbin Gafûr’dur/bağışlayandır, Rahîm’dir/merhametlidir.

111.O gün (Mahşer Günü), herkes kendini kurtarmaya çalışır. Herkese amellerinin karşılığı eksiksiz verilir ve kimseye zulmedilmez.

112.Allah, halkı güven ve huzur içinde yaşayan ve rızıkları her yerden bol-bol gelen bir şehri örnek veriyor. Derken, Allah’ın nimetlerine nankörlük etmeye başladılar. Allah, yaptıklarından dolayı onlara açlık ve korku elbisesi giydirdi. (Bu bir deyimdir ve: Açlık ve korku içine soktu! demektir. H.S.)

113.Andolsun ki onlara kendi içlerinden gelen Rasûlü yalanladılar. Onlar zulüm yaparken azap onları yakaladı. 

114.Allah’ın size verdiği rızkın helâl ve temiz olanlarından yiyin. Eğer yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’nun nimetlerine şükredin. 

(Bak. 2.168,172*5.88*16.114)

115.Allah size sadece; leşi, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanların etini haram kıldı. Fakat, kim başkasının hakkına tecavüz etmeden ve haddi aşmadan bunlardan yemek zorunda kalırsa, Allah Gafûr’dur/bağışlayandır, Rahim’dir/merhametlidir.

(NOT: Bak. 2.173*5.3*6.121,145*16.115-116*22.30*

En’âm 6.121 âyetin dip notunda geniş bilgi verilmiştir. H.S.)

116.Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak: Şu helaldir, şu haramdır! diyerek, Allah’a iftira etmeyin. Muhakkak ki Allah’a yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler. (Bak. 5.87*6.143-146*10.59-60*16.116*66.1)

117.Onlar için çok az bir (dünya) menfaatı, (âhirette) elim bir azap vardır. (Bak. 2.126*3.196-197*16.117*31.24)

118.Sana bu anlattıklarımızı daha önce Yahudilere haram kılmıştık. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendilerine zulmettiler.

(Bak. 4.160-161*6.146*7.160*16.118*20.80-81)    

119.Şüphesiz ki Rabbin, bir cahillikle kötülük yapan sonra tevbe edip durumunu düzeltenleri bağışlar. Muhakkak ki Rabbin, Gâfur’dur/ bağışlayandır, Rahim’dir/merhametlidir. (Bak. 2.160*4.17*6.54*16.119)

120.Şüphesiz ki İbrahim hânîf biri olarak Allah’a yönelen bir ümmetti/ önderdi. Ve asla müşriklerden olmadı.

(Bak. 2.135*3.95*4.125*6.79,161*16.120,123*22.78)

121.O, kendisini (Rasûl) seçen ve dosdoğru yola yönelten Allah’ın nimetlerine daima şükrederdi. (Bak. 6.161*16.161)

122.Biz de, bu dünyada ona iyi bir (makam) verdik, âhirette de elbette dürüst ve erdemliler arasında yer alacaktır.

123.Sana da şunu vahyettik: Her türlü kötülükten yüz çevirip Hakka yönelen İbrahim’in dinine uy; zira o Allah’a şirk koşanlardan değildir!

(Bak. 2.135*3.95*4.125*6.79,161*16.120,123*22.78)

124.Cumartesi (avlanma) yasağı, o konuda ihtilafa düşenlere konuldu. Rabbin, Kıyamet Günü onların ihtilaf edip durdukları konularda hükmünü verecektir. (Bak. 2.65-66*4.47,154*7.163*10.93*16.124*32.25*39.46*45.17)

125.Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Şüphesiz ki Rabbin yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir.

(Bak. 6.117*12.108*16.125*17.84*28.85*53.30*68.7)

126.Eğer karşılık verecekseniz, size yapılan misli/kadar karşılık verin. Eğer sabrederseniz, sabredenler için bu daha hayırlıdır.

(Bak 2.194*5.45*16.126*22.60*42.40-43)

127.Sabret! Senin sabrın yalnız Allah’ın yardımıyladır. Ve onlara karşı üzülme! Kurdukları tuzaktan dolayı da sıkıntı duyma. (Bak.11.115*16.127*27.70)

128.Muhakkak ki Allah, sorumluluk bilincine sahip olanlarla ve iyilik yapanlarla beraberdir. (Bak. 8.12*9.40*16.128*26.61-62)

(Gözden Geçirme-Ocak:2024)

 

 

 

X