19 Nisan 2024 Cuma
MENÜ
SON YAZILAR

TÂHÂ SÛRESİ

20/44 TÂHÂ SÛRESİ 

(Sûre adını ilk âyette geçen Tâ-Hâ/Ey insan! kelimesinden almaktadır. Büyük ekseriyetle sûrede Musa a.s. ve İsrailoğullarının kıssaları anlatılmaktadır. Mekke döneminde nazil olmuştur. Mushaf’da 20nci, İnişte 44ncü sıradadır ve 135 âyettir.)

E’ûzu bi’llâhi min’eş-şeytâni’r-racîm/kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Bismillahirrahmanirrahim/Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla                                                                                                               

1.Tâ-Hâ! Ey insan!

2.Biz bu Kur’an’ı sana güçlük çekmen için indirmedik.

3.Ancak (Allah’a) saygı duyan kimselere öğüt olması için indirdik.

4.Bu/Kur’an yeryüzünü ve yüce gökleri yaratan (Allah) tarafından indirilmiştir.

5.Rahman, arşa istiva etmiştir/hükümranlık makamına kurulmuştur.

(Bak. 7.54*10.3*11.7*13.2*20.5*25.59*32.4*50.38*57.4)

6.Göklerde ve yeryüzünde, ikisi arasında ve toprağın bağrında/ içinde ne varsa O’na aittir.

7.Düşündüklerini ister söyle ister söyleme. Muhakkak ki O, gizli-saklı ne varsa hepsini bilir.

(Bak.2.77*3.5*6.3*11.5*14.38*16.19,23*20.7*21.4*24.29*27.25,74*28.69*36.76*64.4*87.7)

8.Allah! O’ndan başka ilâh yoktur, en güzel isimler sadece O’na aittir. (Bak.  7.180*17.110*20.8*59.22-24)

9.Mûsa’nın kıssası sana ulaştı mı?

10.Bir gün bir ateş görünce ailesine dedi ki: Durun, ben bir ateş gördüm. Belki ondan biraz kor getiririm veya ateşin yanında bir klavuz/yol gösterici bulurum!

11.Ateşe yaklaştığında ona seslenildi: Ey Mûsa!

12.Ben’im Ben! Senin Rabbinim! Ayakkabılarını çıkar, şüphesiz ki sen kutsal Tuvâ vadisindesin!

(Bak. 20.12*28.30*42.51*79.16)

(NOT: Gözler O’nu göremez ama O gözleri görür. İlgili âyetler: En’âm 6.103*A’râf 7.143*Şûrâ 42.51)

13.Ben seni (Rasûl) seçtim. Şimdi sana vahyedilenleri dinle! (Bak. 7.144*20.13,41)

14.Muhakkak ki Ben Allah’ım, Benden başka ilâh yoktur. Yalnız Bana kulluk et ve Beni zikret/hatırla ve ekımıs salâte/o namazı dosdoğru kıl. (Bak. 1.5*20.14)

15.Herkesin yaptıklarının karşılığını görmesi için Son saat/ Kıyamet mutlaka gelecektir. Onu herkesten gizli tuttum.

(NOT: Son saat/Kıyametin kopmasıyla ilgili âyetler için Bak. 7.187 Dip Notu)

16.Ona inanmayıp kendi arzularına uyan kimse, senin ona inanmana sakın mani olmasın. Yoksa helâk olursun.

17.Ey Mûsa! Sağ elindeki nedir?

18.Dedi ki: O benim asamdır/değneğimdir. Ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkelerim ve başka işler de yaparım!

19.Dedik ki: Ey Mûsa! Onu yere at!

20.Hemen attı, birden yılana dönüşüp hızla hareket etti.

21.Dedik ki: Onu al, korkma! Onu eski haline getireceğiz! (Bak. 20.21*26.66*27.10*28.31-32)

22.Elini koynuna sok, bembeyaz bir şekilde çıkacaktır. Bu da diğer bir âyettir/mucizedir!

(Bak. 7.107-108*17.101-102*20.22-23*26.32-33*27.12*28.31-32)

23.Bunları, en büyük âyetlerimizden/mucizelerimizden bazılarını sana göstermek için yaptık.

24.Firavun’a git! Çünkü o azdı. (Bak. 20.24,43*79.17)

25.(Mûsa) dedi ki: Rabbim! Göğsüme ferahlık ver! (Bak. 19.53*20.25-36*25.35*26.13*28.34-35)

26.İşimi bana kolaylaştır!

27.Dilimdeki düğümü çöz!

28.Sözlümü iyi anlasınlar!

29.Ailemden birini bana yardımcı ver!

30.Kardeşim Harun’u!

31.Onunla arkamı/gücümü artır!

32.Onu işimde bana ortak et!

33.Seni çok tesbih edelim/yüceltelim!

34.Seni çok analım/hatırlayalım!

35.Şüphesiz ki Sen bizi daima görmektesin!

36.(Allah): Ey Musa! Dileğin kabul edildi!

37.Andolsun ki Biz sana bir lütufta daha bulunmuştuk.

38.Bir gün annene şöyle vahyetmiştik/ilham etmiştik. (Bak. 20.38-39*28.7-8)

(Nebi olmayanlara Allah’ın vahyi, ilham olarak gerçekleşir.)

39.Onu (Mûsa’yı) bir sandığa koy ve suya bırak da sular onu kıyıya çıkarsın. Benim de bebeğin de düşmanı olan biri (Firavun) onu alsın. Seni de gözetimimiz altında yetiştirilmen için sevimli yaptık!

40.Kız kardeşin seni takip etmiş ve onlara (Firavun ailesine): Ona bakacakk birini size bulayım mı? demişti. Böylece gözü aydın olsun ve üzülmesin diye seni annene kavuşturduk. Derken büyümüş ve (hataen) bir adam öldürmüştün. Biz seni o sıkıntıdan da kurtarmış ve pek çok sınavdan geçirerek yetiştirmiştik. Nihayet yıllarca Medyen halkı arasında yaşadın. En sonunda takdir ettiğimiz şekilde buraya geldin ey Mûsa! (Bak. 20.40*26.14*28.12-13,15-16,33)

41.Seni Kendim için seçip yetiştirdim. (Bak. 7.144*20.13,41)

42.Kardeşini al ve âyetlerimizle/mucizelerimizle gidin. Beni zikretmekte/hatırlamakta gevşeklik göstermeyin.

43.Firavun’a gidin, çünkü o çok azdı. (Bak. 20.24,43*79.17)

44.Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır veya çekinir.  (Bak. 16.125*20.44)

45.Onlar dediler ki: Rabbimiz! Bize karşı şiddet uygulamasından veya azgınlaşmasından korkuyoruz!

46.Buyurdu ki: Korkmayın! Ben sizinle beraberim, her şeyi işitir ve görürüm!

47.Ona gidin ve deyin ki: Biz Rabbinin Rasûlleriyiz. İsrailoğullarını bizimle birlikte gönder, onlara eziyet etme! Doğrusu biz sana Rabbinin âyetleriyle/mucizeleriyle geldik. Selam hidayete/doğru yola uyanların olacaktır!

48.Bize vahyolundu ki, Hakkı yalan sayıp ondan yüz çevirenler azaba uğrayacaklardır!

49.(Firavun) Dedi ki: Ey Mûsa! Sizin Rabbiniz kim?  (Bak. 20.49*26.23*28.38*79.23-24)

50.Dedi ki: Bizim Rabbimiz her şeye yaratılışını veren, sonra da onlara yol gösterendir!

(Bak. 20.50*32.7*87.1-3)

51.(Firavun) Dedi ki: O halde şimdiye kadar gelip-geçenlerin durumu ne olacak?

52.Dedi ki: Onun ilmi/bilgisi Rabbimin katında bir kitaptadır. Benim Rabbim yanılmaz ve unutmaz!

53.Yeryüzünü sizin için beşik yapan ve orada sizin için yollar açan O’dur. Gökten su indirerek onunla her tür bitkiyi (erkekli-dişili) çift olarak çıkartan/yeşerten O’dur.

(Bak.6.97*13.3*15.19*16.15,16*20.53*21.31*27.61*31.10*41.10*43.10*55.5-6*71.19-20*77.27*78.6-7*79.30-33)

54.Onlardan kendiniz yiyin; hayvanlarınızı otlatın. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için âyetler/deliller vardır.

55.Sizi topraktan yarattık, yine toprağa döndüreceğiz ve en sonunda sizi topraktan çıkaracağız!

(Bak.7.25*15.26*18.37*20.55*22.5*30.20*35.11*40.67)

56.Andolsun ki ona/Firavun’a bütün âyetlerimizi/mucizelerimizi gösterdik ama, o yalanladı ve (inkârda) direndi. (Bak.20.56*27.14)

57.Dedi ki: Ey Musa! Sihrinle bizi yerimizden-yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin? (Bak. 20.57,63)

58.Biz de sana, senin sihrine benzer bir sihirle karşılık vereceğiz. Her iki tarafın da anlaşacağı bir yer ve zaman belirle!  

59.Mûsa dedi ki: Buluşma zamanı, bayram günü insanların bir araya toplandıkları kuşluk vaktidir!

60.Bunun üzerine Firavun gidip yapacağı hileleri/sihirleri hazırlattı, sonra (sihirbazlarıyla) tespit edilen yere geldi. (Bak. 7.112*10.79*20.60*26.41-42)

61.Mûsa onlara dedi ki: Size yazıklar olsun! Yalanlarınızla Allah’a iftira etmeyin, yoksa O sizi azabıyla yok eder. İftira edenler mutlaka kaybeder!

62.(Firavun ve sihirbazları) Aralarında fısıldaşarak planlarını yaptılar.

63.(Firavun) Dedi ki: Bu ikisi (Mûsa ve Harun) sihirbazdır, sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin yıllardır yaşadığınız güzel hayatınıza son vermek istiyorlar! (Bak. 20.57,63)

64.Siz bütün hünerlerinizi birleştirin, sonra tek saf/birlik olun. Bugün üstün gelen muhakkak zafer kazanacaktır!

65.Dediler ki: Ey Mûsa! Hünerini önce sen mi atacaksın yoksa biz mi atalım?

66.Dedi ki: Önce siz atın! Bir de gördü ki; yaptıkları sihirden dolayı onların ipleri ve değnekleri ona/Mûsa’ya sanki koşuyormuş gibi göründü. (Bak.7.116*10.80*20.66*26.43-44)

67.Bu yüzden Mûsa’nın içine bir korku düştü.

68.Dedik ki: Korkma! Muhakkak ki sen üstün geleceksin!

69.Şimdi sağ elindeki değneği yere at, o onların yaptıklarını yutacaktır! Çünkü onların yaptıkları sihirbazlık hilesinden başka bir şey değildir. Sihirbazlar, ne yaparsa yapsınlar asla başarıya ulaşamazlar! (Bak. 7.117-119*20.69*26.45)

70.Bunun üzerine sihirbazlar (Musa’nın yaptığının sihir olmadığını anlayarak) secdeye kapandılar. Dediler ki: Biz Harun’un ve Mûsa’nın Rabbine iman ettik! (Bak. 7.120-122*20.70*26.46-48)

71.(Firavun) Dedi ki: Ben izin vermeden onun Rabbine iman ettiniz öyle mi? Demek ki size sihri öğreten en büyük ustanız oymuş. Fakat ihanetinizden dolayı sizin el ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi hurma ağaçlarına asacağım. Böylece siz de kimin azabının daha şiddetli ve daha kalıcı olduğunu iyice anlayacaksınız! (Bak. 7.123-124*20.71*26.49)

72.(Sihirbazlar) Dediler ki: Bize gelen bu apaçık belgelere/ mucizelere ve bizi yaratana karşı asla seni tercih etmeyeceğiz. Sen ne yaparsan yap, senin yapacağın sadece bu (fani) dünya hayatında geçerlidir! (Bak. 20.72*26.50-51)

73.Biz Rabbimize iman ettik ki, hatalarımızı ve senin bize zorla yaptırdığın sihirleri bağışlasın. Allah hayırlı ve kalıcı olandır! (Bak. 20.73*28.60*42.36)

74.Kim Rabbine mücrim/suçlu olarak gelirse onun yeri cehennemdir. Onlar orada ne ölürler ne de yaşarlar. (Bak. 4.56*20.74*25.14*35.36*43.77*84.11-12)

75.Kim de sâlih amel işlemiş bir mü’min olarak gelirse, en yüce makamlar onların olacaktır!

(Bak 2.25,62,112*3.15*4.57,122,124*5.69*9.121*16.97*17.9*

18.2,88*20.75,112*24.37-38*29.7*39.10,33-35*40.40)

76.Orada ebedî kalacakları, içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. İşte bu arınmış olanların görecekleri mükâfattır! (Adn Cennetleri için: Bak.9.72 Dip Notu)

77.Andolsun Musa’ya şöyle vahyettik: Kullarımla birlikte geceleyin yola çık, onlara denizde kuru bir yol aç, arkanızdan yetişirler diye korkma ve endişelenme! (Bak. 20.77*26.52,60-66*44.23-24)

78.Firavun ordularıyla birlikte onların peşine düştü, sonra denizden saran su onları sarıverdi (içine alıp yutuverdi). (Bak. 2.50*7.136,138*10.90*20.78*26.60-67*28.40*43.55-56* 51.40)

79.Firavun kavmini hidayete/doğru yola değil, dalâlete/sapıklığa sevketti.

(Bak. 10.90-91*11.98*20.79*26.60-66)

80.Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanlarınızdan kurtarmış ve Tur’un sağ yanında sizinle sözleşmiştik. Ayrıca size kudret helvası ve bıldırcın ihsan etmiştik.

(Bak.2.57,63,83*4.160*6.146*7.160*19.52*20.80-81*29.39-40)

81.Size verdiğimiz temiz nimetlerden yiyin fakat nankörlük edip azmayın. Yoksa gazabıma uğrarsınız. Benim gazabıma uğrayan kimse, tepe taklak yıkılıp gider.

(Bak. 4.160-161*6.146*7.160*16.118*20.80-81* 29.40) 

82.Şüphesiz ki Ben tevbe eden, ve iman edip salih amel işleyen sonra doğru yolda olan kimseleri bağışlarım! (Bak. 2.49-54*20.82*25.70*39.53)

83.(Allah): Ey Musa! Kavmini bırakarak aceleyle seni getiren nedir?

84.Dedi ki: Onlar benim yolumdalar. Rabbim! Benden razı olman için aceleyle geldim!

85.(Allah) Dedi ki: Senden sonra Biz kavmini imtihan ettik, Samiri onları saptırdı/yoldan çıkardı!

(Bak. 7.138,148,150*20.85,88)

86.Musa kızgın ve üzgün bir halde kavmine geri döndü. Dedi ki: Ey Kavmim! Rabbiniz size güzel bir söz vermedi mi? O sözün üzerinden çok zaman mı geçti? Yoksa Rabbinizin gazabını mı istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız? (Bak. 7.150*20.86)

87.Dediler ki: Ey Musa! Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden caymadık. Firavun halkının mücevherlerinden takınmıştık, onları ateşe attık, aynı şekilde Samiri de kendi mücevherlerini attı!

88.Samiri o erimiş altınlardan böğüren bir buzağı heykeli yapıp ortaya koydu. Samiri ve ona uyanlar: Sizin de Mûsa’nın da ilâhı budur. Fakat Mûsa onu unuttu! (Bak. 7.138,148,150*20.85,88)

89.Onlar bu buzağı heykelinin kendilerine bir cevap veremediğini; onlara bir fayda veya zarar vermeye gücünün yetmediğini görmüyorlar mı?

90.Mûsa dönmeden önce Harun: Ey Kavmim! Siz bu buzağıyla zorlu bir imtihana tabi tutuluyorsunuz. Gerçekte sizin Rabbiniz, Rahman olan Allah’tır. Öyleyse siz bana uyun, benim emirlerime itaat edin! diyerek onları uyarmıştı.

91.Kavmi dedi ki: Musa dönünceye kadar buzağıdan ayrılmayacağız!

92.Mûsa dedi ki: Ey Harun! Bunların saptıklarını gördüğün halde onları neden engellemedin?

93.Bana neden uymadın? Emrime karşı mı geldin?

94.Harun dedi ki: Ey anamın oğlu! Saçımı-sakalımı çekme! Ben senin: İsrailoğullarının arasını açtın, sözüme uymadın’ demenden korktum!

95.Mûsa dedi ki: Ey Samiri! Senin bu yaptığın da nedir?

96.Samiri dedi ki: Ben onların görmedikleri gördüm. Bu sebeple senin din anlayışını terk ettim. Böyle yapmam bana doğru göründü!

97.Mûsa dedi ki: Öyleyse defol git! Hayatın boyunca toplumdan dışlanacak ve sapık fikirlerinle baş-başa kalacaksın. Ayrıca senin asla kurtulamayacağın bir ceza günü de var. Şimdi tapındığın ilâhına bak. Biz onu ateşte eriteceğiz, sonra da ufalayıp külünü denize savuracağız!                                 

98.(Ey israiloğulları!): Sizin ilâhınız sadece Allah’tır, O’ndan başka ilâh yoktur. O’nun bilgisi her şeyi çepeçevre kuşatmıştır! (Bak. 2.163*6.80*7.89*20.98)

99.İşte böyle, daha önce yaşamış kavimlerin haberlerini anlatıyoruz. Sana katımızdan Zikri/Kur’an’ı verdik. (Bak. 11.120*15.9*17.106*20.99,113-114*25.32*73.4*75.17-19)

100.Kim ondan (Kur’an’dan) yüz çevirirse, Kıyamet Günü bir yük yüklenecektir.

101.Onlar o yükün altında (azabın içinde) ebedi olarak kalacaklardır. Kıyamet Günü, onlar için çok kötüdür!

102.O Gün Sur’a üflenir. O gün mücrimleri/günahkârları korkudan gözleri ağarmış (kör) bir halde toplayacağız.                   

103.Kendi aralarında: Siz dünyada sadece on gün kaldınız değil mi diye fısıldaşırlar?                                                  (Bak. 17.52*20.103*23.112-114*30.25*79.46)                                                                                            

104.Biz, kendi aralarında konuştuklarını çok iyi biliriz. İçlerinden ileri görüşlü olanları: Sadece bir gün kaldınız! diyecektir. (Bak. 10.45*20.104*23.112-114)                                                                        

105.Sana dağların durumunu soruyorlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracaktır!      

106.Yerlerini de dümdüz ve boş bir alana çevirecektir.   

107.Orada hiçbir çukur ve tümsek göremezsiniz.                         

(Bak. 18.47*20.105-107*56.4-6*69.13-14*70.9*73.14*77.10* 78.20*81.3*101.5)                                  

108.O gün insanlar hiçbir tarafa sapmadan o davetçinin peşinden giderler ve tüm sesler Rahman’ın huzurunda kısılır, fısıltıdan başka bir şey duyulmaz. (Bak. 11.105*20.108*54.6-8)                          

109.O gün/Mahşer Günü, Rahman’ın izin verdiği ve sözünden razı olduğundan başkasına şefaatın/aracılığın faydası olmaz.                              

(NOT: Şefaat yetkisi sadece Allah’a mahsustur. Mahşerde şefaat edeceğini söyleyen kişilere sakın kanmayın. İlgili âyetler için Bak. 2.48,255*19.87*20.109*21.28*34.23*36.23*39.43-44*40.18* 53.26*74.48)                                      110.O (Allah), onların yaptıklarını da yapmadıklarını da bilir. Ama onlar O’nun (Allah’ın) ilmini kavrayamazlar. (Bak. 2.255*20.110*21.28*22.76)                                                     

111.Her zaman diri, her şeyin koruyup gözeteni olan Allah’ın huzurunda bütün başlar eğilmiştir. Zulüm yüklenerek gelenler ise hüsrana uğrayanlardır.                                             

112.Mü’min olarak salih amel işleyenler; zulme uğramaktan ve (haklarından) mahrum bırakılmaktan korkmazlar. (Bak 2.25,62,112*3.15*4.57,122,124-125*5.69*9.121* 16.96-9717.9*18.2,88*20.75,112*24.38* 29.7*39.10,33-35*40.40)   

113.Ve böylece onu Arapça bir Kur’an (âyetler kümesi) olarak indirdik. Tüm uyarıları bütün boyutlarıyla ortaya koyduk ki, belki Allah’a karşı takvâlı olurlar veya onlara bir hatırlatma olur.              

114.Hakimiyetin gerçek sahibi olan Allah yücedir. Kur’an’ın/ âyetler kümesinin vahyi bitmeden önce, (ondan hüküm çıkarmakta) acele etme! De ki: Rabbim, benim ilmimi artır!  

(Bak. 11.120*15.9*17.106*20.99,113-114*25.32*73.4*75.17-19)                                  

(NOT: Kur’an’ın isimlerinden birisi de âyetler kümesidir. Yüce Allah Rasûlüne buyuruyor ki: Sana vahyolan âyetler kümesi tamamlanmadan, ondan hüküm çıkarmakta acele etme! Allah’ın bu emrine, Rasûlün uyması şart olduğu gibi, meal yapanların da uyması kesinlikle şarttır. Bir âyete meal verirken yapılacakları belirtmek gerekirse:                                                                                             

*İlk olarak o âyetin tamamı okunmalıdır,                                           

*İkinci olarak o âyetten önceki 5-6 âyet ve sonraki 5-6 âyet okunmalıdır,                                                                              

*Üçüncü olarak o sûrenin tamamı okunmalıdır,                            

*Dördüncü olarak Kur’an’da o âyetle ilgili olan diğer âyetler okunmalıdır,                                      

*En sonunda o âyete doğru meal vermeye gayret edilmelidir.

Buna rağmen; bazı mealcilerin Allah’ın bu emrine uymayıp, âyetin içindeki bir kelimeyi çekip alarak âyete hatalı meal verdikleri görülmektedir. Bunun meydana getirdiği sonuçların boyutu ise maalesef çok ama çok kötüdür. Rabbim herkesi bu hataya düşmekten korusun.)

115.Andolsun ki Biz Âdem’e (yasak ağaca yaklaşma diye) ahit vermiştik, o bunu unuttu. Biz onda bir azim/kararlılık bulmadık.

116.Bir gün meleklere dedik ki: Sücüdû li âdem/Âdem’e secde edin! İblis hariç hepsi secde ettiler, o direndi. (NOT: Secde konusunda; Bakara 34ncü âyetin dip notunda bilgi verilmiştir. H.S.)

117.Dedik ki: Ey Âdem! İblis senin ve eşinin düşmanıdır, onun için dikkat edin sonra sizi bu cennetten/bahçeden çıkarır ve bedbaht olursun! (Bak. 2.35-36*7.19-22*20.117-121)

118.Burada açlık da çekmezsin, çıplak da kalmazsın!

119.Burada susuzluk çekmezsin ve güneşte/sıcakta yanmazsın!

120.Ne var ki Şeytan ona sinsice fısıldayarak dedi ki: Ey Âdem! Sana ölümsüzlük ağacını ve ebedî saltanatı göstereyim mi?

121.Ve böylece her ikisi de o ağaçtan yediler, bunun üzerine çıplaklıklarının farkına vardılar ve cennetteki/ bahçedeki yapraklarla üzerlerini örtmeye çalıştılar. Böylece Âdem şaşırdı ve Rabbine asi oldu.

122.Sonra Rabbi ona fırsat verdi, tevbesini kabul etti ve ona doğru yolu gösterdi.

123.Dedi ki:İkiniz de oradan inin, birbirinize düşmansınız. Ben’den size bir hidayetçi geldiğinde kim hidayetçiye uyarsa artık o dalâlate düşmez ve bedbaht olmaz! (Bak. 2.38*20.122-123)

124.Ama kim de zikrimden/vahyimden yüz çevirirse, muhakkak ki onun sıkıntılı bir hayatı olur ve onu Kıyamet Gününde kör olarak haşrederiz! (Bak. 17.72,97*20.124*35.19-20*40.58*43.36)

125.Der ki:Rabbim! Ben gören biriyken neden beni kör olarak haşrettin!

126.Denir ki: Böyle ama âyetlerimiz sana geldi ve sen onları unuttun, bugün de sen unutulacaksın! (Bak. 7.51*9.67*20.126*32.14*45.34*59.19)

127.İşte böyle, Rabbinin âyetlerine iman etmeyerek haddi aşanları işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı daha şiddetl ve daha kalıcıdır. (Bak. 17.72*20.127*22.46*35.19-20*40.58)

128.Kendilerinden önce yurtlarında gezip-duran nice nesilleri helâk ettiğimizi görüp, bunların ders almaları gerekmez mi? Oysa bunda akıl sahipleri için nice âyetler/dersler vardır. (Bak. 20.128*32.26)

129.Rabbinin önceden verilmiş bir sözü ve belirlenmiş bir eceli/vadesi olmasaydı, azap hemen uygulanırdı. (Bak. 10.19*20.129)

130.Sen onların dediklerine sabret. Güneş doğmadan önce ve batmadan önce Rabbini hamd ederek/överek tesbih et/yücelt. Gecenin bazı saatlerinde ve gündüzün iki ucunda da tesbihine/ yüceltmeye devam et ki, Rabbinin rızasını kazanasın.

(NOT: Namaz vakitlerini bildiren âyetlerin başlıcaları şunlardır: 11.114*17.78-79*20.130*30.17-18*50.39-40*              73.2-4*                                                                                 

Aşağıdaki âyetleri de bunlara ilave etmek mümkündür: 2.238*3.17,113*25.64*32.16*39.9*51.16-18*52.49*73.20*76.26)

131.Dünya hayatının süsü olarak, imtihan için nimetler verdiğimiz kimselere imrenme. Rabbinin sana verdiği rızık onlardan daha hayırlı ve daha kalıcıdır.                         

132. Ailene bis salâtı/o namazı emret, sen de sabırla ona devam et. Biz senden rızık istemiyoruz, Biz seni rızıklandırıyoruz. Hayırlı son takvâ sahiplerinindir.                    

133.Dediler ki: Rabbinden bize bir âyet/mucize getirseydi ya! Önceki sayfalarda olan apaçık deliller onlara ulaşmadı mı? (Bak.10.20*20.133*29.50-51)                                                                

134.Eğer Biz bundan önce onları helâk etmiş olsaydık, derlerdi ki: Rabbimiz, bize bir Rasûl gönderseydin de böyle rezil ve zelil olmadan önce Senin âyetlerine uysaydık. (Bak.10.97*20.134*28.47)                                                                                

135.De ki: Herkes beklemektedir, siz de bekleyin! Kimlerin doğru yolda olduğunu ve kimlerin hidayete erdiğini yakında göreceksiniz! (Bak.20.135*25.42*54.26)

(Gözden Geçirme-Şubat 2024)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

X