22/88 HAC SÛRESİ
(Hac ile ilgili sembollerden bahsedildiği için bu adı almıştır. Mekke döneminin sonlarında nazil olmuştur ve 78 âyetten müteşekkildir.)
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.
1.Ey insanlar! Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, çünkü Son Saat’ın (Kıyamet’in) sarsıntısı korkunç olacaktır.
2.O (sarsıntıyı) gördüğünüz gün, emzikli kadınlar emzirdiği çocuğunu (unutup) kucağından atar, her gebe yavrusunu düşürür. Sarhoş olmadıkları halde sen insanları sarhoşmuş gibi görürsün. Çünkü Allah’ın azabı çok şiddetlidir.
3.(Allah’ın kudretini kavrayamayan) öyle insanlar var ki, hiç bilgileri olmadığı halde Allah hakkında ileri-geri konuşurlar ve şeytanın peşine takılırlar.
4.O şeytanları veli (dost) edinenler olur, o (şeytan) da onları saptırır ve yakıcı bir azaba yönlendirir.
5.Ey insanlar! Öldükten sonra yeniden dirilme konusunda bir şüpheniz varsa bilin ki; Biz sizi önce topraktan, sonra nutfe’den (zigot’dan), sonra alaka’dan (embriyo’dan), sonra da cenin’den (mudga’dan/et parçasından) yarattık. Böylece, (ilk yaratılıştaki) kudretimizi size açıkça gösterelim. Doğmasını istediklerimizi belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir bebek olarak dünyaya getiririz, sonra da yetişkinlik çağına erersiniz. Kiminiz erken yaşta ölür, kiminiz de ömrünün en düşkün çağına kadar yaşar ki bilen biriyken bilemez hale gelir. (Düşünün ki), yeryüzü ölü ve kupkuru haldeyken üzerine yağmuru yağdırdık mı toprak canlanır, kabarır ve her türden güzel bitkilerle donanır.
6.Bütün bunlar Allah’ın tek ve gerçek ilah olması sayesindedir. Ölüleri dirilten sadece O’dur, her şeye gücü yeten de sadece O’dur.
7.Kıyamet (Son Saat) mutlaka gelecektir ve Allah (o gün) kabirlerdeki ölüleri diriltecektir
8.Öyle insanlar vardır ki; hiçbir bilgiye, hiçbir delile ve hiçbir aydınlatıcı kitaba dayanmaksızın Allah hakkında tartışmaya girerler.
9.(İnsanları) Allah yolundan saptırmak için bunu çalım satarak yaparlar. Onların hakkı bu dünyada rezil olmaktır, Kıyamet Günü’nde de can yakıcı azabı tattıracağız.
10.(Onlara şöyle denecek), “Bu ceza sizin kendi elinizde yaptıklarınıza karşılıktır. Yoksa Allah, kullarına asla zulmetmez!”
11.İnsanlardan öyleleri de vardır ki, Allah’a (iman ve küfrü ayıran) sınırda kulluk eder. Kendisine bir iyilik dokunsa onunla tatmin olur, başına bir musibet gelse yüz çevirir. Böylesi dünyayı da kaybeder, ahireti de kaybeder. Apaçık hüsran işte budur.
12.Allah ile arasına, kendisine zarar vermeyecek ve bir yararı da dokunmayacak kimseleri koyarak onları yardıma çağırır. En vahim sapıklık işte budur.
13.Onlar bazen de zararı faydasından çok olan kimseleri yardıma çağırıyorlar. Oysa ki onlar ne kötü efendi, ne kötü dosttur
14.Muhakkak ki Allah, iman edip salih amel işleyenleri içlerinde ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir. Zira Allah, dilediğini mutlaka yapar.
15.Kim Allah’ın, dünyada ve ahirette Rasulüne yardım etmeyeceğini sanıyorsa; göğe bir merdiven uzatsın ve oradan gelecek yardımı kessin. Baksın bulduğu çare öfkesini dindirecek mi?
16.Biz Kur’an’ı açık ve anlaşılır âyetler halinde indirdik. Allah, o yolu tercih eden kimseyi doğru yola kabul eder.
17.Allah Kıyamet Günü; İman edenlerin, Yahudi, Sabii, Hıristiyan, Mecusi olanların ve müşriklerin arasını ayıracak, her birine hak ettikleri karşılığı verecektir. Allah her şeyi görüp bilmektedir.
18.(Ey İnsanoğlu!) Göklerde ve yerde olanların; güneşin, ayın, yıldızların, dağların, ağaçların, hayvanların ve insanların birçoğunun Allah’a secde ettiklerini görmüyor musun? (İnsanların) birçoğu da azabı hak etmişlerdir. (Dalâleti tercih ettiği için) Allah’ın hor ve hakir kıldığı birini yüceltecek kimse yoktur. Allah dilediğini yapar!
19.Rableri hakkında tartışan iki grup. Onlardan kâfir olanlar için ateşten elbiseler biçilecek ve başlarından aşağıya kaynar sular dökülecektir.
20.Bununla karınlarının içindekiler ve derileri eriyip-akacaktır.
21.Onları (bağlamak) için demirden boyunduruklar olacak.
22.Bunalıp oradan çıkmaya çalıştıklarında “Bu yakıcı azabı çekeceksiniz” denilir.
23.Buna mukabil, iman edip salih amel işleyenleri Allah, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Onlar orada altın bilezikler ve inciler takınacaklar ve ipekten elbiseler giyeceklerdir.
24.Onlar hem sözün en güzeline (tevhide) ulaştırılan ve hem de Allah’ın yoluna kabul edilen kimselerdir.
25.Fakat inkârda direnenlere, insanları Allah’ın yolundan çevirenlere, Mescid-i Haram’a gitmekten engelleyenlere (Biz orayı gerek Mekke’de gerekse Mekke dışında oturanlar için ortak ibadet yeri kıldık), orada zulüm ve zorbalık yapmak isteyenlere, acıklı bir azabı tattıracağız.
26.İbrahim’e Beyt’in yerini gösterdiğimizde: “Bana hiçbir şeyi şirk koşma; tavaf edenler, kıyam, rüku ve secde edenler için Beytimi temiz tut” demiştik.
27.”İnsanları hacca davet et! Onlar, yaya olarak veya binek üzerinde senin çağrına gelsinler.”
28.”(Gelsinler ki) haccın kendilerine sağlayacağı maddî-manevî menfaatleri görsünler. Allah’ın ihsan ettiği kurbanları belirlenen günlerde keserken Allah’ın adını ansınlar. Bu kurbanların etinden hem kendiniz yiyin ve hem de fakirlere yedirin.”
29.Nihayet, yasaklara son verip kirlerinden temizlensinler, (varsa) adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i Atik’i (dünyanın en eski mabedini) tavaf etsinler.
30.Kim Allah’ın emir ve yasaklarına saygı gösterirse, Rabbi katında onun için daha hayırlıdır. Size yenmesi yasak olduğu bildirilenlerin dışındaki bütün hayvanların etleri helal kılınmıştır. O halde, putlar için kurban kesmek gibi pis işlerden sakının ve din adına uydurulmuş yalanlardan uzak durun.
31.Batıldan yüz çevirip yalnız Allah’a yönelin ve O’ndan başkasını ilah edinmeyin. Kim Allah’a şirk koşarsa; gökten düşerek un-ufak olan ve parçalarını kuşların kaptığı veya rüzgârın ıssız bir köşeye savurduklarına benzer.
32.Bu böyledir. Kim Allah’ın koyduğu sembollere saygı gösterirse bu, kalplerin takvalı olmasındandır.
33.Bunun size belirlenmiş bir süreye kadar faydaları vardır, nihayet varış yeriniz Beyt-i Atik (Kabe) dir.
34.Biz her ümmet için kurban kesmeyi bir ibadet kıldık ki, kendilerine rızık olarak verdiğimiz enam (koyun, keçi, sığır ve deve) cinsi hayvanları Allah’ın adını anarak kessinler. Hepinizin ilahı tek bir ilahtır, yalnız O’na teslim olun. O’na yürekten boyun eğenleri müjdele.
35.Onlar, Allah anıldığında yürekleri saygıyla ürperir ve başlarına gelen sıkıntılara göğüs gererler. Namazı düzgün ve sürekli kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler (hayra harcarlar).
36.Biz, (deve, sığır gibi) büyükbaş hayvanları da Allah’ın simgelerinden kıldık ki onlarda sizin için faydalar vardır. Onlar (kesilmek için) sıraya dizildiklerinde üzerlerine Allah’ın adını anın. Boğazlanıp cansız halde yere serildiklerinde ise onların etinden hem kendiniz yiyin ve hem de ihtiyacını gizleyene ve ihtiyacını gizlemeyen yoksullara yedirin. Onları şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.
37.Kestiğiniz bu hayvanların etleri de, kanları da Allah’a ulaşmaz. O’na ulaşacak olan sadece sizin takvanız (sorumluluk duygunuz) dur. Onları sizin istifadenize sunmasına ve size yol göstermesine karşılık tekbir getirerek Allah’ı yüceltin. (Rasulüm!) Güzel davrananları ve iyilik yapanları müjdele.
38.Muhakkak ki Allah, inanıp-güvenenleri koruyacaktır. Allah, hainleri ve nankörleri asla sevmez.
39.Haksız yere saldırıya uğrayan Müslümanlara, düşmana karşı savaşmaları için izin verilmiştir. Allah onlara yardım edecek kudrettedir.
40.Onlar sadece “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah, insanların bir kısmını diğerleriyle savunmamış olsaydı; o zaman içerisinde Allah’ın adının çokça anıldığı nice mescidler, manastırlar, kiliseler ve havralar yerle bir edilirdi. Allah kendi (davasına) yardım edenlere elbette yardım edecektir. Allah güçlüdür ve yücedir.
41.Onlar öyle kimselerdir ki, eğer onlara yurt verip egemen kılarsak, namazı hakkıyla eda ederler, zekâtı verirler, iyiliği emredip kötülüklere engel olurlar. Gerçek şu ki, işlerin sonu Allah’a aittir.
42.(Rasulüm!) Eğer seni yalanlıyorlarsa, onlardan çok daha önce de Nuh, Ad ve Semud kavmi de (kendilerine gelen Rasulleri) yalanlamıştı.
43.İbrahim’in kavmi de, Lut’un kavmi de öyle yapmıştı,
44.Medyen ahalisi de öyle yapmıştı. Musa da (Firavun ve hanedanı tarafından) yalanlanmıştı. Hepsinde de kâfirlere süre tanıdım, sonra da yakalarına yapıştım. Beni inkâr etmenin sonunun nasıl olduğunu gördüler.
45.Biz, Allah’a ortak koşan nice beldelerin halklarını helâk ettik. O beldelerin altı-üstüne gelmiş, kuyuları kurumuş, heybetli sarayları yerle yeksan olmuştur.
46.Onlar yeryüzünde gezip-dolaşmıyorlar mı ki, olup-bitenleri kalbleri kavrasın ve kulakları da işitebilsin. Gözler kör olmaz ama göğüslerdeki kapler kör olur.
47.Allah sözünden asla caymaz ama, onlar senden azabın çabuk gelmesini istiyorlar. Rabbinin nezdinde bir gün, sizin hesabınızla bin yıl gibidir.
48.Zalim oldukları halde, mühlet verdiğim nice kentlerin halklarını sonunda yakalayıverdim, nihayet dönüş Banadır.
49.De ki: “Ey insanlar! Ben sizin için sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
50.İman edip salih amel işleyenler için, hem bir mağfiret (bağışlanma) hem de (cennette) tükenmez rızıklar vardır.
51.Âyetlerimizi etkisiz bırakmak için çaba gösterenlere gelince, işte onlar cehennemliklerdir.
52.Bizim senden önce de gönderdiklerimiz Rasul ve Nebiler bir şey temenni (tebliğ) ettikleri zaman, şeytan onların arzusuna engel olmaya çalışmıştır. Fakat Allah şeytanın çabasını boşa çıkarır, ayrıca Allah âyetlerini açık ve birbirlerini açıklayıcı kılar. Allah her şeyi bilen ve her hükmünde tam isabet kaydedendir.
53.(Allah’ın), şeytanın engel olmaya çalışmasına fırsat vermesi, kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri katılaşmış olanları sınamak içindir. Şüphesiz zalimler derin bir ayrılık içindedirler.
54.(Bunun bir sebebi de), kendilerine ilim verilmiş olanlar, onun (âyetlerin) Rabbinden gelen gerçek olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler, kalpleri ona saygı duysun diyedir. Çünkü Allah iman edenleri doğru yola eriştirir.
55.Küfürde direnenler, Kıyamet Saati gelinceye kadar veya (yaşamın) kökünü kurutan bir günün azabı kendilerine gelinceye kadar bu mesaj (Kur’an) hakkında şüphe duymaya devam edeceklerdir.
56.O gün hakimiyetin tamamı sadece Allah’a aittir, aralarındaki hükmü O verecektir. İman edip salih amel işleyenler naim cennetlerindedir.
57.İnkârda direnen ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
58.Allah yolunda hicret ettikten sonra öldürülenler veya ölenlere gelince; Allah onlara (ahirette) rızıkların en güzelini verecektir. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.
59.Ayrıca onları hoşnut olacakları bir yere yerleştirecektir. Allah (onların isteklerini) bilen, (isyankârları cezalandırmada) acele etmeyendir.
60.(Allah’ın kanunu) işte böyledir. Kendisine yapılan saldırıya misliyle (aynı şekilde) karşılık veren kimse, bunun ardından yine bir saldırıya maruz kalırsa, Allah böylelerine kesinlikle yardım edecektir. Allah, çok affeden, çok bağışlayandır.
61.Zira Allah, gündüzü kısaltıp geceyi uzatıyor, geceyi kısaltıp gündüzü uzatıyor. Çünkü Allah, işiten ve görendir.
62.Böyle olması doğaldır, zira Allah hakikatın ta kendisidir. Onların O’nun dışındakilere yalvarıp-yakardıkları ise batılın ta kendisidir. Allah, yüceler yücesidir, en büyüktür.
63.Allah’ın gökten indirdiği suyla yeryüzünün yemyeşil hale geldiğini görmüyor musun? Allah dilediği şeyi cömertçe lütfeder.
64.Göklerde ve yerde olan her şey sadece O’na aittir. Allah hiçbir şeye ihtiyacı olmayan (kendi kendine yeterli olan) ve her türlü övgüye lâyık olandır.
65.Görmez misin ki Allah, yerde olan her şeyi ve denizlerde akıp giden gemileri kendi emriyle sizin hizmetinize vermiştir. Yerin üstüne, izni olmadan düşmesin diye göğü de tutan O’dur. Allah insanlara karşı pek pek şefkatli, çok merhametlidir.
66.Size hayat veren, sonra sizi öldürecek olan, ardından sizi tekrar diriltecek olan O’dur. Şu bir gerçek ki, insanoğlu çok nankördür.
67.Biz, her ümmet için bir kurban ibadeti (mensek) belirledik, (Ey Rasul!) şu halde kimse bu konuda seninle tartışmasın, sen onları sadece Rabbine çağır. Çünkü sen dosdoğru bir yol üzeresin.
68.Seninle ille de tartışmak isterlerse onlara de ki: “Allah sizin yaptıklarınızı çok iyi bilmektedir.”
69.Allah, tartışmakta olduğunuz konulardaki hükmünü Kıyamet Günü verecektir.
70.Bilmez misin ki Allah, gökte ve yerde olan-biten her şeyi bilmektedir. Çünkü bunların hepsi kayıt altına alınmaktadır. Bu Allah için çok kolaydır.
71.Onlar; Allah’ın haklarında (ilah olduklarına dair) hiçbir delil indirmediği, kendilerinde de onlar hakkında bilgi bulunmayan varlıkları Allah ile aralarına koyup kulluk ediyorlar. Bu zalimler kendilerine asla yardımcı bulamayacaklardır.
72.Onlara âyetlerimiz anlaşılır bir şekilde okunduğu zaman, o kâfirlerin yüzündeki öfkeyi fark edersin. Kendilerine âyetlerimizi okuyanlara neredeyse saldıracak hale gelirler. De ki: “Size bu öfkenizden daha kötüsünü haber vereyim mi? Cehennem ateşi! Allah, onu inkârcılar için hazırlamıştır. Orası ne kötü bir varış yeridir!”
73.Ey insanlar! İyi dinleyin, size bir örnek veriliyor: Sizin Allah ile kendi aranıza koyup taptıklarınız bir araya gelseler, bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan (yiyecek) bir şey kapsa, onu bile geri alamazlar. (Çünkü) isteyen de acizdir, istenen de.
74.Onlar Allah’ın gücünü gereği gibi anlayıp-kavrayamadılar. Allah, her şeyi hükmü altında tutan en yüce güç ve kudret sahibidir.
75.Allah, meleklerden de elçiler seçer, insanlardan da. Ne var ki Allah, her şeyi işitir, her şeyi görür.
76.(Bu elçilerin bildikleri sınırlıyken) O, onların bildiklerini de, bilmediklerini de bilir. Bütün işler Allah’a arz edilir.
77.Ey iman edenler! Kurtuluşa erebilmeniz için; Allah’ın huzurunda rüku edin, secde edin, (sadece) Rabbinize kulluk edin ve hayırlı işler yapın.
78.Allah yolunda üstün gayret sarf ederek gereği gibi mücadele edin. O, bu din için (mesajın muhatabı ve taşıyıcısı olarak) sizi seçti ve din konusunda size güçlük yüklemedi. O halde, atanız İbrahim’in dini olan bu dine uyun. Allah size, daha önce de bu vahiyle de “Müslüman” adını verdi ki Rasul size iyi bir örnek olsun, siz de insanlara iyi bir örnek olun. Namazı düzgün ve sürekli kılın, zekatı (gönüllü) verin ve Allah’a sımsıkı bağlanın. Allah sizin mevlânızdır, O ne güzel Mevlâ ve ne güzel yardımcıdır.